Diyarbakır ve bazı sorunlar
Eylül ayında Biçen marketten Peros marka çamaşır suyu aldım.
Kapağı dayanıksız olmalı, yolda döküldü poşete ve üstüme.
Giden pantolon, ayakkabı olsun. Ya ayağa temas etseydi o yarım litre?
Alerjisi olan çocuklara döküldüğünü düşün!
Düşüncesizlik, insan hayatına önem vermeme marketlerde, markalarda diz boyu.
Ülke belki de en denetimsiz günlerini görüyor.
Belki de o yüzden değişim olmuyordur, işine geliyor kapitalistlerin...
Diyarbakır Hz. Süleyman Camii suyunda öldürücü mikrop çıkmış, geçen sene olan bir haberde gördüm.
Önlem alındı mı elbette hayır. Ne zaman Suriçine gitsek, suyunu içsek baharda ve kışta, genelde hasta ediyor.
Diyarbakır önlem alınmadığı için gittikçe daha çok İstanbul'a dönüşüyor. Mahremiyetine...
20 yıla bakıyorum, bugüne kadar ne hizmet olmuş?
Biraz yol, biraz otobüs, biraz park, şimdi yeni olan bir kent lokantası, o kadar...
Kayda değer başka pek birşey yok. 20 yılda belki milyarlarca dolar vergi vermiş olmalı bu şehir halkı.
Ele geçen hizmete bak, verilen paraya halkların emeğine bak.
Daha çok hizmet olmalı, gerçek emekler verilmeli.
Bu saygın şehrin güzel halkının ahını daha fazla üstünüze almayın ey siyasiler! Ey ticariler...
Yarın huzuru mahşerde nasıl hesap vereceksiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.