Mahmut Çabuk

Mahmut Çabuk

TAZİYELER!

TAZİYELER!

İslam toplumlarında bazı fiiller, yapılması kesinlikle gerekli işler olarak kabul edilir ve bu fiillere Farz-ı Kifaye denir. Cenazeyi yıkamak, kefenlemek, cenaze namazını kılmak ve defnetmek bu kapsamda yer alır. Farz-ı Kifaye, bir grup Müslüman tarafından yerine getirildiğinde, diğerlerinin üzerinden sorumluluk kalkar. Ancak, günümüzde bu dini vecibelerin yanına adet haline gelen uygulamalar eklenmiştir ki bunların bir kısmı dini ve kültürel hassasiyetlerle bağdaşmamaktadır.

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 155.) ayet-i kerimesini hatırlatmak,
“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn”
(Biz şüphesiz (her şeyimizle)
Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz (Bakara 2/156.). diyerek acıya tahammül göstermek, mükâfatını Allah’tan bekleyerek sabretmeyi telkin etmektir. Taziyede sözü uzatmamak, abartmamak gerekir.

Cenaze evinde yemek verme geleneği nasıl değişti?

Bundan 20-25 yıl önce cenaze evlerinde yemek ikram etme gibi bir gelenek yoktu. Aksine, Peygamber Efendimiz’in (sav) sünnetine uygun olarak cenaze evine yemek, komşular ve yakınlar tarafından götürülürdü. Erkeklere ve kadınlara ayrı ayrı tabaklar hazırlanır, bu vesileyle ölü sahiplerinin yükü hafifletilirdi.

Ancak zamanla bu uygulama yerini, ölü sahiplerinin yemek vermek zorunda bırakıldığı bir hale dönüştü. Bugün geldiğimiz noktada, cenaze evlerinde hazırlanan yemekler bir yarışa dönmüş durumda. Hatta yemek verebilmek için kredi çeken, borçlanan, hayvanını satan insanların sayısı giderek artıyor. Mütevazı bir cenaze yemeği dahi 200-300 bin lirayı bulan maliyetlere ulaşabiliyor. Bu durumda, dar gelirli bir ailenin bu yükü kaldırması nasıl mümkün olabilir?
Sünnet ve İslam’daki tavır
Peygamber Efendimiz (sav), Mute Savaşı sırasında şehit düşen Cafer bin Ebi Talib’in ailesi için şöyle buyurmuştur:
“Cafer’in ev halkına yemek hazırlayınız. Çünkü onların başına kendilerini meşgul eden bir iş gelmiştir.”
Bu hadisten de anlaşıldığı üzere, cenaze evine yemek hazırlayıp götürmek sünnettir. Ancak günümüzde bu sünnete uygun davranmak yerine, ölü sahibini daha da yoran bir yaklaşım benimsenmiştir.

Cenaze evleri panayıra dönüşüyor

Geçtiğimiz günlerde bir cenaze evine taziye ziyareti için gittim. Yemekler ikram edildi, insanlar sessizce dualar etmek yerine, yemeğin tadını ve eksiklerini konuşuyordu. Bu durum beni derinden sarstı. Çünkü cenaze evlerinde olması gereken, acıyı paylaşmak, dua etmek ve taziye sahiplerinin yükünü hafifletmektir. Ne yazık ki bu sorumluluk, yerini hizmet bekleyen bir misafir kültürüne bırakmış durumda.

Adet haline gelen yanlışlar

Bazı bölgelerde cenaze evlerinde çadır kurulur, Kur’an okunur ve komşular tarafından çay ve yemek ikram edilir. Bu, sünnete uygun bir davranış olarak kabul edilebilir. Ancak, cenaze sahibinin yemek hazırlaması, misafir ağırlama telaşına düşmesi hem hoş olmayan hem de kerih bir durumdur. Çünkü ölü sahibi acısı, sıkıntısı ve yas süreciyle meşgul olmalıdır.

Bugün geldiğimiz noktada, ölü sahipleri maddi ve manevi olarak zor bir sürecin içine itilmiş durumdadır. “El alem ne der” kaygısı ve mahalle baskısıyla bu yük daha da ağırlaşmaktadır. Üstelik bu uygulamalar, dinimizde hiçbir karşılığı olmayan bir yarış haline gelmiştir.

Cenaze evlerini panayır alanlarına dönüştürmekten vazgeçmeliyiz. Bu ortamlar; çayların kaynadığı, yemeklerin konuşulduğu değil, acının ve hüznün paylaşıldığı yerler olmalıdır. Ölü sahiplerinin yükünü hafifletmek biz Müslümanların görevidir. Onların hizmet etmesini beklemek değil, onlara hizmet etmeye gönüllü olmak gerekir.

Cenaze yemeklerinin sünnete uygun bir şekilde, komşular ve yakınlar tarafından hazırlanması ve ölü sahiplerine götürülmesi sağlanmalıdır. Bu, hem sünnete uygun bir davranış olacak hem de ölü sahiplerinin üzerindeki maddi-manevi yükü azaltacaktır. İslam toplumu olarak, geleneklerimiz ile dinimizin emir ve tavsiyelerini yeniden gözden geçirmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahmut Çabuk Arşivi