Deprem bölgesinde büyük tehlike: Asbest

Deprem bölgesinde büyük tehlike: Asbest
6 Şubat tarihinde 11 ilde gerçekleşen Maraş merkezli depremin ardından büyük hasarlar meydana geldi. Binlerce binanın ağır ve orta derecede zarar gördüğü Diyarbakır’da 379 kişi hayatını kaybetti. Depremde yıkılan binalardan sonra, yapılan hasar tespit çalışmalarında yıkılması öngörülen binalar boşaltılarak yıkımlara başlandı. Hasarlı binalarda, insan sağlığını ciddi derecede etkileyecek şekilde yıkımlar devam ediyor. İş makinalarıyla yıkılan binalardan çıkan ve kansere neden olan asbest isimli toprak türünü

Berivan Kılıç / Hamza Özçelik

Ülkemizde kullanımı yasaklanan asbest maddesi, akciğer zarı kanseri ve birçok hastalığa sebep oluyor. Yıkımı gerçekleşen binalarda gerekli önlemlerin alınmadığını belirten, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, yıkımlar sırasında ortaya çıkan asbest konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

6 Şubat tarihinde 11 ilde gerçekleşen Maraş merkezli depremin ardından büyük hasarlar meydana geldi. Binlerce binanın ağır ve orta derecede zarar gördüğü Diyarbakır’da 379 kişi hayatını kaybetti. Depremde yıkılan binalardan sonra, yapılan hasar tespit çalışmalarında yıkılması öngörülen binalar boşaltılarak yıkımlara başlandı. Hasarlı binalarda, insan sağlığını ciddi derecede etkileyecek şekilde yıkımlar devam ediyor. İş makinalarıyla yıkılan binalardan çıkan ve kansere neden olan asbest isimli toprak türünün meydana getirdiği toz dumanı özellikle akciğer zarı kanseri riskini ortaya çıkarıyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim üyesi Profesör Doktor Abdurrahman Şenyiğit 2005 yılından sonra Dünya Sağlık Örgütü tarafından ülkemizde kullanımı yasaklanan toprak türü olan asbest konusunda uyarılarda bulundu.

‘’Ülkemizde kullanımı yasaklanmış madde: Asbest ‘’

Yapılan araştırmalara göre 1970’li yıllarda tehlikesi anlaşılan toprak türü kullanımının yasaklandığını aktaran Şenyiğit şunlara dikkat çekti. ‘’Asbest benim aynı zamanda uzmanlık tez konum ve ilgi alanım. Asbest ihmal edilen, ihmal edildiği zaman önemli sağlık sorunlarına neden olan bir toprak çeşidi. Bu toprak çeşidi uzun yıllardan beri başta Çermik, Çüngüş, Ergani, Maden, Siverek olmak üzere bizim bölgemizde çevresel anlamda kullanılmıştır. Asbest maddesinin tehlikesinin anlaşılmasının ardından 70’li yıllarda yasaklanmaya başlanmıştır. 2005 yılından sonra Dünya Sağlık Örgütü tarafından ülkemizde bu maddenin kullanımı, ticareti, ihracatı vesaire yasaklamıştır. Kazakistan Çin ve Özbekistan gibi ülkelerde bu toprağın işletildiğini biliyoruz ancak ülkemizde kullanımı yasaktır.

Dikkat: Kansere yol açıyor!

Vücuda giren asbestin çeşitli hastalıklara yol açtığını aktaran Şenyiğit bu topraktan doğan toz dumanının son derece ölümcül kanserlerden olan Akciğer zarı kanserine sebep olduğunu dile getirdi.  Ayrıca kansere yakalanan kişilerin süresinin bir yıl olduğu ifadelerine yer verdi.  Asbest vücuda girdikten sonra çeşitli hastalıklara yol açar. Özellikle akciğer zarı kanseri ve Plevral plak dediğimiz hastalıklar çok önemli hastalıklardır. Özellikle asbestin oluşturduğu akciğer zarı kanserleri son derece ölümcül bir kanser olup maalesef ortalama yaşam süresi 1 yıl olan kanser türleridir. Asbest öyle bir maddedir ki etkisini hemen göstermez, yirmi yıl sonra ortaya çıkarır insanda oluşan hasarları. Bu tür hastalıkların pençesinden kurtulmak zor.

Yıkımı gerçekleşen binalarda dikkat edilmesi gerekenler

Yıkımları devam eden hasarlı yapılarda meydana gelen toz dumanına karşı yeterli önlemler alınmamakla beraber, yıkım esnasında birçok şeyin ihmal edildiği söylendi. Şenyiğit, açıklamalarına şu sözlerini de ekledi; Abdurrahman Şenyiğit: Ülkemizde bu toprak çeşidi yasaklandıktan sonra evler genel olarak betonarme yapılardan oluştu, bundan dolayı çevresel maruziyet belirgin bir şekilde azalmış durumda. Depremden sonra hasar gören binaların yıkılmasıyla beraber asbest içerikli ürünlerin parçalanması çevreye büyük zararlar veriyor. Çevresel dönüşüm devlet tarafından dikkate alınıyor ve bu konuda tedbirler alınıyor ancak belli yerlerde bunun ihmal edildiğini söyleyebilirim.  Yıkılması gereken alanda çevrenin boşaltılması gerekiyor.  Başta operatörler olmak üzere herkesin mutlaka maske takması ve mümkünse alanda sulama yapıldıktan sonra yıkımın gerçekleştirilmesi gerekir. Yıkımdan sonra enkaz kaldırıldığı zaman, taşıma esnasında rüzgâra bağlı tozun ortaya çıkmamasına bağlı olarak üzerinin örtülmesinde fayda var. Eğer örtülmeden taşınırsa çevresindekilere zarar verir. Ortaya çıkan molozların şehirden uzak bir yere taşınması ve gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.