Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

İyi ebeveynlik ve öğretmene saygı

İyi ebeveynlik ve öğretmene saygı

“Mutlu ve başarılı çocuklar, şiddetsiz evlerde ve öğretmene değer veren toplumlarda yetişir.”

Bağlar, Hürriyet İlkokulu’nda iki velinin bir öğretmeni darp etmesi, yalnızca bireysel bir şiddet olayı değil; aile, eğitim ve toplum ilişkilerinde ciddi bir krizi gözler önüne sermektedir. Öğretmene yönelik şiddet, aslında çocuğa yönelik en büyük kötülüklerden biridir. Çünkü çocuğun mutluluğu ve başarısı, ebeveynin tavırlarıyla olduğu kadar, öğretmenle kurulan sağlıklı ilişkiyle de şekillenir.

Pedagojiye göre çocuk, öğrenme sürecinde yalnızca bilgi değil, aynı zamanda güven ve aidiyet arar. Öğretmen, bu sürecin rehberidir. Ebeveynin öğretmene şiddet uygulaması, çocuğa dolaylı olarak şu mesajı verir:

“Eğitimi veren kişi değersizdir.”

“Problemleri konuşarak değil, saldırarak çözebilirsin.”

Bu tür mesajlar, çocuğun ruhsal gelişiminde ciddi yaralar açar. Çocuğun kendine ve başkasına duyduğu saygıyı zedeler, öğrenmeye olan isteğini köreltir.

Toplumsal düzeyde bakıldığında aile, okul ve öğretmen ilişkisi çocuğun toplumsallaşmasında üç temel halkadır. Bu halkalardan biri kırıldığında, çocuk sağlıklı bir birey olarak yetişemez. Pierre Bourdieu’nun “kültürel sermaye” kavramı, ebeveynin çocuğa sunduğu imkânları ifade eder. Öğretmene saygı göstermek, aslında çocuğa kültürel sermaye kazandırmanın en önemli yollarından biridir. Çünkü saygı gören bir öğretmen, çocuğa da daha güçlü bir eğitim sunar.

Ancak neoliberal toplum yapısında başarı yalnızca notlarla ölçüldüğünden, ebeveynler çocuklarının her başarısızlığını dışsal bir tehdit gibi görmeye başlamıştır. Bu durum, aileleri öğretmenle işbirliği yapmak yerine çatışmaya sürüklemektedir. Oysa öğretmene şiddet uygulamak, çocuğun başarısına değil; başarısızlığına ve mutsuzluğuna zemin hazırlar.

Çocuğun mutluluğunu ve başarısını isteyen bir ebeveynin ilk yapması gereken şey, kendini objektif biçimde değerlendirmektir.

Çocuğunuza değer veriyor musunuz, yoksa yalnızca onun başarılarını mı seviyorsunuz?

Onun öğretmeniyle işbirliği içinde misiniz, yoksa her durumda çatışmayı mı tercih ediyorsunuz?

Çocuğunuza iyi bir rol model olabiliyor musunuz?

Öğretmeni darp eden bir ebeveyn, aslında çocuğuna en kötü rol modeli sunmaktadır. Çünkü o çocuk ileride kendi sorunlarını çözmek için şiddeti bir araç olarak görecektir.

Çocuğun mutsuzluğunu ve başarısızlığını dışarıda aramak kolaydır. Ancak pedagojik ve sosyolojik gerçeklik bize şunu gösteriyor: Mutlu ve başarılı çocukların yolu, iyi ebeveynlikten ve öğretmenle sağlıklı bir işbirliğinden geçer.

Öğretmeni darp etmek yerine, ebeveynin önce kendisini gözden geçirmesi gerekir. Çünkü çocukların mutluluğu ve başarısı, öğretmenin sınıfta anlattığı bilgilerden önce, evde gördüğü sevgi ve ebeveynin tavırlarıyla şekillenir. İyi bir ebeveyn olmak, çocuğa verebileceğiniz en büyük armağandır; bu armağan ise sadece maddi imkân sağlamakla değil, sabır, sevgi, şefkat ve doğru rol model olmakla mümkündür.

Unutulmamalıdır ki çocuk, söylenenden çok görüleni öğrenir. Siz öfkenizle hareket eder, öğretmeni küçümser ya da ona saldırırsanız; çocuğunuz da sorunlarını şiddetle çözmeyi, otoriteye saygı duymamayı, eğitimi değersiz görmeyi öğrenecektir. Oysa ebeveynin görevi, çocuğa şiddeti değil, diyalogu; saygısızlığı değil, saygıyı; öfkeyi değil, sabrı öğretmektir.

Öğretmene saygı göstermek, sadece bir yetişkine duyulan hürmet değildir. Bu aynı zamanda çocuğa verilen dolaylı bir mesajdır: “Bilgiye değer ver, eğitimi önemse, farklılıkları konuşarak çöz.” İşte bu mesaj, çocuğun gelecekte başarılı, mutlu ve topluma faydalı bir birey olmasının temelini atar.

Kısacası; iyi ebeveynlik çocuğa verilen en büyük armağandır, öğretmene saygı göstermek ise bu armağanın en değerli parçasıdır. Çünkü öğretmenin değeri düştüğünde, aslında çocukların değeri de düşer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi