İttihat ve Terraki Partisi ,Osmanlı'nın dağılma sürecini gören ve bu süreci durdurmak amacıyla Gülhane Askeri Tıp Fakültesinde okuyan ,tabip subaylar tarafından, İttihad-ı Osmani olarak kurulan bir parti olarak tarih sahnesine çıkmaktadır (21.mayıs.1889)
Kuruluş aşamasında Türk, Kürt ,Arap, Arnavut yani Osmanlı Devleti sınırları dahilinde bulunan herkes vardı. Süreç içerisinde bu cemiyet, Osmanlı'nın dağılma sürecine göre, İttihad-ı İslami ve nihayetinde, İttihat ve Terraki ( birleşerek ilerlemek) ismini alacaktır. Bu süreç içerisinde, ideolojik olarak da değişecek milliyetçi / ırkçı bir ideolojiye sahip olacaktır.
İttihatçıların ideoloji haline getirdikleri, milliyetçilik/Irkçılık tarihte kalmayarak, Kemalistler bu ideolojiyi benimseyerek topluma gömlek olarak giydirip maalesef günümüze kadar getirdiler.
Bu ideoloji Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar başta Kürtdler olmak üzere(1921 Koçgiri,1925 Şéx Said ,1926-1930 Ağrı- Zilan,1937- 1938- 1939 Dersim katliamlari, 1971, 1960 ve 1980 darbeleri) Müslümanlar (İsklipli Atıf hoca, Konya isyanı) Kemalist/ ulusalcı/ Milliyetçi olmayan solcular (Mustafa Suphi olayı darbeler). Neredeyse herkese bu gömlek giydirildi . İstiklal Mahkemelerindeki tradejidiler hala halkların hafızalarında yer almaktadır.
İttihatçıların milliyetçilik/ ırkçılık ideolojisi maalesef zamanla toplumda taban bularak bir sosyolojik tabanı oluştu ve günümüze kadar geldi. Bu sosyolojinin büyük bir kısmı MHP, İyi Parti, bir kısmı CHP, azda olsa bir kısmı AK Parti içerisinde yer almaktadır. Milliyetçi/ ırkçı küçük partileri buraya almadım.
İttihatçıların attığı kör düğüm Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından gizli celsede kabul edilen Misak- ı Milli (28. Ocak 1920) ile çözülmek istendi, fakat Mustafa Kemal tarafından kadük hale getirilmiştir.
Peki Misak-ı Milli neden kadük hale getirildi?
Osmanlı Mebusan Meclisi’nin aldığı kararda, ve Mondros Mütarekesi ile işgal altında kalmayan, Kürtler ve Türklerin ikame ettiği topraklardan oluşmakta olan ve bugün herkes için “sorunlu alanlar olarak bilinen Musul-Kerkük eyaleti ve Rojava olarak bilinen Kuzey Suriye” toprakları bu sınırlar dahilinde idi. Misakı Milli ile ilgili yazılan bir çok eserler, doktora tezleri, makalelerden ve Nutuk’tan anlaşıldığı üzere Mustafa Kemal, Musul-Kerkükk ve Rojava’yı sınırların dışına çıkarmak istemiş fakat, başarılı olamayınca Lozan Anlaşması’nı mevcut Meclis’te kabul ettiremeyeceğini anlayınca, Meclisi feshetmiştir.
1921 Anayasası da ayni şekilde kadük bırakılmıştır
Mustafa Kemal’in yaptığı yazışmalarda, Meclis konuşmalarında “kurulacak devlet Kürtlerin ve Türklerin devleti olacaktır" sözü Cumhuriyet kurulduktan sonra berhava olmuştur. Günümüze geldiğimizde milliyetçi/ırkçı sosyoloji dışında kalan, milliyetçi/ muhafazakar sosyoloji ile Kürtlerin büyük bir kısmını oluşturan muhafazakar sosyoloji üzerinden Kürt sorununu çözmenin daha kolay olacağı kanaatini taşımaktayım.
Yerel seçimler
Son seçimler HDP’ye ve AK Parti’ye Kürt meselesini çözün dedi. Bu konuda en fazla sorumluluğu olan HDP’nin yarından tezi yok yerel seçimler öncesi, yerel seçimler üzerinden Kürt meselesi dahil, Türkiye’nin her meselesini konuşup çözmeleri lazım. Bu tarihi fırsatları kaçıranları tarih asla affetmeyecektir. Kendi literatürümde söylersem öbür dünyada bunun hesabını hiç kimse veremez.