Diyarbakır’ı sevmek bir vazife
Diyarbakırlı şair Cahit Sıtkı Tarancı kız kardeşi Nihan’a İstanbul’dan hitaben yazdığı mektupta; İstanbul çok güzel Nihal... Fakat içinde doğup büyüdüğümüz Diyarbakır daha güzeldir... Oranın topraklarında bize yakınlık var. Oranın taşları bize karşı hissiz değildir. Oranın havası ciğerlerimizi iftiharla şişirecek ne de olsa temiz, öz havamızdır. Oranın suları ancak bizim hararetimizi söndürebilir. O muhit içinde ancak biz varlığımızı gösterebiliriz. Ancak Diyarbakır denen yerde, yaşamanın ulviyetini kavrayabiliriz... Velhasıl şekerim, Diyarbakır’ı sevmek bir vazife ve hem de ihmal edilmeyecek mukaddes bir vazifedir.
Cahit Sıtkı’ya hak vermemek elde mi? Dağkapı’yı, Ali Paşa’yı, Fiskaya’yı, Erbedaşı sevmemek elde mi? Ulu Camide durup dinlenmeden yaşamak elde mi, Hevsel baxçalarını seyretmeden bir ömür geçirmek, Hazreti Süleyman suyu içmeden; yaşanır mı?
Hayat çok kısa, insanlar bir bir gidiyor. Kimler geçmedi ki Diyarbekir’den. Sesler nicesinden kesildi. Geriye sadece Diyarbekir kaldı. Taşları fısıldadı: Üstümde nice gelenler geçti. Sen de geldin illa gideceksin. Nice medeniyetler yaşadı. Kimer sahip olmak istemedi ki bana diyecek ama ben kaldım sen gideceksin diyecek kadim şehir. Kanlı, canlı heyecanlı şehir.
Nice medeniyetleri sindirmiş, nice insanları toprağında saklamış nazik şehir. Hiç birine hadi git dememiş, kabul etmiyorum dememiş naif şehir. Cennete ulaşan nehir Dicle’siyle Dünyayı besleyen Hevsel bahçeleriyle bin yıllara meydan okumuş Kadim şehir.
Evliya Çelebi’nin tanımlamasıyla: “geniş vilayeti ma'mûr, ovaları güzel ve amber kokulu toprağı insanlar arasında rağbet gören, mezraları bol, hayrat ve bereketleri çok bir bayındır şehirdir.”. Gerçekten de öyledir. Ama Diyarbekir bir gün dahi yaşanmadan geçilmeyecek kadar da önemli bir şehirdir. Kimin elinden gelirse bu şehre katkı sunsun. Zarar vermeyi aklından geçirmesin. Yunus Peygamberin ma’mur olması için dua ettiği kutsal şehrin hizmetkârı olabilen kendini bahtlı addetsin. Kim elinden güzellik adına ne varsa katsın. Katsın ki; hayatına güzellikler nakşolsun.
Velhasıl kelam Diyarbakır’ı sevmek bir vazife hem de ihmal edilmeyecek mukaddes bir vazifedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.