Enver Yılmaz / Gazeteci

Enver Yılmaz / Gazeteci

Yalçın Küçük’ten Sevan Nişanyan’ a bir garip “Zaza” sevdası!

Yalçın Küçük’ten Sevan Nişanyan’ a bir garip “Zaza” sevdası!

Bugünlerde “Zazalar Kürt değil, Zazaca müstakil bir dil” tartışmaları tekrar alevlendi. İşin ilginç tarafı Zazaca hakkında derme çatma bilgisiyle Ermeni yazar Sevan Nişanyan dönüp dolaşıp bu tezi savunuyor. Yalçın Küçük bu işlere ara verip görevi Sevan Nişanyan’a devretmiş görünüyor. Nişanyan son olarak :"Gayet net bir gerçek var: Zazaca Kürtçe olmayan ayrı bir dildir” dedi ve uyuyan derin hücreleri harekete geçirdi. Tabi Dilbilimci sürgün Akademisyen Selim Temo bu iddialar üzerine bir yazı kaleme aldı, akademik ve bilimsel olarak Nişanyan ve destekçilerinin tezlerini bir bir çürüttü.

Öncelikler şunu söylemeliyim; Kürdlerin bir Ermeni tarihçinin aklına ve zırvalarına ihtiyacı yoktur. Bir çok Ermeni yazar-çizerin yarasının olduğunu, Kürtleri bölmek ve parçalamak için iftira ve yalanlar ürettiğini gayet iyi biliyoruz. Tamer Akçam ve Sevan Nişanyan bu görevi üstlenmiş gibi temeli olmayan yalanlar üretmektedirler.

Açıkçası İran, Ermenistan ve Türkiye; Zazalar hakkında aynı şeyleri söylüyor. Söyledikleri, ortaya attıkları tezler Kürdleri bölmek, var olma çabalarını sekteye uğratmaktır. Kürdlerin zayıf noktasından istifade edip, emellerine ulaşmak istiyorlar. Bu çok açık ki “Zazalar Kürd değil” diyenlerin hepsinin derin bir Kürd yarası var. Kürdleri zayıf düşürmek, asimilasyonu daha da hızlandırmak istiyorlar.

Gayet net bir gerçek var: Bazı Ermeniler bilinçli ve programlı bir şekilde Kürdleri, Kürdlerden farklı gösterme çabası içersindeler. Bilindiği üzere 1920’lerden bu yana resmî ideoloji “Kürt yoktur” diyordu, Ermeni devleti ve onun akademisi de 1990’lardan beridir “Zazalar Kürt değildir” ve “Êzdîler Kürt değildir” deyip duruyor. Eğer Zazalar Kürd değil ayrı bir millet ise bu tezi savunanlar neden Zazakî hakkında tek çalışma yapmadı!? 1980-1990larda neredeydi bu kesim? Ya da ellerinde ki gücü neden Zazakîyi daha iyi bir seviyeye getirmediler? Bu soruların cevabı yok! Bu kesimlerin tek derdi Zaza ve Kurmanc Kürdleri bir birine düşürmek ve ayrı milletlermiş propagandası yaymaktır.

Zaza Kürdleri Şeyh Said ve Dêrsim ayaklanmasında adeta soykırıma uğratıldı. Temel hedefleri Zazaları Kürdlükten koparmak, Zazalar Kürd değil diyenler ne Zazakî’ye ne de dil ve kültüre sahip çıkmaz onların tek derdi Zazaları Kürdlükten koparmak, bu kesim özellikle 2010’dan sonra sahip çıkmaya başlıyor. Konuşulmayan eğitim dili olmayan Kurmanci - Zaza Kürdleri nasıl asimile edecek? Zaza Kürd ve Kurmanc Kürdler Türkçe öğreniyor, çocuklar kendi anadillerini öğrenemiyor. Diğer bir husus Kurmanc Kürdlerinin, Zaza Kürdlerinin asimile ettiği yalanı. Zazalar dağlarda ve daha özgür ruhludurlar, Kurmanc Kürdlere daha baskınlar, bu nedenle zayıf olmayan Zaza Kürdler asimle olmaz. Diğer husus Kurmancî Kürdçesi Zazalar, Kurmanclar, Soranlar, Lurlar ya da Goranların Kürd olmadığını söylemek siyasi bir söyleme işaret eder.

Soru şudur: Peki tüm bunlar tüm bu temelsiz iddialar kimin siyasetine yarar sağlar, sağlıyor?

Zazacılık propagandasının, önceleri Kürt hareketlerinde etkin biçimde yer almış bazı profillerce yapılması Ermenistan destekli olması, Kemalist çevrelerce körüklenmesine dikkat çekmek isterim. Kürtçe’nin birden çok lehçeleri var. Bu tüm tarihi dillerde var çok normaldir. Arapça var ama bir sürü lehçesi var. Türkçe var bir sürü şivesi, lehçesi var. Bugün Azerbaycan'dan ve İç Anadolu'dan iki kişiyi bir araya getir birbirini anlamazlar. Aynen Zazalar ve Kurmanclar gibi. Am Zazalar ve Kurmanclar yüzde 50 birbirlerini anlarlar. Ama onlar hepsi Türk. Dilde lehçeleşme normaldir ve tüm büyük dillerde bu var. Kürtler bir devlet olamamışlar. Ortak bir eğitim sistemleri yok. Şuan dilleri, varlıkları dört parça da egemen devletler tarafından tehdit altında.

