Bilal YAVUZ

Bilal YAVUZ

Adaletin psikanalizi ve hukuk psikolojisi

Adaletin psikanalizi ve hukuk psikolojisi

1) Küresel çapta bir ülkedeki en azılı seri katiller, o ülkedeki katilleri salıp duran adaletsiz yargıçlardır. Bunların en yobaz suç ortakları ise adaletsiz sistemi adilce değiştirmeye çabalamayan, kula kul olan, bencil ve menfaatçi siyasilerdir.

2) Asrı Saadet dönemindeki gerçek İslam Devletinin adil hukukuyla dünyayı şereflendiren kısas olgusu, kuşkusuz hem adaleti hem caydırıcı ceza sistemini insanlığa armağan etmiştir. Bugün kadın, çocuk, mazlum cinayetlerinde sokaklara yığılıp idam isteyen toplumlar, bilinçli ya da bilinçsiz bir fıtrat ve hukuk psikolojisiyle, kusursuz İslam Hukukuna hasret kalmış ruhlarının o derin psikanalitik hüzünlerini, acılarını, sancılarını, özlemlerini haykırıyorlar.

3) Dünyada canı kendine en tatlı olanlar, zalimlerdir, katillerdir. Halklara travma yaşatıyorlar şimdi medya yoluyla da... Sadece öldürmekle kalmıyorlar, fitneye, fesada, ifsada, anarşiye, kaose sebep oluyorlar.

Bu şeytanlara köle olmuş taş yürekleri ancak ölümle caydırabilirsin. Cezaevi onlar için otel, tatil ve kendi sınıfıyla sosyalleşme ortamı, mekanıdır. Psikopat olabilmek için kötü gençler bugün cezaevini bir üniversite olarak görüyor. Diploma aşkı ile yanıp tutuşan zalim adaylarının bugün adeta biricik hedefi hapishanelerdir.

İyiler askerlik anısı biriktirirken zalimler cezaevi anısı biriktiriyor hiç utanmadan, kızarmadan, zira vatan haini azılı suçlulara vatan ne demek asla öğretemezsin mesela asla... Acilen bütün toplum acil durumlar için nefsi müdafa ve savunma dersleri almalı. Adaletsizliğe güvenmeyen iyilerin artık mecburiyetten yavaş yavaş silahlandığı bir çağa gidişat...

4) Bugün zalimlerin önemli bir kısmı rahatça türlü raporlar alıyor. Bunun verdiği güvenle saldırdıkça saldırıyorlar insanlara. Dosyaları boylarına ulaşmış ama hala salınıyorlar. Bir kısmı tabi. Kalan kısmı ise şuan mezarda. Zira toplumda çoğu zaman kendisine dokununca artık isyan edip adaletsizliğe başkaldırıp işi kendisi halletmek isteyenler, halledenler oluyor. Kısasın gelmesini istemeyenler genelde acımasız, kötü, suçlu tipler. Katil, hırsız, terörist olma ihtimali olan her zalimin, adil İslam Hukukuna karşı çıkması pek doğaldır, çünkü kir ancak kirletir. Sırf ibre bir gün kendilerine dönmesin diye o keskin adalete bu adaletsiz mağara devrini tercih ediyorlar, göz yumuyorlar, göz yumduruyorlar. Halklara da çağrımızdır. Bu bataklığın sinekleri sizi tenhada yalnız avlıyor, sevdikleriniz ölünce değerini anlıyorsunuz kısasın, hem iş işten geçiyor hem dağınık sesleriniz fayda vermiyor. Gelin hep beraber bir hamlede adaleti isteyelim ve yüzümüzü tamamen hakikate çevirelim, görün o zaman büyük bir bahçe nasıl yeşerir. Ne siyasa ne piyasa önümüzde durabilir!

5) Böyle güvensiz bir ortamda yaşayıp buna isyan etmeyen toplumlardır asıl doğal olmayan asıl acı olan! Haksızlığa karşı durmayan bir iyiden geriye ne kalır? Haksızlığa mani olmak için çabalamak, hakkı haykırmak bir iyinin iyi kalabilmek için yapacağı en temel ödevidir. Bunca kötülüğün içinde bencilce konfor alanından çıkmamak, kendi tarlana dalıp gitmek, zulme dilsizlik de kötülüktür asla unutma! Haksızlığa susan iyiyim demesin!

6) İyi Müslüman, mesuliyetini sırf Allah rızası için yerine getirir. Yaradan için fıtratına dönen bir yaratılmışın değerlenmesi tek İlahi Nizam sahibi Yüce Hakk hazretlerinin sonsuz kusursuz kudretinden muhteşem bir lütuftur. Müslüman en başta kendi mahallesinden mesuldür. Ülkende sürekli haksızlığa karşı çıkmak için kullanabileceğin bütün alanları konforun için doldurmuyorsan mesul olacaksın kardeşim, şuursuz da değilsin, bahanen yok, bunu asla unutma! Sadece dua mesuliyeti üstünden alır mı? Bunu iyice bir düşün! Cemiyetleşip elle, dille, amel etmek artık çok kolay ama gel gör ki eskisi kadar fedakar, vefakar bulmak şimdi daha zor! Medine devrini yaşamadan Mekke devrine geçemezsin! Elleri taşların altına koyma zamanıdır.

7) Başörtü davasını kazandıktan sonra örtünün altındaki nice başların kaybedildiği bir şımarık ortamda, mücadele daha rahat yapılabilecekken artık, gel gör ki mücadele edecek yiğit azalmış durumda. Son asırda İslam diyerek başa gelip sonra menfaat ehli olan nice münafık zalim yüzünden, cemiyetleşmeye ürkenler de var elbet. Bunlara tavsiyemiz, temizseniz baş siz olun, büyük cemiyetler olamıyorsak küçük küçük cemiyetler olalım tam birleşene kadar ama elbette birlik içinde. Bu cemiyetlerin başları disiplinli dosdoğru bir şura oluştursun, böylelikle aramızda kötü bencil sapkınlar palazlanamaz! İnsanları kandıramaz.

8) Özetle analiz de çözüm de bellidir. İyiler harekete geçmeli. Hakkı haykırmalı. Hakikate davet etmeli. Bilgisiz yığınları bilgilendirmeli. Adalet aşkıyla ülkelerim tam beynine baskı yapmalı. Gereken sinyalleri göndermeli. Öyle ki bencil kötü siyasanın bahanesi kalmasın! Mazeret asla bulamasın... Şu dünyaya bir defa geliyorsun? Ömrünün kaosta endişe içindr mahvolmasına razı mısın? Değilsen baskı yap, iste... İnan bana bir denesen kısası, adaleti, göreceksin disiplini, huzuru... Bak Arabistan, Suud zalimlerine rağmen, kısas olduğu için bazı şeri cezalar olduğu için suç oranlarının azlığına git bak... Asrı Saadet huzurunun, adaletinin tam olduğunu düşün şimdi... Dünyanın en aydınlık çağları kuşkusuz elçiler döneminde gerçekleşmiştir. En karanlık insanlarla mücadele ede ede...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bilal YAVUZ Arşivi