Şano Jin ‘Kendine Ait’ oyunuyla ÇandAmed’de

Şano Jin ‘Kendine Ait’ oyunuyla ÇandAmed’de

Kaynak:Haber Merkezi

Diyarbakır’da kadınların kurduğu bağımsız Şano Jin, Kendine Ait isimli oyunu 6 Mart akşamı dün 8’de ÇandAmed’de sahnelendi.

Söyleşi: Profesör Dr. Aziz Yağan

‘Kendine ait’ isimli oyunun yazarı ve yönetmeni Gülbin Altınakar’a derdinin ne olduğu ve bu derdin neden kadın tiyatrosu kurduğu üzerine sohbet ettik.

* Biz erkek tiyatrosu kuruyor muyuz? Kadını erkeği mi var?

Yok mu? Sanat, insanlık tarihinde kadına en yasaklı alanların başında geliyor. Kadının yeri sadece ev. Evde kimseye belli etmeden edebiyatla, resimle, müzikle uğraşabilir ama dış dünyaya karşı bu gizli olmalıdır. Yani Virginia’nın dediği gibi ‘kendine ait bir aklı’ olduğunu kimseye belli etmemelidir. Halbuki sahne sanatlarında kadın sadece aklı ile değil, bedeni ile de vardır. Bu yüzden tiyatro kadına kesinlikle yasaktır. Şimdi ben sana sorayım: Tiyatronun kadını erkeği var mı?

Kadınların engellendikleri ve bu yüzden geride kaldıkları alanlarda gelişebilmeleri, unuttukları kadın dilini tekrar hatırlayabilmeleri için bu çalışmalar belki bir yol olur. En azından deneriz.

* Senin tiyatro geçmişini merak ediyorum. Bize anlatabilir misin?

Ben müzik öğretmeniyim. Mesleğimin büyük bir bölümde İstanbul’da çalıştım ve okullarda öğrencilerimle her zaman tiyatro çalıştım. Tiyatronun öğrencilerin gelişim süreçlerine etkisini gördüğümde bu dalda daha ciddi çalışmalar yapmak istedim ve Ankara Üniversitesi’nde drama dalında yüksek lisans yaptım. Bir çok STK ve kurumla tiyatro çalıştım. Çocuk ve gençlik oyunları tiyatro yazımında çok büyük bir eksiklik olduğunu düşündüğüm için oyunlarımı hep kendim yazdım. 10 yıldır da Diyarbakır'da yaşıyorum ve bu alanda bir şeyler yapmaya çalışıyorum.

4c51c42b-978c-4a24-9e1b-0fb8f36e26dd.jpg

*Diyarbakır’da yaşadın mı?

Ben burada doğdum, büyüdüm ve üniversite için kentten gittim. 35 yıllık bir aradan sonra geri döndüm.

* Bölgemize geri dönen ve dönerken de birikimini ve yeteneklerini coğrafyamız ve toplumumuz yararına taşıyan, sürdüren pek kimsemiz olmuyor. Neden geri döndün? Bıraktığın gibi miydi? Ne ile karşılaştın ve neler hissettin?

Bu soruya Proust versin cevabı: ‘Bir şehre, içinde barındırması mümkün olmadığı halde artık isminden koparıp alamadığımız bir ruhu aramaya gideriz. ‘ Sanırım ben hala arıyorum. Şehri tabi ki bıraktığım gibi bulmadım. Şehir çok büyümüş ve bir zamanlar iç içe yaşayan farklı ekonomik ve sosyal sınıfları oluşturan kesimler keskin çizgilerle birbirinden ayrılmış. Muhteşem surlar ve şarkılarda ‘nazlı’ diye betimlenen Dijle yorgun, kirli, unutulmuş ve terk edilmiş gibiydi. İnsanlarin düşüncelerini ifade biçimlerini çok sertti ve herkes kendi düşüncesini mutlak bir doğru olarak görüyordu. Bir zamanlar derinden hissettiğim nezaket ve zarafet noksanlığı hakimdi Burukluk, hissettiğim en yoğun duyguydu ama taşlar, surlar, dar sokaklar, hevsel benim için çok tanıdıktı. Sanırım döndüğümde onlar da beni tanıdı.

*ŞanoJin ismi ilk defa mı kullanılıyor? Yani sizden önce bölgemizde kadın tiyatrosu deneyimi var mı?

Evet ilk kez kullanılıyor. Bölgemizde kadın oyunları oynayan tiyatrolar var tabi ki ama kadın tiyatrosu olarak çıkan ilk topluluğuz.

*Topluluk arkadaşlarınız kimler?

Biz küçük bir topluluğuz. Üç hayalci kadından oluştuk. Aydın Diril ve Medine Mete ile daha önce de kısa kadın oyunu çalışmalarımız olmuştu. Bu iki arkadaşım da benim gibi öğretmen.

*Sahneleyeceğiniz oyun hakkında kısa ipuçları verir misiniz? Etraflıca sormuyorum çünkü oyun sahnelenmeye başlayınca sizinle tekrar söyleşi yapma gibi sinsi bir planım var.

Oyunumuzun ekseni, Virginia Woolf’un ‘Kendine ait bir oda’ metni üzerine oturuyor ancak diğer kitaplarından da alıntılar var. Oyun bi tür ‘karşılaştırmalı hayat’ gibi. Bir yanda Virginia, diğer yanda bulunduğumuz coğrafyadan bir kadın. 100 yıl önce Londra ve bugün Diyarbakır.

Neler yapmayı planlıyorsunuz?

Henüz bunları konuşmak için çok erken ama bölgemizde gidebildiğimiz kadar çok yere gitmek, kadınlarla karşılaşmak ilk adımımız.

Okuma tiyatrosuyla dar gruplarda tartışabileceğimiz çalışmalar, hafıza tiyatrosu, forum tiyatro şeklinde çalışmalar yapmak gibi küçük görünen kocaman hayallerimiz var.

Sohbet için teşekkür ediyorum. Kritik bir başlangıç yaptınız ve bu yolda değerler üretmekten vazgeçmemek lazım..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.