GAZZE ŞEHİDİMİZ HASAN SAKLANAN’DAN HABER VAR!
GAZZE ŞEHİDİMİZ HASAN SAKLANAN’DAN HABER VAR!
Cuma günün namaz sonrası Şanlıurfa STK platformu Dergah camisinde namaz sonrası Gazze Şehidimiz Hasan Saklanan’ın öldürülmesi münasebetiyle bir basın açıklaması yaptı. Daha sonra taziye yerine gittik, başka illerden, kurum ve oluşumlardan da katılımcılar vardı, birkaç kişi mikrofon alıp kısa kısa konuşmalar da yaptılar.
O, “Diyanet personeli şöyledir, böyledir” deyip dedikodu yapan şarlatanlar nerede? Gelsinler de Şehitlik mertebesine çıkan bir İmam-Hatip olan Hasan Saklanan hocamızdan ders marifet alsınlar.
Gazze’de aslanlar gibi saldırıp Yahudi askerinin feleğini şaşıran Hasan Saklanan kardeşimiz diyanette çalışan bir İmam-Hatip, bir din görevlisiydi. Eminim on binlerce din görevlisi onun yerinde olmak isterdi, tıpkı her müminin gıpta ile onun mertebesine baktığı gibi.
Hasan Saklanan;
Akasında şahadet unvanı bıraktı,
Onurla anılacak bir hikaye bıraktı,
Örnek alınabilecek bir vaka bıraktı.
Allah’ın inayetiyle tarih yazdı diyebiliriz.
Cemaate hitaben konuşma yapan bir dostunun ifadesine göre dertli/duyarlı bir Müslüman olan Hasan Saklanan hoca bundan bir süre önce Peygamberimiz Muhammed(sav)’i rüyasında görüyor, Resul-ı Erkem(sav) ona diyor ki; “O hunharca Gazze’deki çocukları öldüren Yahudi askerlerin birini öldürmek senin vazifendir” diyor.
Bu rüya üzerine artık Hasan eski Hasan değil Filistin, Gazze denilince gözleri uzaklara dalıyor, ağlıyor, eşinin ifadesiyle bazen yediği, içtiği boğazında kalıyormuş.
Birkaç defa Gazze’ye gitmek için teşebbüs etse de başarılı olamıyor, en son annesine diyor ki; “Anneciğim bazı arkadaşlarımla Gaziantep’e gitmek istiyorum” ve annesine sarılıp helallik istiyor. Eve geliyor büyük oğlunun önüne alıp diyor ki; “bak evladım bu evin büyüğü reisi, bundan sonra sensin anneni sana, seni de Allaha emanet ediyorum.”
Arkadaşlarıyla Filistin’e gittikten sonra birkaç gün tutuklu kalıyorlar, daha sonra serbest bırakılıyorlar, Şehit düşeceği gün arkadaşları “dışarı çıkalım” deyince o, “benim uykum var” deyip onlarla gitmiyor, daha sonra tek başına çıkıp Mescid-ül Aksa civarında iki Yahudi askerini bir pehlivan edasıyla yakalayıp bıçaklarken otomatik silahlara taranarak şehit ediliyor.
Evet, belki birleri diyecek ki “yani iki Yahudi askerini bıçaklamak için can vermeye, şehit düşmeye değer miydi?” ben diyorum evet kat kat değdi. İşte görüyorsunuz nerdeyse İran’ın İsrail’e gönderdiği İHA’lar bile bu kadar Gazze’yi gündeme getirmedi, kaç gündür gıyabi cenaze namazlarıyla basın açıklamalarıyla, Hasan Hocamızın Şahadeti münasebetiyle Gazze ülke ve dünyanın gündemine taşındı. Ayrıca Allah’a iman eden hangimiz onun yerinde olmak istemeyiz. Aslında milyonlarca Müslüman’ın duygularına tercüman oldu.
Hasan hocanın kıyamet günü Allah’a takdim edecek bir davranışı elinde var; Allah yolunda şahadet, ümmetin uyanışı, tekbir ve salavatlar… Bu bir cesaret örneği, öleceğini bile bile ya Allah dedi ve vazifesini yaptı. Kıyamet günü “Ben geldim ya Resulellah” diyebilecek, ne mutlu ona, Allah bizi onun şefaatinden mahrum etmesin.
Bir sonraki gün onu yakından tanıyan bir ilim erbabıyla konuşurken, söz sırası Hasan hocanın şahadetine geldi ve bu mübarek zat, “evet Hasan hocanın şahadete layık bir hayat tarzı, ahlakı, bir düşüncesi vardı” deyince ben bir kez daha mutmain oldum.
Hasan hocamız 8 yıllık İmam Hatipti memur olanlar biliyor, 10 yılı dolmadan ölen memurlar eş ve çocuklarına bir maaş bağlanmıyor. Yani eşi ve çocukları Allah’a emanet, bize emanet. Yakında cenazesi ülkemize gelecek inşallah dış işleri yetkililerimiz devrede, bence cenazesine gidenler masrafları kadar da eşinin hesabına para yatırsınlar, cenazeye gidemeyenler de gitmişçesine o parayı eşinin hesabına yatırabilirler. Elimizden maddi bir katkı gelmiyorsa dualarımızla analım, analım ki tarafımız belli olsun.
Hasan hocamız evli ve dört çocuk babasıydı. Ayrıca bir kardeşi de bir kaç yıl önce inşaattan düşerek ölmüş, helal rızkın peşinde olan kardeşi de inşallah şehitler mertebesindedir, ondan da üç yetim geride kalmış.
Ey kendi halinden şikayetçi olan gafil Müslüman kardeşim, sen gel bir de Hasan hocanın anne babasının sabrına bak, işte hayatın içinde böyle bela ve musibetlere duçar olan Allah dostları vardır.
Belki de Hz. Eyyup (as) Peygamberin memleketinde yaşayan bu Müslümanlar Eyyup peygamberin soyundandır kim bilir? Ya Rabbi üçüncü kardeşe hayırlı, huzurlu bir ömür ver, amin demeyi unutmayın.
Şehit Hasan Saklanan kardeşimizin nazarında Allah’ın has dostları Hasanlara selam olsun, Mevlam eş ve çocuklarına, yakınlarına sabr-ı cemil ihsan etsin.
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.