Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

Amedspor’a Hukukun Nefesi: Nahit Eren

Amedspor’a Hukukun Nefesi: Nahit Eren

“Amedspor’a Nahit Eren’in gelişi, adaletin saha kenarında yeniden nefes almasıdır.”

Amedspor yalnızca bir futbol kulübü değildir; o, bir halkın susmadığı, bastırılmadığı, yok sayılamadığı bir kimliğin sahanın ortasında yeniden doğuşudur. Uzun yıllardır yalnız bırakılan, hak ettiği adaletin kapısında bekletilen bu kulüp, Türkiye’de sporun siyasetten, kimlikten ve adaletten bağımsız olmadığının canlı kanıtıdır. Her sezon yeni cezalarla, haksız kararlarla ve “disiplin” adı altında verilen politik uyarılarla yüzleşen Amedspor’un hikâyesi, aslında bir kentin değil, bir toplumun adaletle sınavıdır.

Böylesi bir tabloda, Diyarbakır Barosu’nun eski başkanı, hukukçu kimliğiyle tanınan Avukat Nahit Eren’in Amedspor başkanlığına seçilmesi sadece bir idari değişiklik değil; tarihsel bir karşı duruş, adaletin sesiyle siyasallaşan bir halk iradesidir. Çünkü Amedspor, yalnızca bir futbol takımı değil, kültürel varoluşun ve eşit yurttaşlık talebinin sembolüdür.

Yıllardır tribünlerde yankılanan “Amed Amed” sloganı, topun ağlarla buluşmasının değil, kimliğin görünürlük kazanmasının coşkusudur. Her tezahürat bir itiraz, her gol bir hatırlatmadır: “Biz buradayız, bu ülkenin de bir parçasıyız.” Bu nedenle, Amedspor’un yaşadığı haksızlıklar sadece sportif değildir; sistemin adaletsizliğinin bir yansımasıdır.

Nahit Eren’in başkanlığı bu noktada simgesel bir anlam taşımaktadır. Zira Eren, Diyarbakır Barosu başkanlığı döneminde, insan hakları mücadelesinin, faili meçhullerin, hukuk ihlallerinin karşısında dimdik duran bir isim olmuştur. Onun Amedspor’un başına geçmesi, adaletin sadece mahkeme salonlarında değil, tribünlerde de savunulabileceğinin göstergesidir. Şimdi adalet, formanın bir parçasıdır; kale direkleri arasından değil, vicdanın sınır çizgilerinden seslenmektedir.

Türkiye’de futbolun uzun zamandır “adalet dışı bir oyun”a dönüşmüş olduğu açıktır. Sahadaki mücadele çoğu zaman masa başı kararlarla gölgelenir; hakem hataları, deplasman yasakları, ceza kurulları, hatta tribünlerdeki pankartlar bile politik bir denetime maruz kalır. Bu nedenle Amedspor’un hikâyesi, sadece spora değil, sistemin demokratik kapasitesine ayna tutar. Bir ülkenin futbol sahasında bile eşitlik yoksa o ülkenin adalet terazisi çoktan bozulmuştur.

Bugün Amedspor’a başkan olan bir hukukçu, işte bu nedenle yalnızca bir kulübü değil, bir halkın onurunu temsil etmektedir. Nahit Eren’in hukukçu kimliği, Amedspor’un yıllardır yaşadığı kurumsal ayrımcılığa ve hukuksuzluğa karşı en güçlü cevaptır. Çünkü adalet, sadece mahkemelerde değil, toplumun kalbinde tesis edilir.

Bu seçim, aynı zamanda Türkiye’deki sporun politikasına da verilmiş sessiz ama sarsıcı bir yanıttır. Futbol Federasyonu’nun karar mekanizmalarından sızan eşitsizliklere, medya ekranlarındaki çifte standartlara, “Amed” isminin bile bazen sansür edilmesine karşı halkın verdiği bir cevaptır. Artık Amedspor’un sahası yalnızca topun döndüğü değil, adaletin yankılandığı bir alandır.

Evet, Amedspor uzun zamandır adalet bekliyordu. Şimdi kulübün başına bir hukukçu geçti. Bu bir tesadüf değil; tarihin ironik bir doğrultusudur. Çünkü Amedspor’un mücadelesi sadece 90 dakikalık değil, yüzyıllık bir eşitlik mücadelesidir.

Bir şehir nefes almak istiyor; nefes almak için önce hukuk, sonra eşitlik, en çok da cesaret gerekiyor. Bugün Diyarbakır’da bir futbol kulübü, adaletin sesi olabiliyorsa; bu, o sesin susturulamayacak kadar haklı olduğunun göstergesidir. Nahit Eren’e bu onurlu görevinde başarılar diliyoruz. Çünkü Amedspor’un geleceği artık sadece sahada değil, adaletin terazisinde de belirlenecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi