KHK mağdurları işsizlere geçim kapısı oldu

Yıllarca çalıştıkları işlerinden atılan 22 KHK mağdurunun Diyarbakır'da açtığı lokanta, işsiz 7 kişiye de geçim kapısı oldu.

AMİDA HABER- Et ve sebze yemeklerinin piştiği lokantanın aşçısı da emekli bir memur. Esnaf, avukat, memur, onlarca kişinin uğrak yeri olan mekânda 4 çeşit yemek çok uygun bir fiyata satılıyor. 22 KHK mağduru, “acemi” olarak girdikleri sektörde, hem uzmanlaştı hem de geçimlerini sağlayacak parayı kazanmaya başladı. Diyarbakırlı vatandaşların ilgi gösterdiği lokantanın müdavimlerinden Murat Aygün “Bu arkadaşlarımıza büyük haksızlıklar yapıldı. Bu nedenle onlara bir yandan destek olmak istiyoruz, diğer yandan lezzetli ve ucuz yemeklerle karnımızı doyuruyoruz”

Düşük ücretle çalıştılar

Diyarbakır’da yaşayan 22 devlet memurunun hikayesi, Türkiye'deki KHK mağduriyetine adeta ayna tutuyor. Büro Emekçileri Sendikası (BES)’e üye ve yönetici 85 kamu emekçisi 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çıkarılan KHK ile “yasadışı örgütle bağlantılı oldukları” iddiasıyla kamudan ihraç edildi. Maaşları gibi yaşamları da bıçak gibi kesilen 22 sendika üyesi, geçimlerini sağlayabilmek için uzun süre özel sektörde iş aradı. Ancak, tüm kapılar yüzlerine kapandı. Özel kurumların çoğu KHK mağdurlarını ya işe almaya çekindi ya da düşük ücretle ve sigortasız çalıştırmak istedi. Güvencesiz ve düşük ücretle çalışmak istemeyen 22 KHK mağduru yeni arayışlara girdi.

Emekli Songül umut oldu

İş bulabilme umuduyla her hafta sendika binasında bir araya gelmeye başlayan 22 KHK mağduru, günler süren fikir alışverişinden sonra yemek sektörüne girmeye karar verdi. Ancak, önemli bir ayrıntıyı göz ardı etmişlerdi. Hiç biri yemek yapamıyordu ve aşçılıkla ilgili bilgileri de yoktu. Arayışları sonucunda emekli memur Songül Kelekçiler ile yolları kesişti. Emekli memur Songül Kelekçiler, yemek yapmakta oldukça iddialıydı ve açılacak yeni lokantanın mutfağını çekip çevirebilirdi. Songül Kelekçiler, aşçılık teklifini kabul edince, sıra sermaye arayışına gelmişti.

Kimi altın sattı, kimi borç aldı

Açılacak lokantanın isminin “Emekçiler Lokantası” olmasına karar verildi, ancak hiç birinin ne birikmiş parası ne de sermayesi vardı. Kimi eşinin altınlarını sattı, kimi yakınlarından borç aldı ve 22 ihraç memur, her biri 5’er bin lira verdi ve gerekli olan 110 bin TL’yi topladı. Önce, yer kiralandı, ardından yemek masaları, sandalye ve mutfak malzemeleri alındı. Kiralanan iş yerini, ‘gelin gibi süsleyen’ kamu emekçileri 2017 Kasım ayında ‘Esnaf Lokantası’nı hizmete açtı. 250 metrekarelik lokantada Songül Kelekçiler, el lezzetini de kattığı kavurma, sebzeli pilav, et haşlamasıyla kısa sürede damakları fethetti. İlk günler, restoranda yer bulmak neredeyse imkansız hale geldi.

En çok tercih edilen et yemekleri

Diyarbakırlılar, Songül Kelekçiler’in yemeklerinden tatmak hem de KHK mağdurlarına destek olmak için, adeta lokantaya akın etti. Talep yoğunluğu halen de devam ediyor. Bölgede sofraların baş tacı et olduğu için, “Emekçiler Lokantası”nın da en çok tercih edilen menüsü et yemekleri. Lokantanın her kesimden müşterisi var ancak ağırlıklı talep memur, avukat ve esnaflardan geliyor. 22 kişi olarak yemek sektörüne başlayan ihraç memurlardan 10’u zaman içerisinde çeşitli gerekçelerle ortaklıktan ayrıldı. “Emekçiler Lokantası” şuan 12 ortakla, Diyarbakır’ın yemek sektöründeki iddiasını koruyor.

