Gazze, Sincan, Myanmar, Şam, Kudüs...

Mazlumlarımız kan ağlıyor.

Münafıklar, zalimler, asiler çılgınlar gibi gavurun yılbaşını kutluyor.

Bugünler ve sonrasında şayet çok çok büyük belalar başa gelirse sakın kimse şaşırmasın bile!

Yine sabretmeyecek, isyan edecek tayfa o zümre olacak...

Onlar ki her türlü suçu işleyip içeri girince bile kader mahkumuyum deyip haşa Allah'a iftira ediyor.

Kendine kör kesilip hep nankörlük ve başkalarına kötülük peşinde koşan niceleri, müslümanım demekle kurtulacağını sanıyor.

Şimdi mahşerin önemini daha iyi anlıyorum.

Yarattıkları sayısınca elhamdülillah, Rabbimiz sonsuz kusursuz mutlak Adil...

Ne mutlu böyle tek böyle bir böyle kendisinden başka ilah olmayan O Rabbin kulu olmakla müşerrefim elhamdülillah...

Allah bize acısın, esirgesin, bağışlasın bizi...

Bizden olmayanların, hakikate ihanet edenlerin ise yanına bırakmasın amin...

Allah yolunda koş, Allah yolunda coş, kalbin yeşil nur saçan bir kandile dönsün ey can...

İnsan hakları, barış, kardeşlik, bütün gerçek iyilikler, güzellikler yalnız İslam içinde işte görüyorsun, İslam olmayanların ikiyüzlülüğünü, vahşiliğini, suskunluğunu görüyorsun...

Senin ailen müminlerdir.

Hiç değilse o uzak ormanlarda, insanların az yaşadığı bölgelerde İslam'a tam uyan köyler oluşturabilseydik, hakikat üsleri...

Gel gör ki bunlar bile yok. Savaşın, zulmün tam ortasındayız...

Deccallerin yalancı suları, yalancı ateşleri sarmış dünyayı.

Biz hakikat erleri garibanlar kalmışız, çağrımızı duyan pek az...

Hicretimiz duaya, şikayetimiz Cenab-ı Hakk hazretlerine...

Şeytanlar, deccaller, zalimler, münafıklar içim yaşasın cehennem..!

Ne mutlu alemde şimdi gariban kalmış tevhid ehline...

Tağutlar için yaşasın cehennem!

İsa ve Mehdi'yi gönder ey Rabbimiz, zalimlerden öcünü bizlerin elleriyle al, amin, amin, amin...

Aleyhisselam, vesselam. Subhanallah... Kuddusallah... Samedallah...