15 Mayıs’ı Doğru Anlamak
14 Mayıs 2023 seçimleri zorlu bir sürecin sonunda iktidarın kafada bıraktığı soru işaretleriyle bitti. Cumhurbaşkanlığı seçimi 2.tura kaldı fakat vekil seçimlerde iktidar, genel olarak oy erimelerine uğramışsa da cumhur ittifakı olarak meclis çoğunluğunu, bunca olumsuz ülke şartlarına rağmen sağladı. Meclis aritmetiği açısından önemli bir avantaj sağlamış oldular.
Muhalefet ise bazı eksilikler söz konusu olsa da genel olarak olumlu sayılabilecek bir kampanya süreci yürütmüş olmalarına rağmen istenilen matematiksel sonuç elde edemedi. Kılıçdaroğlu’nun kampanya çalışmalarının gerek söylemler, gerekse kullanılan dil ve kucaklayıcı yaklaşım açısından başarılı olduğunu söylemek mümkün. Kılıçdaroğlu’nun kampanyası eleştirilebilecek tarafları olsa da genel olarak umut verici bir sinerjiye sahipti.
İktidar, elindeki devlet gücünü, yasalara rağmen sert ve nezaketi aşan bir dille toplumu, seçmen kitlesini konsolide ederek 2002 den bu yana en düşük seviyeye inmiş olsalar da çoğunluğu elde ederek 2. Tur için “psikolojik üstünlük” yakalamış oldular.(Soru işaretleriyle dolu seçim sonuçlarını saymazsak)
Bu seçim sürecinde ülkenin en az yarısının değişim sinerjisi önemliydi. Neredeyse tüm muhalefeti her türlü farklılık ve ayrılığa rağmen ortak bir zeminde yani hak, hukuk ve adalet ekseninde birleştirdi. Cumhuriyet tarihi boyunca bunca farklı siyasetin bir aday etrafında ortaklaşması önemli bir ilk olduğunu söylemek mümkün. Bu durum cumhuriyetin demokratikleştirilmesi çabalarının motivasyonunu oldukça olumlu yönde etkilemiştir. Kılıçdaroğlu’nun birleştirici dili, ılımlı yaklaşımı geleceğe dair bir umut ışığı oluşturmuştur. Tüm devlet aygıtlarını yanına alan iktidarın değişmesine şimdilik yetmedi. Tabi demokratik mücadelenin tek yolu seçimler değildir. Otoriter rejimler, halkı manipülasyon ve spekülasyonlara dayalı olarak yapılan seçimlerle oyalayarak, hak arayışlarını sadece seçimlere indirgeyerek etkisiz hale getirmektedir. Bu durumda seçimler birer formalitenin ötesine geçmemektedir. Dolayısıyla demokrasi mücadelesi sadece seçimde seçime bırakılamaz.
Yeşil Sol Parti seçmeni ve özelde Kürtler, seçimde haktan, hukuktan ve adaletten yana tavır almıştır. Kılıçdaroğlu’na ülke geneline göre en yüksek destek Diyarbakır, Dersim, Hakkâri ve Şırnak gibi YSP/HDP’nin kalesi olan yerlerden, her türlü seçim hilelerine rağmen geldi. Bu tavırla bu iller ve geri kalan YSP seçmeni bir bütün olarak ne olursa olsun ”tebaa” olma dayatması yerine demokrasi dersi vererek özgürlükten yana tavır koymuştur.
YSP/HDP, bu seçimde net tavrı ve gösterdiği siyasi olgunlukla demokrasi adına büyük ve anlamlı mesajlar vermiştir. Parti kapatma davası, her türlü baskı ve yıldırmalar dünyanın neresinde hangi partiye yapılmış olsaydı çoktan çökmüş ya da tamamıyla etkisiz hale gelmişti. Kürtler ve demokratik siyasi geleneği, bırakın çökmeyi her şeye rağmen, tüm eksikliklere rağmen ülke siyasetinin lokomotifi, ezilen kesimlerin buluşma adresi olmuştur. Bu durum son derece değerli ve takdire şayandır. Kürt demokratik siyasetinin maruz kaldığı acımasız saldırılar, oluşturduğu büyük misyondan ve kapsayıcı çoğulcu anlayıştan dolayıdır.(YSP/HDP seçim çalışmaları, vekil listeleri vb. konularda eleştiri ve özeleştiriye açıktır) Ülkedeki bu adaleti bozuk düzenin, gerçek değişimin gücü olmaları, tarihsel olarak ortaya koydukları “Berxwedan Jiyané” anlayışı, tüm zulmedenlerin en büyük korkusu olmuştur.
YSP /HDP nitelikli programı şuan aldığı desteğin çok ötesindedir. Adil olmayan seçim koşullarını dikkate aldığımızda, oylar üzerinde oynanan onca hileleri de hesaba kattığımızda yine de ortaya konan büyük mücadelenin, her türlü baskı aracına rağmen kırılamadığını söylemek yerinde olur.
Demokratik bir yaşamı bizim gibi ülkelerde sağlamak, son yüzyıla baktığımızda ne kadar güç olduğunu söylemeye gerek yok. Demokratik bir ülke yaratmak istiyorsak topyekûn ve her gün, yerel olan ile evrensel olanı iyi bir şekilde harmanlayarak, sağlıklı bir yurttaşlık bilinci ve herkes için adalet anlayışını güçlendirmemiz lazım. Demokratik bir kültür inşa etmek için kararlılığı, tutarlılığı, cesareti ve kolektif anlayışı daha da büyütmek gerektiriyor. Demirtaş’ ın çok güzel bir sözü var ”cesaret bulaşıcıdır” aslında güzel olan ne varsa onları çoğaltarak birbirimize bulaştırmamız gerekiyor. Farklı inanç ve ideolojilerin ortak paydalarda bir araya gelerek temel demokratik değerler etrafında birliktelik sağlayabileceğini bu seçimde görmüş olduk, daha iyisi neden mümkün olmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.