Hüseyin ACAR

Hüseyin ACAR

KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ AHLAK KAVRAMI

KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ AHLAK KAVRAMI

KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ AHLAK KAVRAMI

 

 

Ahlak’ın ahlaksızların elinde oyuncak olduğu bir toplumdan hayır bekleme.

(Hazreti Ali)

Türkiye’de sosyal medya kullanımı belki de dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar insanımızı meşgul ediyor. Bütün sosyal medya platformlarında bir numaralı kullanıcıyız. Burada bahsettiğim husus insanların uzmanlık alanlarıyla ilgili tanıtıcı veya öğretici paylaşımlar değil. Bir sanatçı günde on paylaşım da yapabilir, bir diyetisyen, psikolog, doktor, akademisyen, sporcu, gazeteci işiyle ilgili gün içinde paylaşımlar tabi ki yapar. Bu reel bir üretimin tanıtımı veya paylaşımıdır. Mesele hiçbir üretim yapmayan insanların sosyal medya vasıtasıyla var olma çabası. Yani bu insanlar gerçek hayatlarını sosyal medyaya yansıtmayı tercih etmiyorlar; sosyal medyada bir hayat kurup bunu gerçek hayatlarına yansıtmaya çalışıyorlar. Bu durum akşam resim çizip sabah resmin gerçekleşmesini beklemek kadar batıl. Gencecik çocuklar, mafyavari hareketlere, israfa, ahlaksızlığa, müptezelliğe, gösterişe, kirli yaşanmışlıklara özeniyorlar veyahut özendiriliyorlar.

We Are Social 2023 Raporu’na göre Türkiye’de 16-64 yaş arası internet kullanıcıları günlük ortalama 7 saat 24 dakikayı internette geçirmektedir. İlginç bir biçimde bilişim dünyası liderlerinden Japonya’da internet kullanımı günlük ortalama 3 saat 45 dakika. Tabi burada internetin ne amaçla kullanıldığı daha önemli. İşte ve gündelik hayatta verimliliği artırmak adına kullanmak ile sadece sosyal medya için kullanmak arasında büyük bir fark var.

2023 yılında Türkiye’deki internet kullanıcılarının sayısı 71,38 milyona ulaşmış durumda. Bu da toplam nüfusun yüzde 83,4’üne denk geliyor. Geçtiğimiz yıl ki rapor ile kıyaslarsak 1,3 milyonluk bir artış söz konusu. Öte yandan nüfusun yüzde 16,6'lık bir kesimi, yani 14,21 milyon kişi hiç internet kullanmıyor. Sosyal medya tarafında ise toplam nüfusun yüzde 73,1’ini temsil eden 62,55 milyon aktif kullanıcı var.

Konumuz elbette bu rakamlara takılmak olmayacak. Sadece bu rakamları verirken olayın içler acısı olduğunu vurgulamak ve büyük bir tehlikenin içinde olduğumuzu göstermek için istatistiki verilerden yararlanmaya çalıştık. Sosyal medyanın toplumu ahlaksızlığa sürüklediğinin bir kanıtı olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Ahlak, felsefenin temel konularından birisidir. Ahlak ile ilgilenen felsefe dalına ahlak felsefesi adı verilmektedir. Tarih boyunca ahlakın felsefe literatüründeki yeri filozoflarca tartışılmış, Toplum kurallarını oluşturan normlar, ahlakı baz alarak oluşturulmuştur. İngilizce “Morality” kelimesi, Arapça ise “Hulk” kelimesi ahlakın karşılığıdır. Modern zamanın toplumlar üzerindeki tüketim ve hız artışına neden olan etkisi, genel ahlak kurallarını da tüketmektedir. Günümüzde teknolojik gelişmelerin hızlı evrimi, ahlakın genetik kodlarını geri dönülemeyecek düzeyde etkilemektedir. Bu teknolojik gelişmelerin başında telefon, tablet ve internet kullanımı bulunmaktadır. Daha derinlere girdiğimizde ise, sosyal medya kullanımı ve toplumların bağımlı hale getirildiği bir modern zaman seyri izlenmektedir.

Sosyal medyada ahlaksızlık çılgınlığı ya da başka bir deyişle kepazeliği günden güne artmakta. Ve gün geçmiyor ki saçma bir haberle uyanmamış olalım. Ahlak çöküntüsünün yaşandığı bu zamanda sosyal medya eliyle her gün başka başka saçmalıklara şahit oluyoruz.

Özellikle sanal ağlar aracılığıyla gerçekleştirilen faaliyetlerin bazılarında içerik üreticileri ulaştıkları kitleler sayesinde ekonomik gelirler elde edebiliyorlar. Bu ekonomik gelir ile beden teşhiri arasında ise güçlü bir ilişki yatıyor.

Sözde sosyal medya fenomenleri, mahremiyet algısını ihlal ederek; görüntülenme, izlenme, paylaşılma, beğenilme uğruna kendi bedenlerini teşhir etmeyi normalleşme olarak görebilmektedirler. Bu durum ise vücudun metalaşmasını beraberinde getiriyor. Bu metalaşma ile beraber ise toplumun inanç, değer ve çeşitli örf ve adetleri özgürlük kıskacı altında erozyona uğruyor.

Toplum değerlerini zayıflatan bu sitelerin kamu ahlakı ve Türk aile yapısını derinden zedelediği açık bir gerçektir. Özellikle fenomen diye geçinen bu şarlatanların ayda 100-150 bin gibi paraların kazandıklarını açıklayarak, sürdürdüğü şaaşalı yaşamlarıyla gençleri kötü yönde etkilemeye çalışıyorlar. Bu fenomenler, katıldığı programlarda durumu normalleştirerek hayallerine ulaşmak için normal yollardan bu paraları kazanamayacağını dile getirerek adeta yaşı küçük birçok insanı bu bataklığa çekmek için özendiriyorlar.

Nihayet, fenomenler ve onların etkisi, modern toplumların karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden biridir. Fenomenlerin yarattığı bu sanal dünyanın parlak yüzeyinin altındaki gerçeklerin farkında olmak ve gençleri bu tür yanıltıcı etkilerden korumak için bilinçli ve eleştirel bir yaklaşım sergilemek gerekiyor.

Sadece fenomenler değil elbette; yasadışı işleri meşru gösteren Tv kanaları, raconu hukukun üstüne yerleştiren mafya dizileri, aile mefhumunu yok etmeye yönelik saçma sapan programlar, aylardır her kanalda konuşulan sosyal medya fenomenleri, lüks tüketim çılgınlığı, metalara yüklenen anlamlar, kültürel bozukluklar vb. Bunların hepsi sıradan insanın algısını yozlaştıran ve toplumsal ölçekte bir ahlaki çöküntüye yol açan yeni nesil bir değerler sisteminin temsilidir. Böyle bir ortamda yetiştirdiğimiz çocuklara, gençlere “Çok çalışın, iyi eğitim alın, yaratıcı olun, becerilerinizi geliştirin, iyi işlerde çalışın, kendi ayaklarınız üzerinde durun.” demek ne kadar etkili olacaktır, çünkü bunları yapacak sabırları da inançları de kalmadı.

Toplum olarak, ahlaki değerlerimizi korumak ve genç nesillere sağlıklı rol modeller sunmak adına bu konuya özellikle dikkat etmeliyiz. Bu hepimizin görevidir. Bu saymış olduğumuz ahlak çöküntüsüne neden olan programların etkisi altında şekillenen bir toplumda, ahlaki kavramların ve gerçek değerlerin korunması, her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır.

Sevgi saygı ve muhabbetle…

Hüseyin Acar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin ACAR Arşivi