Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

1869 Tahrir Sayımı ve Günümüz Diyarbakır’ı: Sosyolojik Bir Karşılaştırma

1869 Tahrir Sayımı ve Günümüz Diyarbakır’ı: Sosyolojik Bir Karşılaştırma

"Geçmişin izleriyle şekillenen bugün, geleceğin köprülerini inşa ederken tarihsel mirasın bilinciyle yeniden şekillenir."

Diyarbakır’da Mar Petyun Keldani Kilisesini ziyaret ederken bir tablo dikkatimi çekti ve bu tablodan esinlenerek yaptığım araştırmanın sonuçları şu şekildedir.

12 Mart 1869'da Osmanlı İmparatorluğu'nun Diyarbakır şehrinde yapılan Tahrir Sayımı, dönemin sosyo-ekonomik ve demografik yapısını detaylı bir şekilde ortaya koyan önemli bir tarihi belgedir. Bu sayım, yalnızca nüfus verilerini değil, aynı zamanda şehirdeki mekânsal düzenlemeleri, dini ve ticari yapıları da kapsamaktadır. Günümüzde Diyarbakır, önemli demografik ve sosyolojik değişiklikler geçirmiş bir şehir olarak karşımıza çıkmaktadır.

1869 Diyarbakır’ının Toplumsal Yapısı:

1869 Tahrir Sayımı, Diyarbakır merkezinde yaşayan nüfusun detaylı bir dökümünü sunmaktadır. Sayım sonuçlarına göre, Diyarbakır merkezinde:4.781 erkek ve 5.033 kadın Müslüman,3.276 kadın ve 357 erkek Ermeni,428 erkek ve 403 kadın Ermeni Katoliği,747 erkek ve 687 kadın Süryani,94 erkek ve 80 kadın Süryani Katoliği,508 erkek ve 466 kadın Keldani,179 erkek ve 126 kadın Rum,25 erkek ve 30 kadın Rum Katoliği,318 erkek ve 332 kadın Protestan,143 erkek ve 137 kadın Yahudi yaşamaktaydı. Toplamda 21.372 kişinin yaşadığı Diyarbakır, çok çeşitli etnik ve dini topluluklara ev sahipliği yapmaktaydı. Bu veriler, şehrin Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki kozmopolit yapısını yansıtmaktadır.

Mekânsal ve Kurumsal Yapı:

Diyarbakır’ın 1869 yılında sahip olduğu yapılar ve kurumlar, şehrin hem sosyal hem de ekonomik hayatının dinamiklerini ortaya koymaktadır. Sayımda kayda geçen önemli mekânlar ve yapılar şunlardır:4.229 hane,1.840 dükkân,31 mağaza,76 kereste vesaire ambarı,8 han,12 hamam,34 kahvehane,28 değirmen,6 pirinç dingi,24 bulgur dingi,36 fırın,159 ahır,288 arsa,2 bekçi odası,2 samanlık,1 balıklı gusul-hanesi,12 bezirhane,4 meyhane,2 salahhane,1 kireçhane,1 midmanhane (kefalet sandığı),2 sabunhane,2 direkhane,1 menzilhane,1 postane,1 casthane (alçıhane),7 karakol,29 dabakhane (deri işleme atölyesi),4 dabakhane odaları,1 haşırhane,1 bardak atölyesi,2 patrikhane,1 eski tımarhane,1 eski damgahane,21 boyahane,1 islahhane,6 iplikhane,1 tahmishane,1 muvakithane,1 su terazisi,1 su hayrathanesi,15 Hanefi camiişerifi,4 Şafii camiişerifi,2 cami arsası,30 mescidişerif,11 türbe-i şerife,1 darül kurra,5 tekke,6 medrese,1 Rüşdiye mektebi,11 İslam mektebi,3 Ermeni mektebi,1 Protestan mektebi,1 Rum mektebi,1 Rum Katolik mektebi,1 Keldani mektebi,1 Süryani mektebi,1 Yahudi mektebi,1 Zaptiye merkezi,1 polis merkezi,1 Redif deposu,8 kale kapısı,167 kale meğazeleri (Burç odaları),13 kilise,1 Yahudi havrası,9 böceklik (ipek böceği yetiştiriciliği),11 kasr,149 tarla,308 bahçe,22 kavaklık,85 buz gölü,17 buzhane,24 bostan,7 bağ,1 bakır atölyesi,1 gümrük hanı,8 İslam kabristanı,4 Hristiyan mezarlığı,1 Yahudi mezarlığı,2 odun iskelesi. Bu rakamlar, Diyarbakır’ın ekonomik canlılığını ve çok kültürlü yapısını ortaya koymaktadır. Şehirdeki dini yapılar (camiler, kiliseler, havra), eğitim kurumları ve ticari mekânlar, Osmanlı dönemindeki Diyarbakır’ın zengin sosyal dokusunu yansıtmaktadır.

Günümüz Diyarbakır’ı:

1869 yılına ait Tahrir Sayımı verileri, Diyarbakır’ın o dönemde çok etnikli ve çok dinli bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Müslümanlar, Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Rumlar, Yahudiler gibi birçok farklı topluluk, Diyarbakır’ın sosyal dokusunu oluşturmuştur. Ancak, modern Türkiye’nin ulus-devletleşme süreciyle birlikte, bu çok kültürlü yapı önemli ölçüde değişime uğramıştır.