Yemekler şahane kokuyor

‘Emekçiler Lokantası’ Diyarbakır’da orta halli insanların yaşadığı Yenişehir Semti’nde 40 yıllık bir apartmanın alt faaliyet yürütüyor. Etrafında binaların olduğu lokantanın yakınlarında baro, adliye ve diğer kurumların bulunması ciddi bir avantaj. Çünkü yemekhanesi olmayan kurumların çalışanlarını öğle yemeklerini Emekçiler Lokantası’nda karşılıyor. Adliye yakın olduğu için lokanta avukatların da uğrak yeri. Hijyen koşullarına dikkat edilen lokantada, mutfak çalışanları bone ve eldivensiz, tek bir soğan dahi soymuyor. İçeri girdiğinizde mis gibi tere yağlı kavurma ve pilav kokusuyla karşılandığınız Emekçiler Lokantası’nı açan KHK mağdurlarının en büyük endişesi ise yükselen enflasyon. İhraç memurlar, dalgalı kur karşısında her geçen gün artan yağ, et, tüp gaz ve sebze maliyetleri karşısında ezilmemek için, yemeklere minik zamlar yapıyor. Ancak, artan maliyetlere ne kadar daha direneceklerini bilmiyorlar.

‘Kimseye muhtaç değiliz’

Emekçiler Yemek Salonu’nun 12 ortağının hikayeleri birbirinden farklı, kimisi ders niteliğinde. Suphi İzol da bu hikaye sahiplerinden biri. Diyarbakır Adliyesi’nde 15 yıl zabıt katibi olarak çalışan İzol, Bilgisayar Mühendisliği ile Kürt Dili ve Edebiyatı dalında yüksek lisans yapmış.

2002 yılında Diyarbakır Adliyesi’nde işe başlayan İzol, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 2017’nin Ocak ayında, kamudan ihraç edildi. 15 yıl kamudan aldığı maaş, ihraç edildiğinde kesildi. Hayat standartları bir anda düşen İzol, kendi deyimiyle “sudan çıkmış balığa” döndü. Bir süre doğup büyüdüğü köye giden İzol, burada tarla işleriyle uğraştı. Ancak, uzun süre uzak kaldığı köy işlerini hem yapamadı, hem de kazancı geçimini sürdürmeye yetmedi. 2017 yılının Ocak ayından Ekim ayına kadar arayışları süren İzol, “Ekim ayında Emekçiler Lokantası’nın hikayesi başladı. Örgütlü bir sendika olduğumuz için bir araya gelip tartıştık. Ortak kararla bir yer açmaya karar verdik” diyerek, yabancısı olduğu “yemek sektörüne” mecburi geçişinin hikayesini özetliyor. KHK’lılar arasında dayanışmanın önemine dikkat çeken İzol, “Bu dayanışma sayesinde kimseye muhtaç olmadan hayatımızı sürdürüyoruz” diyor.

‘Kimimiz bulaşık, kimimiz garsonluk yaptık’

Lokantayı kiralama ve malzeme alımında koordineli çalıştıklarını belirten Suphi İzol, 22 kişinin ortak kararıyla 3 kişinin mekan kiralama ve malzeme alımı için görevlendirildiklerini söylüyor. “Malzeme alımı lokantanın dizaynı bittikten sonra Kasım ayında lokantamızın açılışını yaptık diyen İzol” şöyle devam ediyor: “Burası açıldığında ilk etapta bizler her kademesinde çalıştık. Kimimiz garsonluk, bazılarımız bulaşık yıkadık, kimimiz salonu temizledik, kimimiz yemek siparişlerini götürdü. Dayanışmamız ve üretkenliğimiz ile bize bunu reva görenlere ders verdik. Tüm olumsuzluklara rağmen ayakta kalmayı başardık. Çocuklarımıza gururla söz edeceğimiz bir hikayemiz var. Bu hikayede yoktan var olma ve bir başarı var.”

Psikolojim bozuldu

2 çocuk babası olan Mahmut Ava’nın hikayesi de Suphi İzol’dan çok farklı değil. O da 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra “örgüt üyeliği” iddiasıyla 10 yıl memurluk yaptığı Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK)’dan ihraç edildi. 10 ay iş aradığını, psikolojisinin işsizliği kaldıramadığını anlatıyor Ava ve şöyle devam ediyor: “Bu karar beni ve ailemi derinden etkiledi. 10 ay iş aradım. Sigorta geçmişime baktıklarında insanlar bana iş vermeye çekiniyordu. Bayağı işsiz kaldım. Psikolojim bozuldu. Bu lokantayı açtıktan sonra burada bir aile olduk. Herkes işine sahip çıkıyor. Yemeklerin ucuz, temiz ve kaliteli olmasına özen gösterdik, çünkü memur arkadaşlarımızın bütçesi belli. Restoranımızda et ağırlıklı yemekler var. Çünkü bölge insanı et seviyor.” Mahmut Ava, ortaklığının yanı sıra Emekçiler Lokantasının idari işleri ile de ilgileniyor. Pandemi döneminde 50 bin lira zarar ettiklerini, çalışanlarının bir kısmını işten çıkardıklarını anlatan Ava, “ihraç esnaf” oldukları için hükümetten kira desteği alamadıklarını dile getiriyor.

