Mahmut Çabuk

Mahmut Çabuk

Gençler Arasında İntihar: Bir Çığlık, Bir Arayış

Gençler Arasında İntihar: Bir Çığlık, Bir Arayış

Günümüzde gençler arasında giderek artan intihar vakaları, toplumsal bir alarm niteliğindedir. Bu durum sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla derin bir toplumsal yaradır. Gençlerin umutsuzluğa sürüklenmesi, hem modern dünyanın getirdiği karmaşık sorunlardan hem de manevi değerlerin zayıflamasından kaynaklanmaktadır.

Manevi Boşluk ve Ruhun Çığlığı

Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ, insanı “en güzel şekilde” yarattığını ve ona hayatın en değerli emanet olduğunu şöyle ifade eder:
“Kim bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bozgunculuk yapma karşılığı olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.” (Maide, 5/32).
Bu ayetten yola çıkarak, insanın kendi canını dahi almasının büyük bir günah olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü hayat, Allah’ın insana verdiği bir emanet olup, bunu sonlandırma hakkı yalnızca O’na aittir.
Peygamber Efendimiz (SAV) ise intihar konusunda şu uyarıyı yapar:
“Kim kendini bir şeyle öldürürse, kıyamet gününde o şeyle azap olunur.” (Buhari, Cenâiz, 84).
Bu hadis, intiharın sadece bu dünyadaki değil, ahiretteki sonuçlarına da dikkat çeker. Manevi değerlerden uzaklaşan bireylerin ruhlarında bir boşluk oluşur ve bu boşluk, karamsarlıkla dolarak kişiyi uçuruma sürükleyebilir.

Sosyolojik Perspektif: Modern Dünyanın Baskıları

Sosyolog Emile Durkheim’a göre intihar, bireyin toplumsal bağlarının zayıflamasıyla ilişkilidir. Gençler arasındaki intihar vakalarının artışı, bireyselleşme, aile bağlarının zayıflaması, ekonomik sıkıntılar, gelecek kaygısı ve sosyal medya etkisiyle doğrudan bağlantılıdır.
• Aile Bağlarının Zayıflaması: Aile içindeki destek mekanizmalarının azalması, gençleri yalnızlaştırmaktadır. Aile, bir sevgi ve güven ortamı oluşturmadığında, gençler sorunlarıyla baş başa kalmaktadır.
• Sosyal Medyanın Etkisi: Sosyal medyada yaratılan “kusursuz hayatlar” algısı, gençlerin kendi yaşamlarını değersiz hissetmesine yol açmaktadır. Bu durum, özgüven kaybına ve depresyona neden olabilir.

Psikolojik Perspektif: Umut Eksikliği ve Yardım Çığlığı

Psikolojik açıdan intihar, genellikle bireyin çözümsüzlük içinde hissettiği bir yardım çağrısıdır. Depresyon, anksiyete bozuklukları ve travmalar gençleri bu noktaya sürükleyebilir. Ancak asıl sorun, yardım istemekten çekinme ve bu konunun toplumda hâlâ bir tabu olarak görülmesidir.

Psikologlar, intihar düşüncelerini önlemek için şu noktalara dikkat çeker:
• Empati ve Destek: Gençlerle açık iletişim kurmak, onların duygularını anlamak ve yalnız olmadıklarını hissettirmek son derece önemlidir.
• Uzman Yardımı: Ruh sağlığı uzmanlarından destek almak, intihar düşüncesi olan bireyler için hayati bir önem taşır.

Çözüm Önerileri: Maneviyat ve Toplumsal Destek

1. Manevi Eğitim ve Değerlerin Güçlendirilmesi: Maneviyat, insan ruhunun en büyük ilacıdır. Gençlere Allah’a tevekkül etmenin ve sabrın önemi öğretilmelidir. Kur’an’da geçen şu ayet, bu anlamda önemli bir rehberdir:
“Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 94/6).
Gençlere, her sıkıntının bir sonu olduğu ve Allah’ın rahmet kapılarının açık olduğu hatırlatılmalıdır.
2. Ailelerin Eğitimi: Aileler, çocuklarıyla iletişim kurma konusunda bilinçlendirilmelidir. Gençlerin hissettikleri baskıları paylaşabilecekleri bir güven ortamı oluşturulmalıdır.
3. Toplumda Farkındalık Oluşturulması: İntihar konusu, tabu olmaktan çıkarılmalı ve yardım alma yolları daha görünür hale getirilmelidir. Bu konuda camiler, sivil toplum kuruluşları ve devlet iş birliğiyle projeler yürütülmelidir.
4. Psikolojik Destek Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Her mahallede gençlerin ulaşabileceği bir danışma merkezi kurulmalı, özellikle sosyal medya gibi platformlarda psikolojik destek hizmetleri tanıtılmalıdır.

Gençlerin intiharını önlemek için bireysel, ailevi ve toplumsal olarak büyük bir sorumluluğumuz var. Hayatın zorluklarını aşmak, sabırla ve destekle mümkündür. Unutulmamalıdır ki, her karanlığın ardından bir aydınlık gelir. Gençlere bu umudu aşılamak, onların ellerinden tutmak ve hayatlarını Allah’ın emaneti olarak görmelerini sağlamak, hepimizin görevidir.

Hayat, sabrın ve mücadelenin adıdır. Ve unutmayalım, hiçbir fırtına sonsuza kadar sürmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahmut Çabuk Arşivi