Günümüz Diyarbakır’ı, büyük oranda Kürt nüfusa sahip, etnik ve dini çeşitliliğin azaldığı bir şehir haline gelmiştir. Bu demografik dönüşüm, çeşitli tarihsel olaylar ve devlet politikaları ile yakından ilişkilidir. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yaşanan savaşlar, zorunlu göçler ve mübadeleler, Osmanlı dönemindeki etnik ve dini toplulukların büyük bir kısmının şehri terk etmesine yol açmıştır. Cumhuriyet döneminde de, özellikle 1980’ler ve 1990’larda yaşanan Kürt sorunu ve buna bağlı olarak gerçekleşen zorunlu göçler, Diyarbakır’ın demografik yapısını daha da homojenleştirmiştir.

1869 yılında Diyarbakır, zanaat ve ticaret merkezli bir ekonomik yapıya sahipti. Şehirde bulunan çok sayıda dükkân, han, hamam, değirmen ve ticaret mekânı, Diyarbakır’ın canlı bir ticaret merkezi olduğunu göstermektedir. Şehir, aynı zamanda tarım ve zanaat üretimiyle de önemli bir ekonomik faaliyete sahipti. Osmanlı döneminde bu çeşitlilik, hem iç pazarları besleyen hem de uluslararası ticaretin bir parçası olan ekonomik bir yapı sunmaktaydı.

Günümüzde ise, Diyarbakır’ın ekonomik yapısı önemli ölçüde değişmiş, daha çok hizmet sektörü ve sanayiye dayalı bir ekonomi gelişmiştir. Kentsel dönüşüm projeleri, modern altyapı çalışmaları ve büyük ölçekli göç hareketleri, şehrin ekonomik yapısını yeniden şekillendirmiştir. Geleneksel zanaatlar ve ticaret, yerini daha çok modern sektörlere bırakmıştır. Özellikle, eğitim ve sağlık hizmetleri, kamu yönetimi ve sanayi, Diyarbakır’ın ekonomik yapısında önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, işsizlik ve ekonomik dengesizlikler gibi sorunlar, şehrin sosyal yapısını da etkilemektedir.

1869’da Diyarbakır, mekânsal olarak surlarla çevrili, iç içe geçmiş mahallelerden oluşan ve her etnik-dini grubun kendi alanını oluşturduğu bir şehir yapısına sahipti. Surların içindeki mahalleler, ticaret, zanaat ve dini hayatın merkeziydi. Ancak, modernleşme süreciyle birlikte, Diyarbakır’ın mekânsal yapısı büyük bir dönüşüm geçirmiştir.

Günümüzde Diyarbakır, kentsel dönüşüm projeleri, göç hareketleri ve modern altyapı çalışmaları ile yeniden şekillenmiş bir şehirdir. Şehir surlarının çevresinde, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla büyüyen yeni yerleşim alanları oluşmuş ve Diyarbakır’ın geleneksel mekânsal yapısı değişmiştir. Kentsel dönüşüm, bir yandan eski yerleşim alanlarını modernize ederken, diğer yandan da kentin sosyal dokusunu ve kültürel mirasını etkilemiştir. Bu dönüşüm, özellikle kentin alt sınıfları ve göçmenler üzerinde derin sosyal etkiler yaratmıştır.

1869 Diyarbakır’ı, Osmanlı İmparatorluğu’nun çok uluslu yapısının bir yansıması olarak, farklı etnik ve dini toplulukların bir arada yaşadığı kozmopolit bir şehirdi. Bu çeşitlilik, şehrin sosyal ilişkilerini, kültürel pratiklerini ve günlük hayatını zenginleştiriyordu. Ancak, modernleşme süreci ve ulus-devletleşme ile birlikte, Diyarbakır’ın toplumsal yapısı önemli ölçüde değişmiştir.

Günümüz Diyarbakır’ında, daha homojen bir toplumsal yapı hâkimdir. Kürt nüfusunun baskın olduğu şehirde, Osmanlı dönemindeki etnik ve dini çeşitlilik büyük ölçüde kaybolmuştur. Bununla birlikte, şehirde geçmişin izleri hala bazı sosyal ve kültürel pratiklerde yaşamaktadır. Özellikle Kürt kimliği ve kültürü, Diyarbakır’ın sosyal ve kültürel hayatında belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu durum, kentin tarihsel kimliğini modern dönemde de sürdürmesine olanak tanımaktadır.

Diyarbakır’ın 1869’dan günümüze geçirdiği sosyolojik dönüşüm, Osmanlı İmparatorluğu’nun çok uluslu yapısından modern Türkiye’nin ulus-devlet yapısına geçiş sürecinde yaşanan toplumsal değişimlerin bir yansımasıdır. Etnik ve dini çeşitliliğin azalması, demografik yapıdaki homojenleşme, ekonomik yapının dönüşümü ve kentsel mekânların yeniden şekillenmesi, Diyarbakır’ın sosyal dokusunda derin izler bırakmıştır. Ancak, Diyarbakır’ın geçmişteki çok kültürlü yapısının izleri, bugünün sosyal ve kültürel pratiklerinde yaşamaya devam etmektedir. Bu miras, şehrin sosyolojik kimliğini ve tarihsel önemini korumasına katkı sağlamaktadır.

Diyarbakır’ın tarihi ve sosyolojik dönüşümü, yalnızca şehrin değil, aynı zamanda Türkiye’nin de toplumsal yapısındaki geniş çaplı değişimlerin bir göstergesidir. Bu bağlamda, Diyarbakır’ın geçmişi ve bugünü üzerine yapılan çalışmalar, Türkiye’nin modernleşme sürecini anlamak için önemli ipuçları sunmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi