Bir şehirde sokak köpekleri insanlara saldırmaya başladıysa o şehirde belediyeler hayvanlara bakmıyor, ilgilenmiyor demektir.
Yakın tarihte 3 defa 3 ayrı yerde sokak köpeklerinin saldırısına uğradım.
O an kaçmayıp üzerine baskı kurduğum için işin psikolojisini de bildiğimden, elbette Hakk rahmetiyle elhamdülillah, ısırma durumu ile karşı karşıya kalmadım.
Ülkede saldırı vakaları çok artmıştı, Diyarbakır'da da hisseder olduk artık... Özellikle Sur İçi ve 75.yol gibi işlek mekanlarda oldu bir de...
Esnaf iş yok diyor tabi olmaz. Sokaklara dikkat edin eski kalabalık yok. Turist azalmış, tabi azalır.
Halk her anlamda kendini güvende hissetmediği yerlere pek uğramaz. Ne zaman bilincine varacaksınız?
Özetle sokak hayvanları Hevsel'e yakın bir yerde onlara özel mekanlarda barındırılmalı, zaten bu büyük şehirde bir hayvanat bahçesi yok, gerçi olmaması daha iyi o türler ormanların çocuğu...
Ailelerin uğrayabileceği özel mekanlar lazım, hayvanları hiç aç bırakmadan...
Cinslerin, canlı türlerinin birbirine zulmü de önlenir, çocuklar da sokaklara güvenle çıkar, aileler daha rahat olur, hayvanlar da disipline bir biçemde gözetilir.
Böylece sistematik bir biçimde sokak hayvanları gözetilir, üzerimize inşallah bu sayede daha da rahmet yağar.
Bu konu da mevcut iktidar maalesef çok zayıf... Umarım bu yazılar bir hayra vesile olur da biraz olsun vicdana gelirler.
Biraz olsun bu mesuliyetlerinin farkına varırlar belki! Son saldırı yeni yapılan Sezai Karakoç edebiyat konağının oralarda oldu.
Ya birileri tarafından ya da kendi başına bir köpek sahiplenmiş bir avluyu. Küçelerden geçenlere saldırmaya çalışıyor.
Sahipliyse onu oraya koyana en ağır cezayı vermeli. Yarın bir çocuğu ısırırsa vebali olmayacak mı? Ara sokaklar da dar, kaçacak alan da yok...
Maalesef böyle gelmiş böyle gidiyor. Zamanın şerli after partileri beş kuruş etmiyor.
İslam Hukuku olsaydı gerçek Ömerler yetişirdi. Gerçek Ömerler başta olsaydı, kimse kolay kolay suç işleyemez, suç işleyen bedelini gerçekten en ağır şekilde öderdi.
Suç işleyenler bugün İslam Hukuku olmayan ülkelerde hep otelde ağırlanır gibi ağırlanıyor. Ömründe birkaç defa ayrı zamanlarda adam öldüren seri katiller var.
Nasıl mı?
Mesela bizim ülkede 3 kez afla salınmış. Sonuncuda silahını beğendi diye bir güvenlikçiyi katletti de yeniden içeriye girdi, yeniden, 3. Kez!
Dışarda nice seri katil, nice katil, nice zalim dolaşıyor. Suç işlemek bedelsiz olunca dünyada, ahret inancı da yok veya zayıfsa çok doğal işte bunca katilin, zalimin arasında olmamız...
Dünya iyiler ve mazlumlar için şimdi tam bir zindandır. Zalimlerinse cenneti seküler dünya...
Zira cehennemde bu konforlu ağırlanmayı, otel gibi cezaevlerini bulamayacaklar!
Heyhat! Şeriat deyince nefisler korkuyor, o korkuyu şeytan çekiyor gözlerine haberleri yok, şu vahşi çağda vahşi çılgınlar gibi her gün kan akıyor sokaklardan, sen ise kısastan korkuyorsun, halbuki kısas sen öldürülme diye var!
Artık o kadar zulüm çoğaldı ki yine gururlarından kısas diyemiyorlar ama kitleler hep meydanlarda deli gibi idamın gelmesini isteyerek aslında şeriatı haykırıyorlar, farkında bile değiller...