İklim değişikliğinden kaynaklı Diyarbakır’da kavurucu sıcaklıklar iyice kendini hissettirmeye başladı. Güneşin sert yaktığı Diyarbakır’da, toplu taşıma araçlarının klimaları vatandaşlar için adeta bir kurtuluş kapısı olmalı. Ancak ne yazık ki, gerçekler bu beklentinin oldukça uzağında. Özel halk otobüsleri ve belediye otobüsleri, klimaları çalıştırmadıkları gerekçesiyle sıkça eleştiri konusu oluyor.

Büyükşehir Belediyesi, Zabıta Müdürlüğü tarafında yapılan denetimlerde özel halk otobüslerine defalarca ceza kesildiği gündem konusu oldu. Peki ya belediyenin otobüsleri? Onlar tasarruf gerekçesi adı altında aynı tutum içerisinde ve klimalar genellikle çalıştırılmıyor. Diyarbakır'ın kavurucu sıcaklarında otobüslerde seyahat etmek zorunda kalan vatandaşlar, ter içinde kalıyor, adeta işkence çekiyor. Bu durum özellikle yaşlıları ve çocukları olumsuz etkiliyor; sıcak ve bunaltıcı ortamda huysuzlanmaları da kaçınılmaz oluyor. Klimaların çalıştırılmaması hem sağlık açısından risk taşıyor hem de toplu taşıma araçları bir eziyete dönüştürüyor.

Gelen itirazlar, şikayetler üzerine otobüs şoförler, “Açmışız, bu kadar soğutuyor” diyerek vatandaşları yanıltmaya çalışıyor. Ancak klimaların çalıştırıldığı anla çalıştırılmadığı an arasındaki serinlik farkı, durumu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Vatandaşlar, klimaların açılmadığını açıkça fark ediyor ve bu durumdan büyük rahatsızlık duyuyor.

Vatandaşların bu haklı talepleri dikkate alınmalı. Tasarruf adı altında vatandaşların sağlığı riske atılmamalı ve rahat bir şekilde seyahat edebilme hakları göz ardı edilmemeli. Toplu taşıma araçlarının klimaları, bir lüks değil, temel bir ihtiyaçtır. Yetkililer, bu gerçeği göz ardı etmeyi bırakarak acil çözümler üretmelidir. Şoförler, bu konuda bilinçlendirilmeli ve denetimler sıklaştırılmalıdır. Özel halk otobüslerine kesilen cezalar bir uyarı niteliğinde olsa da belediyenin de kendi sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Diyarbakır halkı, hak ettiği serinliği ve rahatlığı toplu taşımada da hissedebilmelidir.