Diyarbakır’da Gündüz Ortasında Parklarda Madde Kullanımı ve Sosyolojik Sonuçları
"Gençliği kaybeden bir toplum, geleceğini karanlık bir boşluğa teslim eder."
Son yıllarda Türkiye genelinde olduğu gibi Diyarbakır’da da madde bağımlılığı, özellikle gençler arasında önemli bir sorun haline gelmiştir. Ceylan AVM yakınlarında, gündüz vakti gençlerin açık bir alanda esrar kullanması, sadece bireysel bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir çöküş sinyali olarak değerlendirilebilir. Bu olay, toplumun gençler üzerindeki etkisini, mevcut sosyal politikaların yetersizliğini ve bu tür davranışların altında yatan psikolojik faktörleri tartışmayı gerektiriyor.
Madde kullanımı yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde ciddi bir artış göstermektedir. Özellikle son 10 yılda teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bireylerin maddeye erişimi ve hatta kendi maddelerini üretmesi kolaylaşmıştır. Araştırmalar, madde kullanımına başlama yaşının genellikle 17-24 arasında olduğunu gösterse de, Diyarbakır’daki bazı ailelerin yaptığı başvurular arasında, 9 yaşında madde kullanmaya başlayan çocuklar da bulunmaktadır. Daha da endişe verici olan, çocukların ceza almayacakları düşüncesiyle torbacı olarak kullanılmalarıdır. Öte yandan, madde kullanan kadınların sayısındaki artış da dikkat çekicidir. Kadınların, erkeklere kıyasla maddeye daha kolay ulaşabildiği, bunun en büyük sebeplerinden birinin ise fuhuş sektörüne zorlanmaları olduğu görülmektedir. Kadınlar, bedenlerini satarak madde ihtiyaçlarını gidermek zorunda bırakılmakta ve bu durum toplumsal çöküşün daha da derinleştiğini göstermektedir.
Madde bağımlılığı, genellikle sosyal çevre, aile yapısı, ekonomik durum ve bireyin psikolojik durumu gibi birçok faktörden etkilenir. Diyarbakır gibi sosyoekonomik zorluklarla mücadele eden bölgelerde gençler, umutsuzluk, işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği ve sosyal dışlanma gibi sorunlarla karşılaşabiliyor. Bu sorunlar, gençlerin zararlı alışkanlıklara yönelmesine zemin hazırlayabilir.
İşsizlik oranlarının yüksek olduğu Diyarbakır’da gençler, gelecek kaygısı ve ekonomik bağımsızlık eksikliği nedeniyle hayal kırıklığı yaşayabiliyor.
Eğitim sistemi, birçok gencin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak görünüyor. Bu durum, gençlerin okulu bırakmasına veya ilgisiz bir eğitim süreci geçirmesine neden olabiliyor.
Bu tür olaylar, genellikle toplumda "ahlak çöküşü" veya "disiplin eksikliği" olarak değerlendirilse de, asıl sorunların çok daha derin olduğu unutulmamalıdır. Toplumun bir kesimi bu gençleri eleştirirken, diğer kesimi çözüm arayışına yönelmeli. Toplumsal dayanışma eksikliği ve yargılayıcı yaklaşımlar, gençlerin yalnızlaşmasına ve daha fazla dışlanmasına neden olabilir.
Çözüm Önerileri
Okullarda ve mahalle düzeyinde madde kullanımının zararları hakkında bilinçlendirme çalışmaları artırılmalı. Bu programlar sadece gençleri değil, aileleri de kapsamalıdır.
Madde kullanan gençlere ulaşabilecek rehberlik merkezleri oluşturulmalı. Bu merkezlerde, gençlere ücretsiz terapi ve danışmanlık hizmeti verilmelidir.
Gençlerin boş zamanlarını daha verimli geçirebilecekleri spor, sanat ve kültürel aktiviteler desteklenmelidir.
Boş arazilerde ve kamuya açık alanlarda madde kullanımını engellemek için yerel yönetimlerin daha sıkı denetim yapması gereklidir. Ancak, bu denetimler gençleri cezalandırma yerine rehabilitasyona yönlendirme amacı taşımalıdır.
Diyarbakır’da gündüz vakti yaşanan bu olay, gençlerin yalnızca bireysel bir sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir kriz olduğunu göstermektedir. Sorunun çözümü, bireylere sadece suçlu muamelesi yapmakla değil, onları anlamak ve desteklemekle mümkün olabilir. Eğitim, sosyal destek ve psikolojik müdahaleler, bu tür olayların önüne geçmek için temel unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Gençleri kazanmak, bir toplumun geleceğini kurtarmak anlamına gelir. Bu nedenle, bu tür olaylar yalnızca haber olarak değil, toplumsal sorumlulukla ele alınmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.