Odadaki Fil: Amedspor
‘Odadaki Fil’ İngilizlerin ‘Elephant in the Room’ olarak kullandığı mecazi bir deyimdir.
Odada bulunan fil o kadar rahatsız edicidir ki yine de kimse büyüyü bozmak istemez.
Sorun çıkarabilecek bir durumu yaşamamak adına görmezden gelmeye çalışmak olarak ifade edilir. Nitekim kaçış yoktur. Ancak o filden bir süre sonra biri bahsedecektir.
Dünyanın birçok ülkesinde de bu durumu anlatan deyimlere rastlanır.
Aynı anlamı vermek amacıyla çok sıkça kullanılmasa da “elephant in the corner” ifadesini başka bir varyasyon olarak görürüz.
Filozof Ludwig Wittgenstein örneğinde fil yerine gergedan ifadesini yerleştirerek de kullanmıştır, “white rhinoceros in the room”.
Papua Yeni Gine yakınlarında konuşulan Kilivila dilinde “mokita” diye bir kelime var ve bu kelime de “hepimizin bildiği ancak hakkında konuşmama konusunda hemfikir olduğumuz” anlamına gelmekte.
Bahsi geçen fil son günlerde Diyarbakır stadyumunda görünmeye başladı demek çok garip gelmeyecek.
Amedspor’un ilk defa 1’nci Lige çıkıyor olması başta Diyarbakır’da olmak üzere onlarca kentin ihtiyacı olan bir moral duygusunu beraberinde getirdi.
Evet…Amedspor coşkusunu Diyarbakır sokakları sonuna kadar hak ediyor.
Diyarbakır stadyumunda bir ‘FİL’
Amedspor için 1. Lig eskisi gibi olmayacak, ardından hedeflenen Süper Lig ise hiçbirine benzemeyecek.
Kulüp daha yüksek gelirler elde edecek olsa bile yüksek maaşlar ve bonservis ücretleri ile kıyaslanamayacak bu gelirler.
Tam burada daha güçlü ‘motivasyonlara’ ihtiyaç duyulacak. Günümüz futbolunda ise temel motivasyon maalesef para.
Amedspor, daha yukarıyı, şampiyonlukları ve üst ligleri hedefleyecek ise endüstriyel futbol ile daha yakından tanışması gerekecek.
Amedspor endüstriyel futbol ile tanışmaya hazır mı?
Futbola yeni bir bakış açısı, farklı bir kültürle yaklaşma hedefi hiçte sanıldığı gibi kolay değil.
Bunu dünyada başarabilen kaç kulüp var acaba?
Türkiye liglerinde alternatif bir futbol kültürü oluşturmak ülkedeki mevcut anlayışlar ile kuşkusuz çok zor.
Neden mi? Çünkü tüm dünyada olduğu gibi burada da piyasacı organizasyonunun kuralları ile oynanıyor futbol.
Hem yöneticiler hem de taraftarlar için asıl sınavlar da bundan sonra başlıyor. Bir hayli zor tercihler ile karşı karşıya kalacaklar. ‘Amedspor sadece bir futbol takımı değildir’ sözünün öylesine söylenmiş bir slogan olmadığı ön kabulü ile Amedspor’un fark yaratabileceğine inanıyorum.
Bu yeni oyunun baş aktörü ise taraftarlar olacak. Taraftarlar hem Amedspor’un hem de futbolun taraftarı olarak kalmayı becerebilecek mi? Sorusuna benim cevabım şu; Bu disiplin, estetik ve olgunluk düzeyi ile başaracağına inanıyorum.
Ve en çok merak ettiğim konu ise, Amedspor yönetiminin sermaye olan ilişkisini de ise nasıl bir pozisyon alacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.