Bilal YAVUZ

Bilal YAVUZ

Türkiye’de şiir kötü durumda

Türkiye’de şiir kötü durumda

Maalesef diyoruz... Acı gerçekler! Mehmed Akif, Cahit Sıtkı, Ahmed Arif, Necip Fazıl ve Türk şiirinin zirvesi Sezai Karakoç ağabeyden sonra yeni bir kaliteli gerçek Türk Şairi yetişmedi, yetişemedi. Yedi Güzel Adam boşluğu doldurmaya çabaladı bir süre... Bir müddet daha yaşatmaya, yeşertmeye çalıştılar bahçeyi... O kadar!

Bugün din tüccarlarının ve dinsizlik tüccarlarının ve ırkçıların siyasada köşe kapmaca oyununda belediye müteşairleri sürüldü piyasaya, onca imkana, pohpohlamaya, propagandaya rağmen hiçbiri çerçöp müteşairi olmaktan öteye geçemedi.

Her ideoloji tasmalı mahalle kendi piyonlarını sahneye sürdü, ötekini yok saydı. Hepsi birbirini yok saymada haklıydılar, zira alayı kalitesiz, berbat, niteliksizdi. Bataklıktan çınar çıkmazdı, hiç çıkmadı!

Türk şiiri Sezai Karakoç ile Kanuni devrini yaşadı. Şimdi sahtekar dolandırıcı müteşairler Türk şiirini dibe çekmek için elinden geleni yapıyor. Ne Türk şiiri ne Arab şiiri ne Fars şiiri ne de Kürd şiiri İslam hakikatinden uzakta asla yükselemeyecek! Hep dibe çökecek...

Müslüman halkların ülkeleri de sanatı da ne zaman İslam hakikatinden uzaklaştı, o vakit nasıl birer hiç olduklarını gördü, ancak o tüm şeriatiyle İslam şeref verdi size, sizi yalnızca İslam zirveye çıkardı. Tarihin her döneminde İslam hakikatsiz bir hiçtiniz, medeniyetiniz bile yoktu. Safari gibiydiniz zira bugün de ortam adaletsiz haksız bir safari!

İslam medeniyet getirdi halklara... İslam biricik güneşimizdir, güneşsiz kalan işte kuru ottur, işte beş kuruş etmiyor.

Anlatmaya gerek yok görüyorsunuz!

İşte bugün ırkçıları azmış ülkelerimiz dünyanın en gerisindeler. Bir zamanlar müslüman devletlerimiz vardı o yüzden zirvedeydik, merkezdik. Şimdi 3.dünya ülkeleri ligine yerleştirmişler sizleri, gıkınız çıkmıyor.

Seküler dünya şehvetleri için sattınız onurunuzu, ülkelerinizin şerefini, siz her ulustan azgın olan menfaatçi devşirmeler yüzünden bugün müslüman halklar perişan, müslüman ülkeler zor durumda, sanatlar, kültürler soykırım altında.

Gökkuşağına düşmanlar, birbirlerini yok etme derdindeler, oysa beraber varken yüksekteydik, İslam ipine tutunmuşken... Şimdi iyiler suskun, ortam kötülere kalmış. Şimdi kafelerden çıkmayan kof nutukçular dönemi...

Bir kısım yalaka yalayıcılar da imkanları kullanıp gençlerin beynini yıkıyor kürsülerde o kadar, o da cukka aşkına, cukkayı dolduruyor her propagandayla, sahnede, mikrofon başında veya köşesinde farketmez, ekranda ve sosyal medyada, hatta sponsorlu dergiler çıkaranlar bile var, iş o denli ticarete dökülmüş, kemik az gelince birbirine düşenler ayrı yol tutanlar olmuş, propagandayla ruhunu satmaya karşılık küçük bir mahalle verilmiş maşalara, kimi çete değil tabi, uğraşamaz insanlarla, bireysel takılıyor, sadece cebini doldurma telaşında.

Erbakan hocaya ihanet edenleri yıllardır gördükçe içimizdeki zalimler tarafından nasıl kuşatıldığımızı anladım. Bugün oğlu dışında Erbakan emeğine sahip çıkan kalmamış, sömürenler o kadar çok sömürmüş ki artık cukka kazanamayınca sömürmeyi de bırakmış, şimdi başka isimleri sömürüyorlar. Dava diyerek çaldılar, çırptılar, ihanet ettiler. Sahalar farketmiyor, hepsi aynıydı, davaları hep yolsuzluktu. Menfaat eninde sonunda birleştirdi tüm zalimleri, sahtekarları, hainleri, karaktersizleri. Ve hiç utanmadan, sıkılmadan kendilerini bir dava adamı görüyor kepaze domdomlar, yardakçı puştlar, soysuz zamazingolar... Alayınız satılık, alayınız omurgasız!

Elbette iyi iş yapmaya çalışanlar da oluyordur ama pek görülmüyor, zira azgınlar o kadar yer kaplamış ki sapık ve sapkınca ve çalınmış imkanlarla, kötü çeteler yüzünden iyiler görünmez olmuş. Menfaatleri için tarikatçi görünenler bile var.

Türk şiiri, Türk edebiyatı ancak yeni bağımsız Sezai Karakoç olacak ustalar ile hayatta kalabilecek, yiğitler çıkmazsa meydana, şu verimsiz yılların sonu kabristandır, mezarlıktır. Çok yazık olacak... Milletin emeği çarçur edildi, haramzadelerin savaşında kullanıldı, olan şiirimize, sanatımıza, edebiyatımıza oldu.

Cemaatçi, tarikatçi, partici zalimler, holiganlar, holdingçiler, piyonlar, tetikçiler, tasmalılar, üreyip çoğaldıkları her sahayı mahvetti, yaşam alanlarımız kalitesiz muhterislerle, kifayetsiz rezillerle, sözde kralların soytarılarıyla dolup taştı, verimli sahalarımızı hep talan ettiler. Yıktıkça yıktılar...

Bu dintüccarı, put tüccarı, ırk tüccarı zalim gidişatlara dur demeyen yiğide de yazıklar olsun... Veyl olsun... Çöktüler ülkelerimize... Emekleri heba ettiler. Potansiyelleri yaktılar. Asıl düşman bunlardı göremediniz...

Siz ekmek kavgası verirken bunlar emeğinizle tatillerde, villalarda, kaltak batakların koynunda. Görün artık...

Uyanın geç olmadan. İndirin hainleri. Çökün tepelerine. El koyun sizden çaldıklarına. Bir devrimle birleşin, halkları ikna edin başa gelin, zalimleri yakın, bitirin, mahvedin. Sahalarımız özüne dönsün!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bilal YAVUZ Arşivi