ŞEYX SAİD’İ TANIYIN, ONA GÖRE DEĞERLENDİRİN!
ŞEYX SAİD’İ TANIYIN, ONA GÖRE DEĞERLENDİRİN!
23 Nisan 1920 de açılan meclise destek veren, 1921 yılında mecliste çıkarılan 21 maddelik Anayasaya itiraz etmeyen, neden 1924 anayasasına itiraz ettiğini bilmek gerek.
Peki soruyorum daha iki yıl önce kurucu meclis tarafından Çanakkale ruhu ile yapılan 1921 anayasası ne diye rafa kaldırılıp Anadolu değerlerinden soyutlanmış 1924 anayasasını çıkardılar, hem de mecliste “karar yeter sayısı” olmadığı halde meclisi feshederek, seçime gidip kendi kafasına göre adaylar listeye alarak yeni bir meclis oluşturdular.
Korkak ürkek olmayın, öz vatanınızda olup bitenleri sorgulayın!
Ayrıca Şeyx Said hadisesine “isyan” demek tarihi açıdan bir kusur, söyleyene bir eksikliktir.
Şeyx Said neye hayır demişti? Neye itiraz ediyordu?
İster inanın ister inanmayın oluşan bu hadisede;
Vatana ihanet yok,
Bayrak taştırması yok,
Milletin bölünmesi hiç yok,
İngiliz işbirlikçiliği hiç hiç yok,
Hele ki Kürdistan devletinin kurulması iddiaları falan külliyen iftira!
Türkiye Cumhuriyeti İnkılap tarihini yazan o yalancı kimselere bin lanet olsun ki bu milletin evlatlarına yalanı öğretiyorlar, kurtuluş savaşının kahramanlarını hain, hainlerini de kahraman gösterdiler.
Peki Şeyh Said ve arkadaşları, Anadolu erenleri neye hayır diyordu? Asılında Şeyh Said kıyamından önce katliam Konya’da yapıldı, Rize’de yapıldı. Peki neden bunlar İnkılap tarihinde yok, hiç düşündünüz mü?
Peki soruyorum Konya, Rize, Diyarbakır’ın derdi neydi?
Devleti Aliye-i Osmaniye’nin tarihten kalkmasını istemiyorlardı,
Hilafet müessesesinin kalkmasını istemiyorlardı,
Ülkemizde Allahın kanunları rafa kaldırılmasını istemiyorlardı.
Şimdi soruyorum bu değerler uğruna can vermeye değmez mi?
Bakın bakayım dünya gözü ile başarılı olan karanlık akıl ne yaptı bu ülkede?
1-Şapkayı getirdi,
2-Kadınlara tango elbise giydirdi, alttan üstten kadını soydu,
3-Zinayı serbest bıraktı,
4-Faizi serbest etti,
5-Kumar kurumun başına milli kavramını koyarak meşru hale getirdi,
6-İçkiyi serbest etti
7-Yasa ve anayasa yaparken bu halkın inanç ve kültürünü dikkate almadı.
Kürtleri her fırsatta dövdü,
Mütedeyyin insanları gerici yobaz olarak tanıttı,
Türklerin bir kısmını da iki kelime Türkçe ile, “ne Mutlu Türküm diyene”, “Bir Türk dünyaya bedeldir”, “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur”… yalanlarıyla oyaladı.
Buna rağmen iyi ettiler diyorsan yolun açık olsun, o da bir tercihtir.Ama yalana aracı olma, iftira edip vebal alma derim.
Bir de Şeyx Said hareketi bölgesel bir hareket değildi,
Silaha dayalı bir hareket değildi,
Kan dökmeye yönelik bir hareket hiç değildi.
Bu hareket ülkenin dört bir yanında karşılık bulan bir hareketti, asıl eylem planı Ankara’ya bir çıkarma yaparak Mustafa Kemal’e ve hükümetine itiraz edeceklerdi.
Bu belirlenen ulusal tarihten iki ay önce Dicle’nin Amini köyüne misafir olan Şeyx Said’in kardeşi Şeyx Abdurrahman’ın sohbetinde bulunan bir mahkum karakol tarafından yakalanmak isteniyor, itiraz üzerine çıkan arbedede askerler esir alınıyor, oradan Dicle karakolu kontrol altına alınıyor. Bu hadisenin oluş tarzını o zamanın Dicle’ye bağlı Amini Nahiye Müdürünün oğlu Hacı Niyazi’den bizzat dinledim, Allah gani gani rahmet eylesin. ve maalesef Mustafa Kemal ve arkadaşlarının dört gözle beklediği plan gerçekleşiyordu, hareket başladı; ihanet var, Kürdistan kuruluyor yalanlarıyla bu haklı hareket bastırdılar.
Hala da aynı hataya düşen kimseler var, ne yazık ki Devlet Bahçeli de aynı hataya düştü. İnsan bildiğinin esiridir demişler, malum ne biliyorsa onu değerlendiriyor, Şeyx Said gibi bir değere hain demek akıl karı değildir, ama siz inandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanacak duruma gelirsiniz.
Şehx Said müstesna bir alimdi, tasavvuf şehxiydi, ticaret ile uğraşıyordu, 400 Medresesi, bir o kadar tekkesi ve 7000 kadar büyük küçük baş hayvanları vardı, medreseleri ve tekyeleri için kimseden para pul istemeyen bir bey efendiydi.
Bir canı vardı onu da bu din uğruna verdi,
Kendini saklayanlar ne yaptılar? Onlar da 10-15 yıl sonra ölmediler mi? Ama o tarihe not bıraktı.
Allah ondan ve yol arkadaşlarından razı olsun.
Atatürk’ün Diyarbekir’e yaptığı iki temel tesis nedir bilir misiniz?
Tekel içki fabrikası ve genel evdir.
İşte mesele budur kardeş, yalan dolanla iftirayla ne zamana kadar birbirimizi aldatacağız, oyalayacağız.
Ayıptır, ayıp!
Şu 5816 numaralı yasa kalksa da namuslu tarihçiler hakikati anlatsalar, inşallah o günleri de görürüz.
Atatürk ilke ve inkılaplarıyla bu ülkeye huzur gelmez bilesiniz. Böyle bir yol tercih ederseniz hem dinden hem dünyadan mahrum olursunuz, benden söylemesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.