Şu örnekleri vermek gerek; Kürt hareketleri önemli öncülerinden Mele Selim Efendiye Dimilî, Şeyh Said, Kurdizade Ahmet Rıza Ramis, Seyit Rıza, Sait Kırmızıtoprak, Sait Elçi, Necmettin Büyükkaya, Zaza Kürtleri. Bugün Necmettin Büyükkaya’nın heykeli, cephane desteği sağladığından Kürdistan Federal Bölgesi’nde Celal Talabani’nin talimatıyla dikilmiştir. Yine birçok örnek verebiliriz. Bugün Kürt siyasetinin önemli figürlerinden Selahattin Demirtaş Elazığlı Zaza Kürdüdür. Yine tüm Kürt siyasi partilerinde, merkez partilerde Zaza Kürtleri yer almaktadırlar.

Kurmanc ve Zaza topluluklarında tarih, kültür, mücadele, acılar, trajediler, travmalar, göçler ve bedeller ortaktır. Kaç bin yıldır aynı coğrafyada yan yana tüm zorluklara göğüs germiş, aynı kaderi paylaşmışlar. Tarihin hiçbir döneminde konuştukları lehçeden dolayı birbirini dışlamamış, etnik bir tavır göstermemiş, birbirlerini ötekileştirmemişler. Binlerce yıl aynı siyasi, coğrafi, kültürel ve sosyolojik kaderi paylaşan Kürtçe’nin farklı lehçelerini konuşan toplulukları ayrıştırmak, karşı karşıya getirmek ve onları ayrı alanlara hapsetmek hem vicdansızlık hem de kötülüktür. Bugün var olmaya çalışan Kürtler, tarihten bu yana parçalana parçalana güçten düşmüş, olmak ya da olmamak savaşını vermektedirler. Dolayısıyla kendi varlıklarını sürdürmek için birliklerini güçlendirmeleri, dillerini ve kültürlerini koruma altına almalılar. Esas gündem bu olmalıyken birileri sürekli ötekileştirmek, bölmek ve parçalamak için mesajlar veriyor, suni gündemlerle insanları meşgul edip kafa bulandırıyor.

Bugün “Zazalar Kürt degil” tezini savunanlar ne Zazaca konuşuyor nede dillerine hizmet ediyorlar. Bu tezi savunanların hiçbir icraatı görülmemiştir. Fakat Zazaları Kürd, Zazacayı da Kürçe’nin bir kolu olarak gören kesimler dergi çıkarıyor, kitaplar basıyor sözlük çalışması yapıyor, yayınlar yapıyorlar. Canla başla bu dilde eserler üretiyorlar. Açıkçası durum bu. Biz çalışıyor onlar konuşuyor... Davulun sesi de gür çıkar. Çünkü davulun içi boş. Vurdukça sesi gür çıkıyor. Bu kesimler tüm tartışmaları da Türkçe yapmaktadırlar. Tabi bu politik bir tavırdır. Kürt siyasetini bölmek, parçalamak ve Kürtleri siyasetsiz bırakmak için bilinçlice öne sürülen tartışmalardır. Kürt siyaseti tüm partileriyle Zazacayı Kürtçenin bir parçası ve Zazacanın korunması yeni nesillere aktarılması gerektiğini savunuyor. Tabi ki partilerin Zazacayı yeteri kadar yer vermemesi, özelikle geçmiş belediyelerin bu konuda yeterli çalışmalar yürütmemesi tartışılabilir, eleştirilebilir. Bu bizim iç meselemizdir ve en çok eleştirenlerden biri de benim. Ben Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde uzun uğraşlar sonunda resmi web sitesine Zazacayı yerleştirdim. Sonra kayyum geldi fakat o siteden Zazacayı kaldırmadı. Çünkü o kazanılmış bir haktı. Yani dilimizi daha görünür hale getirmek ve kayıt altına almak için çaba göstermeliyiz. “Zazalar Kürttür değildir” tartışması yerine dilimizi nasıl korur ve yaygınlaştırırız düşüncesiyle hareket etmemiz gerek.

Zazacanın durumunu içinde bulunduğu tehlikeyi görmemiz gerekiyor her şeyden önce. Bilindiği gibi UNESCO Türkiye’de kaybolan dillerle ilgi bir çalışma yürüttü ve bu çalışmasını yayınladı. Bu açıklamalara göre Türkiye’de 18 dil tehlike altında görülmektedir. Bunların içerisinde Zazaca da var. Bana göre şu anda Zazaca bu tehlikeye çok yakın değil. Ama uzakta sayılmaz.

(Sitede yayınlanan yazılar ve yorumlardan yazarları sorumludur. Yayınlanan yorumlardan Amida Haber - sorumlu tutulamaz)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Enver Yılmaz / Gazeteci Arşivi