Süleymaniye’de neler oluyor?
Kürtlerin dört parça Kürdistan’da kendi iç barışını sağlamaya yönelik adımlar attığı bir dönemde, Süleymaniye kentindeki gelişmeler kaygı yaratıyor.
Türkiye'de elli yıllık çatışmalı sürecin sona erdirilmesi amacıyla, yaklaşık bir yıldır taraflar arasında görüşmeler devam ediyor. Aynı zamanda, “Kürdistanî Birlik İnisiyatifi” adı altında Kuzey Kürtlerinin demokratik haklarını korumaya yönelik bir yapı oluşturuldu.
Suriye'de savaşın başladığı günden bu yana, Rojava’daki Kürtlerin kendi aralarındaki birlik çabaları geçen aylarda Kamışlo’da düzenlenen bir konferansla somutlaşmış, Kürtler demokratik haklar için birlikte hareket etme kararı almıştı.
Peki, Kürtlerin birlik olmaya en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde Süleymaniye kentinde neler oluyor?
21 Eylül 2013’te Kürdistan’da yapılan seçimleri yerinde izleme fırsatı bulmuştum. Bir hafta boyunca birçok parti bürosuna ve merkezine gitme şansım oldu. Edindiğim izlenim, Kürtlerin demokratik haklarını korumaktan çok, ailelerin siyasi gücünü pekiştirmeye yönelik bir çaba içinde oldukları yönündeydi.
O dönemde KYB’den ayrılan Goran (Değişim) Hareketi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde toplumsal ve siyasal değişim isteminin taşıyıcısı haline gelmişti. Noşirvan Mustafa liderliğinde yükselen Goran, zamanla KYB’ye alternatif olamayınca, KYB içinde kuzenler arasında bir güç savaşı başladı.
Peki mevcut durumda yenilen ve tutuklanan Lahor kimdir ve neden önemlidir?
Lahor Şeyh Cengi, KYB’nin son 25 yılına damga vurmuş, parti içinde kendisine ciddi bir alan açabilmiş, hatta zamanla Kosret Resul ve Behrem Salih gibi çekirdek kadroların önüne geçebilmiş bir isimdir.
Bir dönem KYB’nin Ankara temsilciliğini de yapan Lahor, 2002’de Anti-Terör Teşkilatı’nı kurmuş ve 2013’te KYB’ye bağlı istihbaratın bir numaralı ismi olmuştur.
2013’teki Eylül seçimlerinde Berhem Salih, Kosret Resul, Lahor ve Bafel sahnedeydi.
Ancak partiyi asıl yöneten isim, Hero İbrahim Ahmed idi.
Bir dostumla birlikte KYB merkezlerine gitmiştik ve bir vesileyle Hero Hanım ile tanışma fırsatım olmuştu.
KYB’de Lahor’un öne çıkması, kuzeni Bafel Talabani’yi rahatsız etmeye başlamıştı.
Bu durumu dengelemek amacıyla eşbaşkanlık sistemi getirildi.
Ancak uyum sağlanamayınca Lahor, KYB’den ayrılarak yeni bir oluşum kurdu.
Kurduğu Halk Cephesi ile girdiği ilk seçimde istediği sonucu elde edemedi.
KYB, etkin olduğu dönemde PKK ile iyi ilişkiler geliştirmişti.
Bu durumdan Türkiye birçok kez rahatsızlık duyduğunu dile getirmişti.
Lahor, Rojava’daki Kürtleri ziyaret eden ilk siyasetçilerden biri olmuştu. Lahor, 22 Ağustos’ta yapılan bir baskınla tutuklandı.
Peki, Lahor neden gözden çıkarıldı?
İddialara göre İran, Lahor’un Kasım Süleymani’nin öldürülmesinde ABD ile birlikte çalıştığını düşünüyor. İran’ın onay vermesi nedeniyle Bağdat yönetimi sessiz kaldı.
Şii partiler ise bu duruma zımni destek verdi. Haşdi Şabi grupları da Bafel Talabani’nin yanında yer aldı. İran ve KDP, Lahor’un tasfiyesi konusunda neden sessiz kaldı?
İran, Lahor’un İsrail saldırıları karşısında tarafsız kalmadığını, aksine karşı tarafa yakın durduğunu düşünüyordu.
Ayrıca Bafel’in olay gecesi Haşdi Şabi gruplarının liderleriyle görüştüğü iddia edildi.
KDP’nin yeşil ışık yakması ise tamamen bölgedeki siyasi dengelerle ilişkiliydi.
Çünkü eğer Lahor, Irak seçimlerinde ciddi bir oy alsaydı, Bafel daha zor durumda kalacaktı.
Bafel, Lahor’a saldırmaya karar verdiğinde kuzeninin desteksiz ve sahipsiz olduğunu biliyordu.
Bu olay, Kürtlerin birlik olmaya çabaladığı bir dönemde yaşandığı için derin kaygılara yol açıyor.
Her ne kadar mesele, Süleymaniye kentinde seçimlere tek başına gitme meselesi gibi görünse de, mesele sadece bu kadar değil bence.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.