Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Umut: Diyarbakır'dan Bir Çalıştayın Ardından
"Bağımlılık ortak bir yaraysa, çözüm de ortak akılda saklıdır."
Bağımlılık, uzun süredir Diyarbakır’ın sessiz ama yakıcı yaralarından biri. Sadece bir sağlık sorunu değil, toplumu derinden sarsan bir sosyal kırılma noktası… Gençlerin, çocukların, kadınların ve ailelerin hayatını sarsan bu kriz, nihayet güçlü bir ortak akıl ve kararlılıkla masaya yatırıldı. 31 Mayıs – 1 Haziran tarihlerinde Diyarbakır’da Kent Konseyi Sağlık Meclisi tarafından düzenlenen “Bağımlılıkla Mücadelede Çok Paydaşlı Yaklaşım Çalıştayı”, bu anlamda önemli bir dönüm noktasıydı.
Bu çalıştaya birçok kurum, yerel yönetim, STK, akademisyen ve uzman katıldı. Hep birlikte meseleye yüzeyden değil, derinlemesine bakıldı. Çünkü artık herkesin hemfikir olduğu gerçek şu: Bağımlılık bireysel değil, yapısal bir sorundur.
Çalıştayda ilk olarak, bağımlılığın Diyarbakır’daki boyutu tüm açıklığıyla tanımlandı: Erken yaşta maddeyle tanışma, kolay erişim, kurumsal koordinasyon eksikliği ve tedavi sonrası takip sistemlerinin yetersizliği… Bu sorunlar sadece bağımlı bireyi değil, ailesini, çevresini ve dolayısıyla bütün kenti etkiliyor.
Bu nedenle çalıştayda dört temel başlıkta atölye çalışmaları yürütüldü: Koruyucu/önleyici hizmetler, tedavi süreçleri, rehabilitasyon ve istihdam. Her bir başlık, bir diğerini tamamlayan halkalar gibi birbirine bağlıydı. Çünkü tedavi tek başına yetmiyor; rehabilitasyon olmadan iyileşme kalıcı değil. Rehabilitasyon da istihdamla desteklenmediği sürece, birey aynı kısır döngüye dönmeye mahkûm kalabiliyor.
En dikkat çekici yönlerden biri, çalıştayın “çok paydaşlı” yapısıydı. Belediyelerden muhtarlara, sağlıkçılardan gönüllülere kadar herkes masadaydı. Artık kâğıt üzerinde kalan protokollerin değil, sahada karşılığı olan dayanışma modellerinin zamanı geldiği vurgulandı.
Örneğin mahalle bazlı koruma ağları kurulması, terk edilmiş yapıların sosyal merkezlere dönüştürülmesi, eğitimlerin anadil ve yerel değerlerle uyumlu hale getirilmesi gibi somut öneriler dile getirildi. Aynı şekilde, Adsız Narkotik gibi bağımlıların kendi deneyimleriyle birbirini desteklediği yapılar, resmi sistemlerin tamamlayıcısı olarak sahaya dahil edildi.
Rehabilitasyon atölyesinden çıkan en güçlü mesaj ise şuydu: “Topluma dönüş, rehabilitasyonla değil, istihdamla tamamlanır.” İşverenlere yönelik önyargı kırıcı eğitimlerden, kamu kurumlarında bağımlılıktan kurtulanlar için özel kota sistemine kadar pek çok yaratıcı öneri sunuldu. Hatta, “İstihdam Kampüsleri” kurulması ve başarılı birey hikâyelerinin kamuoyuyla paylaşılması, toplumun umutla yeniden bağ kurması için önerildi.
Çalıştayın en önemli çıktılarından biri, Diyarbakır Madde Bağımlılığı Koordinasyon Kurulu’nun kurulması oldu. Bu kurul, paydaşlar arası koordinasyonu sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda veri temelli stratejik adımların hayata geçirilmesinde öncü rol oynayacak.
Bu bir sonuç değil, bir başlangıç. Kentin hafızasında yeni bir sayfa açılıyor. Dayanışmaya, adalete, onarıcı çözümlere inananlar artık yalnız değil. Çünkü bu kent, sorunlarını konuşarak çözebilecek bir olgunlukta olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ve şimdi…
“Kent için harekete geçme” zamanı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.