Eğitim krizi ve ailelerin bitmek bilmeyen çilesi: Nereye varacak?
Eylül ayı ile birlikte okullarda zili çaldı ve 2024-2025 eğitim öğretim yılı başladı. Ancak, bu yıl eğitim sadece çocuklar ve öğretmenler için değil, aynı zamanda aileler için de büyük bir sınav anlanına dönüştü. Türkiye'de yaklaşık 19 milyon öğrenci bulunuyor. Ekonomik kriz ve yüksek kırtasiye masrafları ailelerin belini büküyor.
Geçen seneye kıyasla kırtasiye malzemelerindeki yüzde yüzün üzerindeki zamlar, servis ücretleri, özel okul fiyatları, ek kitap setleri ve beslenme giderleri, birçok aile için bütçeyi zorlayan bir yük haline gelmiş durumda. Özellikle birden fazla çocuğu olan aileler, ekonomik olarak büyük bir baskı altında kalıyor. Çocukların eğitimine yönelik bu artan masraflar, aileleri adeta çıkmaz bir yola sokuyor. Her kuruşu dikkatlice hesaplamak zorunda kalan ebeveynler, temel ihtiyaçlardan bile kısarak bu zorluklarla başa çıkmaya çalışıyor.
Bu durum, eğitim sisteminin ve öğretmen atamalarının da oldukça zor bir durumda olduğunun bir göstergesi. 2023 itibarıyla 700 binden fazla öğretmen adayı, atama bekliyor. Eğitimdeki bu belirsizlik ve yetersizlik hem öğrencilerin hem de ailelerin eğitime olan güvenini sarsmış durumda. Eğitim kalitesi düştükçe, yurtdışında eğitim almayı tercih eden bireylerin sayısı arttı. Ancak, yurtdışına gitme imkânı olmayan aileler, çocuklarını bu belirsizlik ortamında çocuklarını okutmaya çalışıyor.
Bu koşullar altında, ailelerin karşılaştığı zorlukları hafifletebilmek için kimlere sorumluluk düşüyor? Hükümetin, eğitim alanındaki bu ekonomik yükü hafifletecek adımlar atması lazım. Eğitimde kırtasiye malzemeler, servis ücretlerine, ücretsiz bir öğün ihtiyacının giderilmesi ve bütün giderlerde yapılacak olumlu düzenlemeler, ailelerin yükünü hafifletebilir. Ayrıca, öğretmen atamalarının hızlandırılması ve eğitimdeki eşitsizliklerin giderilmesi de büyük önem arz ediyor. Eğitim sisteminin sağlıklı işlemesi için kaynakların etkin bir şekilde yönetilmesi ve sürdürülebilir bir eğitim politikası oluşturulması gerekiyor.
Eğitimin kalitesinin ve erişilebilirliğinin artırılması, sadece çocuklar için değil, tüm toplum için kritik bir öneme sahip. Eğitim alanında yaşanan bu kriz, toplumun her kesimini etkiliyor. Eğitim politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, ailelerin ve öğretmenlerin yüklerinin hafifletilmesi ve eğitim sisteminin daha adil ve sürdürülebilir hale getirilmesi bu sorunun çözümünde atılacak ilk adımlar olabilir. Bu adımlar atılmazsa eğitim öğretin bir çıkmazın içerisine girecek ve geri dönüşü çok daha kaotik bir hal alacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.