Emekçi Hakları Geriliyor, İş Cinayetleri Artıyor!

Emekçi Hakları Geriliyor, İş Cinayetleri Artıyor!
İşçi ölümleriyle ilgili rakamlar, İliç maden faciası öncesinde de Türkiye’de iş güvenliğinin olmadığını net olarak ortaya koydu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre, 2023 yılında 54’ü çocuk olmak üzere en az bin 932 işçi hayatını kaybetti. 60 saatin üzerinde çalışanların oranı da yüzde 15. TÜİK verileri bile 15-17 yaş arasındaki her 5 çocuktan birinin çalıştığını gösteriyor. 9. Köy Muhabiri Bilge Sarıhan; cinayet gibi iş kazalarını, hak ihlallerini ve nedenlerini sendikacılarla, akademisyenlerle ve

Emekçi Hakları Geriliyor, İş Cinayetleri Artıyor! İşçi ölümleriyle ilgili rakamlar, İliç maden faciası öncesinde de Türkiye’de iş güvenliğinin olmadığını net olarak ortaya koydu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre, 2023 yılında 54’ü çocuk olmak üzere en az bin 932 işçi hayatını kaybetti. 60 saatin üzerinde çalışanların oranı da yüzde 15. TÜİK verileri bile 15-17 yaş arasındaki her 5 çocuktan birinin çalıştığını gösteriyor. 9. Köy Muhabiri Bilge Sarıhan; cinayet gibi iş kazalarını, hak ihlallerini ve nedenlerini sendikacılarla, akademisyenlerle ve iş güvenliği uzmanlarıyla konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve OECD verilerine göre, pandemiden sonra ülkedeki bütün ekonomik veriler, emekçi haklarını çalışanların aleyhine gerileterek değişti. Bu dönemde Türkiye’de eşitsizlik arttı, gelir dağılımındaki bozulma şiddetlendi. Sadece gelir dağılımı değil, iş güvenliği ve can güvenliği de geriledi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin yayımladığı iş cinayetleri raporuna göre; 2023 yılında 54’ü çocuk olmak üzere en az bin 932 işçi hayatını kaybetti.

Türkiye OECD ülkeleri arasında eşitsizlik göstergeleri bakımından 38 ülke arasında 2. sırada yer aldı. Çalışma sağlığı ve güvenliği açısından da başarısız olan Türkiye’deki çalışma koşullarını ve sorunlarını değerlendiren uzmanlar, emek mücadelesinin kitleselleşmesi gerektiğinin altını çiziyor. İş güvenliği uzmanları, emeğin ve hakların korunması için tek çare olarak tüm kesimlere sendikal örgütlenme öneriyor.

“Çocuklar ihlale açık çalışmaya mecbur bırakılıyor”

Çocuk işçi ölümlerini ülkemizdeki çalışma rejiminin trajedisi olarak ifade eden Sosyal-İş Genel Sekreteri Deniz Gülşen, TÜİK’e göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranının %19 olduğunu söyledi. Yani çocuk sayılacak yaştaki her 5 gençten 1’i çalışmak zorunda.

Gülşen, Türkiye’de kayıt dışı ekonomi geliştikçe, kayıt dışı istihdamın da arttığını söyledi:

“Kayıt dışı çalışma iş güvenliğini ortadan kaldırıyor ve denetimsizliği getiriyor. Çocuklar kayıt dışı işe alınıyor, bir dizi tehlikeye ve ihlale açık bir şekilde çalışmaya mecbur bırakılıyor. MESEM uygulaması, işverenlere düşük maliyetle neredeyse çocuk yaşta işçi istihdamına imkan tanıyor.  İşverenin kar hırsı, maliyeti düşürmekteki açgözlülüğü ve emekçileri sömürme arzusu, çocuk işçiliğini Türkiye çalışma hayatının bir bileşeni haline getiriyor.”

Çalışma hayatında uluslararası iş kanunlarının bağlayıcılığını hatırlatan Gülşen  “ILO mevzuatının Türkiye çalışma koşullarına uygulanması için yerel ve uluslararası kurumların (çatı sendika örgütleri, meslek birlikleri, uluslararası denetleyici sivil toplum kuruluşları) iş birliğini artırmak gerekiyor. Yıllar içerisinde verilen mücadeleler ile emekçiler lehine belli mevzilerin kazanılması mümkün olmuştur. Sabır gerektiren bu mücadeleyi kitleselleştirmek, farklı özneleri kapsayarak kazanımlarımızı artırmak hepimizin sorumluluğundadır” diyerek sözlerini noktaladı.

İTÜ İnşaat Fakültesi’nde akademisyenlik yapan G. Emre Gürcanlı da çalışma saatlerinin standartların çok üzerinde olduğuna dikkat çekti. Haftada 60 saatten fazla çalışanların oranının Türkiye’de yüzde %15,1 olduğunu belirten Gürcanlı, “Türkiye bu oranla, çalışma saatleri açısından OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor” dedi.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında çok sayıda akademik çalışma yapan Gürcanlı, özellikle özel sektörde beyaz yakalı çalışanların bulunduğu hizmet, bankacılık, mühendislik alanlarında örgütsüzlük ve uzun çalışma saatlerinin neredeyse bir norm haline geldiğini söyledi.

Türkiye, işçi haklarında en kötü 9. ülke

Araştırmalar doğrultusunda, Türkiye’nin asgari ücret ülkesi haline geldiğini söyleyen Gürcanlı şöyle konuştu: “Merkez Bankası ve DİSK-AR verileri, asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranının yüzde 50’lerde olduğunu gösteriyor. Uluslararası Sendikalar Birliği, ‘Evrensel Haklar Endeksi’ yayımlar. Burada işçi hak ve eylemlerine yönelik saldırı, karşıtlık ve baskıları inceler. İşçi haklarının yasalarda ve pratikte en iyi şekilde nerelerde korunduğunu değerlendirmek için uluslararası kabul görmüş 97 gösterge ile karşılaştırarak 145 ülkeyi sıralar. Bu sıralamada 9. olan Türkiye, en kötü 10 ülke arasında.”

“İşveren ve çalışan, işçi sağlığının bilincinde olarak çalışmamaktadır” diyen İş Güvenliği Uzmanı Gökhan Turan ise iş güvenliğindeki sorunlara dikkat çekti. İşçi sağlığının sadece iş yeri çalışma koşulları ile korunacağını, bunun sağlanabilmesi için sendikaların rolünün büyük olduğunu belirten Turan şunları söyledi:

“İşveren işin kendisine ne kadar kazandıracağına bakar. Burada işverenin karı, üretim için ödenecek bedelin en az düzeyde olmasıdır. Üretim, işçi için ücret olarak nitelenmektedir. İşin hızlı yapılması aynı zamanda dikkatsiz ve sağlıksız yapılmasına neden olur. İş güvenliğinde en büyük sorun işçi hareketleri olarak nitelendirilir. Ancak bunun nedeninin işveren bakış açısı olduğu ve ücret kaygısından kaynaklandığı görmezden gelinmektedir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.