AŞKA AŞIK OLMAK VE UZAKTAN SEVMEK

Sevdanın en çilekeşi, en zorudur, uzaktan sevmek…

Sevginin en yalın ve en temiz hâlidir. Umutların tükenmediği, "belki" ile başlayan cümlelerin sonsuz sayıda olmasıdır. Senin olmayan bir insanı senin gibi yaşamaktır. Onunla başlayan cümlelerin seni hayata bağlamasıdır.

Uzaktan sevmek en yalnız acıları yaşatır aslında. Bağıramazsınız bile, sesinizi kimse duymamalıdır çünkü, kendi başınıza kanayan yerlerinizin kabuk tutmasını beklersiniz çaresizce. Acıların feriştahıdır "yalnız çekilen acılar", yalnızlığın acısı, acının yalnızlığına karışıp karesiyle çarpar yüreği çünkü. Denizi özlemek, dalgalarını, dinginliğini düşlemek, güzel. Güzel de ya denizi görememenin hüznü?

Uzaktan sevmek, tanıkları olmayan, hiç kimse ile paylaşılmayan, tek başına yaşanılan, yüreğe çöreklenen, yoktan bir sevgi inşa etmektir.

Sevdiğine seni seviyorum diyemeden sevmektir. Onun yüreğinden uzak olarak sevmektir. Sevdaların en acısı ve en kanatanıdır.

Uzaktan sevmek, sürekli yan yana olup seni seviyorum kelimesini diyememektir. Her gün görüp de sevgini belli edememektir. Sevmekten bir gün olsun vazgeçmeden, sevgini ona anlatmadan, ellerini tutamadan, kokusunu duyamadan sevmektir. Sevdaların en zorudur. İnsanı iki büklüm eden, acıdan ölüm derecesine getiren sevgidir, uzaktan sevmek.

Uzaktan sevmek demek, her gün ona ulaşma, ona duyduğun sevgiyi anlatma heyecanı ile yaşamaktır. Sevginin en saf, en katkısız hâlidir. Paylaşılmadığı için yıpranmayan, sürekli taze kalan sevgidir. Horlanmadığı, küçümsenmediği için sadece filizlenip büyüyen ilk günkü gibi taze kalan sevgidir. Sevdiğinin gözünde yerinin hiç değişmemesine sebep olan sevgidir. Kirlenen sevgiler arasında en temiz kalan sevgidir. Sensiz de seni sevebiliyorum demektir.

Uzaktan sevmek demek beklemek demektir. Hissetmesini beklemek, görmesini beklemek, gözlerinin içine bakmasını beklemek, olmayacağını bildiğin hayâllerin gerçekleşmesini beklemek…

Zordur uzaktan sevmek, taşıyamaz her yürek. Kavuşma ümidi ile yaşamaktır, heyecanlanmaktır onu her düşündüğünde, gerçekleşmeyecek türlü türlü hayâller kurmaktır.

Bir de birine duyduğumuz aşktan öte bir şey vardır: Aşka aşık olma. Böyle insanların istediği; sevmek, hislerini karşı tarafa söylemek, vuslata ermek gibi bir amaç gütmeden sadece aşkı tatmaktır. Acısıyla sevinciyle iliklerine kadar aşkı hissetmek…

Amin Maalouf’un Uzaktan Aşk adlı kitabı uzaktan aşkı anlatırken bir o kadar da melankoli dolu okumalar yapmayı sevenlerin gönüllerini fethedecek bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

Uzaktan Aşk kitabında da aşık olma isteğiyle yanıp tutuşan bir Jaufre var.  Blaye Prensi olan Jaufre 1.Perde’de “Mutluluktan söz etmeyi öğrendim, nasıl mutlu olunur bilmedim” cümleleriyle giriyor sahneye. Yaşadığı hayattan sıkılan prens uzaklara ve aşka özlem duyuyor.

Yıllar öncesinde yaşıyor olsa da şu anki bizden pek farkımız yok çünkü hepimiz hiç bilmediğimiz diyarlara gitmeye ve aşık olmaya özlem duyuyoruz. Bazen görmediklerimiz gördüklerimizden daha çok çeliyor kalbimizi. İşte Jaufre bu arayıştayken bir gezgin ona Trablus’ta bulunan bir kontesten bahsediyor.

Adı Clemence olan bu güzel daha ilk cümlelerde derinden bir yer ediniyor Jaufre’in kalbinde. Nasıl olsa insan aşık olmak istedikten sonra rüzgarın esişinde bile anlam bulabiliyor kendisine.

Her ne kadar uzaktan sevmenin zorluklarını anlatmış olsak da sevgi saklanılacak ve utanılacak bir şey değildir! Sevginizi dile getirmekten asla çekinmeyin. Ben hayatım boyunca sevgisini saklayan ve gizleyen bir insan olamadım sonu ne olursa olsun, reddedilme ve rencide olma korkusunu bir kenara bırakın, gururunuzdan inanın hiçbir şey kaybetmezsiniz.

Çünkü öylesine güzel bir şey yapıyorsunuz sevginizi dile getiriyorsunuz hesapsızca, en saf duygularınızla, yalansız, dolansız olabildiğine saf ve temiz... Utanılacak bir şey varsa o da sevgilerin yok edilmeye çalışıldığı bu dünyada bu sevgisiz kalmaktır…

Kalın Sevgiyle…