EMO Diyarbakır Şubesi: DEDAŞ uyarılarımızı dikkate almadı

EMO Diyarbakır Şubesi: DEDAŞ uyarılarımızı dikkate almadı
Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ufuk Bulut, enerji hatlarında gerekli bakım ve onarım çalışmalarının yapılması için yaptıkları uyarıların DEDAŞ tarafından dikkate alınmadığını savundu.

EMO Diyarbakır Şubesi: DEDAŞ uyarılarımızı dikkate almadı! Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ufuk Bulut, enerji hatlarında gerekli bakım ve onarım çalışmalarının yapılması için yaptıkları uyarıların DEDAŞ tarafından dikkate alınmadığını savundu.

Diyarbakır’ın Çınar ile Mardin’in Mazıdağı ilçelerinde 20 Haziran’da çıkan yangının yankıları sürüyor.  Bölgede incelemelerde bulunan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Diyarbakır Şubesi, yangın bölgesinde anız olmadığını ve hatların geçtiği güzergahlarda yangına karşı bir önlem alınmadığını ileri sürdü. EMO Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ufuk Bulut, hem yangın hem de DEDAŞ’ın bölgedeki uygulamalarına dair Mezopotamya Ajans’a konuştu.

 ‘Bölgedeki 3 direkte de elektrik var’

Yaptıkları incelemede yangının çıkış yerlerinde enerjinin verildiği ikisi demir biri ağaç olmak üzere üç direk tespit ettiklerini belirten Bulut, “Ağaç olan direk, iki demir direğin ortasında kalıyor. Enerji bu üç direkte vardı. Ama DEDAŞ’ın iddiasına göre; bir buçuk kilometre olan kısımda enerji bulunmuyor. Trafoların söküldüğünü dolayısıyla orada enerji verilmediğini söylüyor. DEDAŞ’ın ‘elektrik yok’ demesinin nedeni bu ancak bu üç direkte de enerji var” ifadelerini kullandı.

‘Uyarıları yaptık’

DEDAŞ’ın bir yere enerji taşırken mutlaka can ve mal güvenliğini sağlaması gerektiğine işaret eden Bulut,  en ufak bir ihmalin dahi kazalara sebebiyet verebileceğini söyledi. Bakım ve onarımların düzgün ve düzenli yapılması gerektiğinin altını çizen Bulut, “Mevsim farklılıkları nedeniyle iletkenlerde genleşme olur, sarkmalar olur ve bu genleşme ile sarkmalar arklara sebebiyet verir. Bu nedenle yangının birçoğu direk tepesindeki izolasyon ve iletken bağlantılarından kaynaklı oluşur. Bu bağlantı noktalarından direğin altına arklar düşer. Eğer direk dibi temizlenmemişse, etrafı sürülmemişse bu kolaylıkla çevreye yayılabilen bir yangına dönüşebilir. Biz bunlara işaret ettik. Bunların tedbirlerinin alınması, düzenli olarak bakım onarımının yapılması ve kaliteli bir enerji verilmesi yönünde uyarılarımızı yaptık” diye belirtti.

‘Dağıtım şirketleri kamulaştırılmalı’

Şirketlerin daha çok ticari amaçlı çalışmalar yaptığını ve karlarını düşündüklerini belirten Bulut, bu nedenle enerji dağıtım şirketlerinin kamulaştırılması gerektiğini vurguladı. Bu tür felaketlerin önüne geçilmesi için uyarılar yaptıklarını fakat ticari yönün ağır basmasından kaynaklı uyarıların dikkate alınmadığını iddia eden Bulut,  şunları belirtti: “Bunların ticarileşme mantığı bu. Ne yaparsak yapalım kar mantığı ön plana çıkacaktır. Yapılan tesislerin gerçekten mühendislik kontrolünden geçirilmesi ve tekniğine uygun yapılması gerekir. Dağıtım şirketinin gerçekten bu işi ciddiye alması gerekir. Öte taraftan bölgedeki insanların da bu konuda bilgilendirilmesi gerekir. Pilot bölge seçerek, bu yerlerdeki direklerin yenilenmesi, elden geçirilmesi, can ve mal güvenliğine zarar gelmeyecek hale getirilmesi gerekiyor.”

‘Afet bölgesi ilan edilmeli’

Yangının bölgede kötü sonuçlara yol açtığına dikkati çeken Bulut, etkilenen vatandaşların zarar-ziyanlarının karşılanması için bölgenin bir an önce doğal afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini belirtti. Bulut, “Zarar ve ziyanalar tanzim edildikten sonra kim kusurluysa devletin kamu adına hesaplaşması gerekir” dedi.

‘Denetim mekanizmaları işletilmiyor’

Yangın bölgesinde incelemede bulunan heyette yer alan EMO Diyarbakır Şubesi üyesi Sorgül Aytek Avşar da, kamu alanı olan dağıtım şirketlerinin sermayedarların eline verilmesiyle kırsal alanlarda yetersiz kalındığını söyledi. Gözlemlediklerinde kırsal alanlarda orta gerilim sigortalarının olmadığını tespit ettiklerini kaydeden Avşar, şirketin özellikle kırsal alanlara ciddi yatırımlar yapması gerektiğinin altını çizdi. Avşar, “Kamusal olan şirketi sermayeye peşkeş çekerseniz, bir hizmet göremezsiniz. Çünkü orası devredilmiş ve artık iş alanı. Bir fabrika, para getiren bir sektör olarak düşünün. O hale gelmiş durumda. Dağıtım şirketlerinin üzerindeki kontrol mekanizmaları da önemli ancak bu mekanizma yeterince işlemiyor” diye belirtti.  DEDAŞ’ı kontrol eden mekanizmanın güçlü olması gerektiğini vurgulayan Avşar, “Kamusal olan bir alanı özelleştiriyorsanız onu kontrol edecek bir mekanizmada kurmanız gerekiyor. Ancak kontrol mekanizması tam olarak işlemiyor. Bu bir kamu hizmeti başka bir hizmet değil. Can ve mal güvenliğinizi tehdit eden çok önemli bir alan ve kesinlikle özelleştirilmemesi gereken bir alan” ifadelerini kullandı.

Yapılması gerekenler

Kırsal alanlarda yaşanan eksikliklere dikkati çeken Avşar, bu tür yangınların önlenmesi için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “DEDAŞ’ın özellikle o bölgedeki alanlara bir an önce iyileştirmeye dönük girişimlerinin olması gerekiyor. Yatırımları geliştirmeleri gerekiyor. Bu yatırımlar karar mekanizmaları tarafından kontrol edilmesi gerekiyor. Ağaç direklerin tamamen kaldırılması gerekiyor. İletkenlerin yeniden çekilerek eklerin olduğu yerlerdeki bağlantıların daha sağlıklı bir şekilde yapılması gerekiyor. Bir diğer konu da anız yakmaları konusunda yurttaşların eğitilmesi gerekiyor. Çünkü yangın olmasa bile anız başlı başına doğaya zarar veriyor. Cam şişeler yangına neden oluyor. Bu tarz şeylerde var. O nedenle toplumun da bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu noktada artık doğru bir yöntem bulmamız gerekiyor. Çünkü canımızı, malımızı ve doğamızı tehdit ediyor. Bu noktada birçok alanda yapmamız gereken şeyler var.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.