Çağımızın hastalığı: Obezite
Semira Avcı, çağın hastalığı olan
obeziteyle ilgili konuştu.
Obeziteyle tanışan çocukların hem kendi yaş grubundaki hem de yaşından büyük kişilerce psikolojik şiddete maruz kaldığını belirten Avcı, obezitenin yanlış beslenmeden kaynaklandığını vurguladı.
İlk 6 ay anne sütü almayan çocuklarda obezite görülme sıklığı çok daha fazla olduğunu ifade eden Avcı, ailelerin çocuklarına sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırarak obezitenin karşısına geçmelerine yardımcı olabileceğini söyledi.
"OBEZİTE FİZYOLOJİK VE PSİKOLOJİK BİRÇOK RAHATSIZLIĞA NEDEN OLABİLMEKTEDİR"
Avcı, "Obezite ve kilo kontrolü çocuklarda dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Obezite fizyolojik ve psikolojik birçok rahatsızlığa neden olabilmektedir. Çağımızın hastalığı damgasını yemiş, sevimsiz fakat tedavisi mümkün bir durumdur. Obezite çocuklarda erken ilerleyen, kardiyovasküler rahatsızlıklara, diyabet gibi birçok neden olabilmektedir." dedi.
Obez olan çocukların psikolojik şiddete maruz kalabileceğini ifade eden Avcı, "Bu yaş grubundaki çocuklarda gerek yaşıtlarından olsun gerek yaşça büyük insanlar tarafından psikolojik şiddette maruz kalabiliyorlar. Bu aslında çok daha tehlikeli bir durumdur. Bu yaşta psikolojik şiddetle tanışan çocuklarda bulundukları dönemde veya ileriki dönemlerde yeme bozukluğu ile tanışılabiliyor. Bu da sosyal problemlere neden olabilmektedir." diye konuştu.
"ÇOCUKTAKİ YANLIŞ BESLENME ALIŞKANLIĞINDAN KAYNAKLANAN BİR DURUMDUR"
Obezitenin ne gibi rahatsızlıklara sebep olabileceğini sıralayan Avcı, "Obezite çocuklarda kardiyovasküler hastalıklara, tansiyon problemlerine, romatizmaya, ortopedik rahatsızlıklara, hormonel bozukluklara, kaygı ve depresyone neden olabiliyor. Obezite hareket kısıtlamasına neden olan gözle görülebilen aşırı kilo alımıdır. Şu demek değildir; her kilolu çocuk obezdir. Basit obezite dediğimiz bir durum var. Bu da çocuktaki yanlış beslenme alışkanlığından kaynaklanan bir durumdur. Obezite metabolik rahatsızlıklardan kaynaklanan bir durumdur. Basit obezite dediğimiz durum çocuklarda çok daha sıklıkla karşılaşılan bir durumdur." ifadelerini kullandı.
"İLK 6 AY ANNE SÜTÜ ALMAYAN ÇOCUKLARDA OBEZİTE GÖRÜLME SIKLIĞI ÇOK DAHA FAZLADIR"
Obezite konusunda ebeveynlerin de hatalarının olduğuna değinen Avcı, "Çocuklarda obezite genelde yanlış beslenmeden kaynaklanan bir durumdur. Yapılan araştırmalarda anne sütü almayan çocukların obeziteye daha yatkın olduğunu göstermiştir. İlk 6 ay anne sütü almayan çocuklarda obezite görülme sıklığı çok daha fazladır. Anne sütünü almayan çocuklar ebeveynlerin gözünde biraz daha sağlıksız olarak görülüğü için besin geçiş dönemine geldiklerinden itibaren yüksek miktarda beslenmeye çalışılıyor. Genel olarak anne babalar çocuklarının fazla beslenmesinden hoşnut olabiliyorlar; çünkü çocuğun ileriki dönemlerde daha güçlü olabileceğini düşünüyorlar. Bu da maalesef obeziteye kapı açan bir durumdur. Aileler bu noktada çocuklarına sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırarak obezitenin karşısına geçmelerine yardımcı olabilir." şeklinde konuştu.
Obeziteyi tetikleyen durumları anlatan Avcı, "Çocuklarda obeziteyi tetikleyen durumlar genetik yatkınlıklar, hormonel rahatsızlıklar, çok fazla fast food ürünler tüketilmesi, yanlış beslenme alışkanlıkları, asitli içeceklerin tüketilmesi, şeker oranı çok yüksek besinlerin tüketilmesi obezeteyi tetikler. Hareketsiz yaşam tarzı da neden olabiliyor. Alınan kalorinin harcanan kaloriden fazla olması da obeziteye neden olabiliyor. Dengesiz yemek yeme saatleri, gece yemek yeme alışkanlıkları obeziteye zemin hazırlayan durumlardır." dedi.
OBEZİTENİN TEDAVİSİNİN OLDUĞUNU BELİRTEN AVCI, SON OLARAK ŞUNLARI SÖYLEDİ:
"Çocuklarda obezitenin tedavide ilk olarak çocuğu obeziteye iten durumun ne olduğuna bakılmalı. Bu herhangi bir hormonel rahatsızlık mı yoksa basit obezite dediğimiz sadece yanlış beslenmeden kaynaklanan bir durum mu, ilk olarak bu durumlara bakılmalı. Herhangi bir metobolik bir rahatsızlıksa bir beslenme modeli çizilmesi gerekiyor ve çocuğa sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılmalı. Aslında obezitenin tedavisi ailenin besin yasaklarıyla, ailenin kontrolüyle bir durum değil; hekim, diyetisyen ve aile işbirliği içerisinde olması gerekiyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.