Ahmet Özmen

Ahmet Özmen

Dijital çağda çocuk olmak

Dijital çağda çocuk olmak

“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?”

Bizim öğrencilik yıllarımızda sınıfa giren yetkili yetkisiz her misafirin klasik sorusuydu bu. Verdiğimiz yanıtlar soruyu ezbere bildiğimiz için hazırdı her zaman. Öğretmen olmak isterdi kimimiz, doktor olurduk, hemşire ya da mühendis.

“Büyüyünce 'MUTLU OLMAK' istiyorum.” diyene rastlama ihtimali olmazdı. Meslek sahibi olmak hayatın idamesi için yeterli bulunurdu.

Saydığımız mesleklerle ilgili çok şey de bilmezdik aslında. Çünkü öyle öğretilmişti bizlere. Bizleri, sadece polisin hırsızları yakalaması ya da doktorların hayat kurtarması ilgilendiriyordu. Ötesini bilmezdik, bilmemiz de gerekmezdi o mesleği seçmemiz için.

Hemşireyle ancak okul aşısı için canımızı acıttığında karşılaşırdık. Mühendisin resmini sadece ders kitabında görmüştük sanki.

Doktorun ne kadar para kazandığıyla ilgilenmezdik. Ya da öğretmenin toplumdaki itibarı etkili olmazdı seçimlerimizde. Yaşadığımız beldenin su ve elektrik problemlerini çözmek için mühendis olmayı seçerdik.

İyi ve kötü vardı sadece. Hırsız polis oynardık sokaklarda, hırsızın kazanma şansı olmazdı. Öğretmenlerimiz için ya tembeldik ya çalışkan. Ebeveynlerimizin nezdinde ya akıllıydık ya da yaramaz. Oyunlarda ya suçlu olurduk ya da polis. Oyunumuzu kendimiz kurduğumuz için kurallarını da kendimiz belirlerdik çoğunlukla.

Aslında seçtiğimiz her bir meslek için temel hedef kendi mutluluğumuz ve diğer insanların mutlu olmasını sağlamak olurdu.

Günümüz okullarında durumlar çok değişti. Anaokullarından lise yıllarına kadar çocuklara meslek seçimi ile ilgili yönlendirici ve bilgilendirici çalışmalar yapıyor öğretmenlerimiz.

Mesleklerin kostümlerini minik bedenlere giydirip anne babaların heyecanını izliyoruz erken çocukluk dönemlerinde. İleri sınıflarda meslek erbapları kendi mesleğini tanıtır kariyer günlerinde. Görsel medya, videolar, filmler, internet ortamları çocukların işini çok kolaylaştırıyor bu dönemde.

Toplumdaki statüsü, ekonomik getirisi, popülaritesi, kolay ulaşılır olması, yüksek performans istememesi gibi özellikler gençlerin seçimlerini yapmalarında belirleyici oluyor.

Endüstri 4.0 devrimiyle yaşanan hızlı dönüşüm durumu tamamen değiştirdi. Birçok meslek ya tamamen kayboldu ya da işlevini büyük oranda kaybetti. İhtiyaçlarımızın değişmesiyle beraber yeni meslekler türedi. Ve yeni mesleklerin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Dönüşüm bu hızla devam edecek olursa bugün popüler olan birçok meslek yakın zamanda aynı akıbeti yaşayacak. Önümüzdeki dönemlerde bazı meslekler işlerini robotlara kaptıracak muhtemelen. Bazılarının ise gördükleri işlev değersizleşecek ve meslek olmaktan çıkacak. Bu nedenle dijital çağın çocukları, gençliklerinde tercih ettikleri meslekten emekli olamadan yeni meslekler seçmek zorunda kalacak.

Bir eğitimci olarak, çocukların keyif alacakları ve kendilerini mutlu edecek meslekleri seçmeleri konusunda yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.

Eğitim sistemimiz bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Ancak bu durum öğrencileri ve ebeveynlerini doğru yönlendirmemize engel değil. Dijital çağ sayısız olanak sunuyor bizlere.

Hedefimiz, iyi para kazanan ancak kazandığı paranın bir bölümünü ruh hastalıkları tedavisine ve kimyasal ilaçlara harcayan bireyler yetiştirmek olmamalı.

Mutlu bireylerden oluşan mutlu bir topluma giden yol, büyüyünce ‘MUTLU OLMAK' isteyen çocuk ve gençlerin sayılarının artmasından geçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Özmen Arşivi