HDP'nin Emek ve Özgürlük İttifakına Cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını eş genel başkan Pervin Buldan Kars il kongresinde açıkladı.

Daha sonra eski eş genel başkan Selahattin Demirtaş onu destekleyen açıklamalar yaptı.

Hakeza Mithat Sancar bir televizyon kanalında ilkesel bir duruş sergiledikleri muhalefet ile görüşmeler olacaksa, kamuoyu önünde olmalı diyor. Olması gerekeni söylüyor. Amaç HDP'li ve Kürt seçmenlerinin oyunu almaksa, onların taleplerini asgari oranda da olsa tartışmak ve karşılamak gerekiyor. Yada bizim iktidarımız da Kürt sorununun çözümüne ilişkin şunları şunları da yapacağızki HDP ve Kürt seçmenlerin oyuna talip olabilsinler. Yani ciddi bir mutabakat ve yol haritasına ihtiyaç duyulduğu aşikardır.

Yok HDP ile görüşmeler yapmayacaksın. Senin gündeminde çözüme dönük bir şey olmayacak. İyide HDP seçmenleri ve Kürtler sana neden oy versinler ki? iktidarla aynı yerden bakarsan oy alamazsın Kürtlerden.

İktidar zaman zaman yine görüşmeler yapıyor. ( Mesala başörtüsü konusunda)Ki olması gerekeni yapıyor. Mecliste grubu bulunan ve milyonlarca insanın oyunu almış. Sen onuda yapamıyorsun. HDP'nin İmralı fikriyatı olduğu herkesçe bilinen bir gerçek fakat kararları kendi parti organları ile alır.

HDP'nin adayımızı açıklarız söyleminden sonra belli kesimler, Selahattin Demirtaş'ın muhalefet desteğine karşı atak gibi değerlendirilmesi ve buradan HDP'nin içinde kafalar karışık gibi söylemler doğru değildir. Kürt legal siyasi hareketinin çok başlı gösterilmeye çalışılması hele hiç doğru değildir. Bunu söylemek Kürtlerin mücadelelerini görmezden gelmektir. Kürt sorunu (Ben Kürt sorunu tabirini doğru bulmayanlardanım devletin Kürtlerle sorunu var diyorum. Çünkü Kürtler bu coğrafyaya sonradan gelmedikleri sorun olsunlar. Buranın en eski halklarındandır.) çözülmeden demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.

Ey altılı masa yada muhalefet partileri. Bizim bagajımızda Anadilde eğitim, ekolojik, yerel yönetimlere ,insan hakları ve özgürlükleri emekçileri ve dahası bu güne kadar yüz yıllık Cumhuriyet tarihinde mağdur edilmiş, yok sayılmış, ötekileştirilmiş herkesin devleti yapacağım. Böyle bir yönetim anlayışı ile yöneteceğiz, demediğin sürece. Herkes kendi yolunda ilerler.

Bunda da kimse HDP ve Kürtleri sorumlu tutmamalıdır.