İşe dönsek de devam edeceğiz

Politik bir kent olan Diyarbakır’da insanların kendilerine sahip çıktığını belirten Mahmut Ava, “İşimize dönsek bile bu işi sürdürmek istiyoruz. Çünkü bize ‘ağaç kabuğu yesinler’ diyenlere inat burayı açık tutmak istiyoruz” diyor. Mahmut Ava, “çok çok para kazanma” amaçlarının olmadığını, geçimlerini sağlayabilecek asgari kazanç peşinde olduklarını belirterek, şuan gelir -giderlerinin aynı olduğunu dile getiriyor.

15 gün sonra oğlu da ihraç edildi

Sakarya’da Maliye’de çalışırken ihraç edilen 30 yıllık memur Sadrettin Çelik evli 5 çocuk babası. 15 gün sonra inşaat mühendisi olan oğlunun da ihraç edildiğini öğrenen Çelik zor bir süreçten geçtiğini söylüyor. İlk aylarda polis baskısı sonucu Vergi Dairesi ve Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) tarafından yoğun bir baskıya tabi tutulduklarını söyleyen Çelik, “Memurlar her gün çalışma izni ve vergi kayıtlarımız inceliyordu. Birkaç defa tutanak tutuldu ancak prosedüre uygun çalıştığımız için sorun çıkmadı. O dönem maddi sıkıntı çeksek de buranın ayakta kalması için ciddi mücadele verdik. Şimdi ayaktayız ve geçimimizi sağlayabiliyoruz” diyor.

Hem yemek hem destek

Fırsat buldukça Emekçiler Yemek salonuna gelerek Songül Kelekçiler’in lezzetli yemeklerini tadan lardan Murat Aygün’ün favorisi et yemekleri. Kültür sanat ile uğraşan Murat Aygün, “Burada çalışan insanlara büyük haksızlıklar yapıldı. Bu nedenle fırsat buldukça KHK mağdurlarına hem destek hem de ucuz ve lezzetli yemeklerini yiyerek karnımı doyuruyorum” diyerek Emekçiler Yemek Salonu’nu tercih etmesinin nedenini açıklıyor.

Psikolog Bereketoğlu: Sosyal yaşamları tahrip oldu

Uzman Klinik Psikolog Duygu Berekatoğlu, kamu emekçilerinin ihraç sonrası ciddi şekilde psikolojik sorunlar yaşadığını söylüyor. Bereketoğlu, kamu emekçileri ve akademisyenlerin çoğu ihraç sonrasında yaşadıkları yoğun stres ile birlikte öfke ve hayal kırıklığı yaşadığını, “Kamu emekçilerinin aktif çalışma hayatından kopması çoğunda travma sonrası stres bozukluğuna sebep oldu” diyor.

Bereketoğlu, “Kamu emekçileri ve akademisyenlerle yaptığım görüşmelerimde Akademisyenler ana kitleden ayrıştığı hissine kapıldığını söylemişlerdi. Haksızlığa uğramak ve ötekileştirmek, değersizlik ve dışlanmışlık duygusuyla birlikte çoğunda uyku problemi ve stres ile ilişkilendirilen sağlık problemleri de yarattı. Ekonomik sıkıntıların ve belirsizliğin getirmiş olduğu yüksek kaygı ruh sağlıklarını ciddi anlamda etkiledi. Psikolojik etkilerle birlikte elden alınan çalışma hakkı, seyahat özgürlüğü gibi anayasaya aykırılık teşkil eden ihlaller, çok daha uzun soluklu psikolojik etkilerin yanında sosyal yaşamı da tahrip edici düzeyde oldu.”

15 Temmuz’da ne oldu?

15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal’in (OHAL) verdiği yetkilerle Cumhurbaşkanı tarafından onlarca Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı. 21 Temmuz 2016’da ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) 18 Temmuz 2018 itibarı ile sona erdi. OHAL toplamda 7 kez uzatılarak 2 yıl sürdü. Ocak 2020’de yayımlanan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Faaliyet Raporu’na göre OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar ile 131 bin 922 "tedbir" gerçekleşti. OHAL’de en az 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi, 270 kişinin öğrencilikle ilişiği kesildi, 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatıldı, 3 bin 213 personelin rütbesi alındı.

Milyonlarca kişi mağdur oldu

OHAL sürecinde toplam 204 medya kuruluşu kapatıldı. Bunlardan 25’i hakkında kapatma kararı iptal edildi. Kapatılan 179 medya kuruluşu arasında 53 gazete, 37 radyo istasyonu, 34 televizyon, 29 yayınevi, 20 dergi ve 6 haber ajansı bulunuyor. Raporda, "Okulları kapatılan, mezuniyetleri geçersiz sayılan, askeri okullardaki öğrenciler, polis okulları öğrencileri, diğer kamu ve özel kurumlarda KHK’larla mağdur edilenlerin sayıları da yukarıdaki rakamlara ilave edildiğinde, doğrudan mağdur olanlar 250.000’i geçebilmektedir." ifadeleri yer aldı. Rapora göre ayrıca, OHAL/KHK mağdur yakınları olan ikincil mağdurların sayısı 1 milyon 500 bine yaklaştı. (Haber: İlyas Akengin-Özel)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Toplum & Yaşam Haberleri