1800 lü yılların başlarında Ağrı’nın Tutak ilçesinin Cemawerdi köyünde dünyaya geldi. Henüz 3 yaşındayken babasını kaybeden Evdal, annesi tarafından büyük bir meşakkatle büyütülmüştür. Yaklaşık 113 yıl yaşayan Evdal annesinin ona ilgisi ve hayat karşısında gösterdiği duruştan dolayı yaşadığı çevrede büyük saygı görür. Bundan ötürü Evdal “ Evdalé Zeyniké” ismiyle anılır.( Annesinin adı Zeynep)
Evdalé Zeyniké, 30 yaşına kadar çiftçilik ve recberlikle uğraştı için bir kılam dahi okumadığı söylenir. Bir rüyanın etkisiyle hastalanır ve aylarca yataktan çıkmamıştır. Hasta olduğu süreçte dillendirdiği melodiler o kadar özgündür ki daha sonraları bu söyleme biçimi ekole dönüşür.
Kürt kültüründe Dengbejlik, sözlü tarihin en önemli zenginliğidir. Yüzyıllardan beridir tüm yaşanmışlıkların dile gelmesidir. Tarihin sözlü olarak destansı bir şekilde nesilden nesile aktarılmasının dünya da emsali olmayan büyük bir sanat olduğunu ifade etmek yerinde olur.
Kürt coğrafyasında, yüzlerce hatta binlerce Dengbej gelip geçmiştir ama Evdalé Zeyniké çok olağanüstü bir yere sahiptir. Ortaya koyduğu kılam ve stranların kalitesi ve özellikle dönemin en bilinen Dengbejleriyle girdiği kapışmalarda galip gelmesiyle ona Dengbejlerin Piri (Piré Dengbéja) lakabı verilmiştir.
Evdalé Zeyniké, çocukluk ve gençliğinde Dengbejlerin yanında kılam ve stranları dinleye dinleye büyümüş olmasına rağmen otuzlu yaşlarda gördüğü müthiş rüyanın etkisiyle ilk kez kılamlarda bulunmaya başlar ve ortaya koyduğu kılamlar oldukça özgün ve etkileyici özelliklerde olmuştur. Zaman içinde namı dört bir yana yayılmış ve onu dinleyenleri hayran bırakmıştır. O dönemde her aşiret beyinin ve her mir in bir Dengbeji olurmuş ve gelenekler icabı Dengbejler düğünlerde kapışırdı. Bu kapışmalar biri galip gelene kadar devam edermiş. Evdal bağımsız olarak Dengbejlik yaparak atışmalara katılır ve olağanüstü kılam ve stranlarıyla tüm Dengbejleri mağlup ederdi. Bu şekilde Dengbejleri dize getiren Evdal, kısa sürede herkesin ulaşmak istediği ve misafir etmek için peşinden gidildiği biri haline gelir. Evdal, aldığı tüm davetlere katılır ve marifetini ortaya koyardı.
Ishak Paşa’nın Torunu Sürmeli Mehmet Paşanın Dengbeji Ermeni bir Papazın kızı olan Gülé ile Kapışması için davet alır. Üç gün süren atışmanın sonunda Evdal kazanır. Adetlere göre kaybeden Gülé’ nin onunla evlenmesi gerekmektedir. Fakat Evdal, kendisinin çok değerli biri olduğunu ama eşini çok sevdiğini ifade ederek rızasız bir evliğinin uygun olmayacağını şu sözlerle ifade eder; “sen benim bacımsın, sen yoluna, ben yoluma ” Evdal ın gösterdiği bu tavır Paşa tarafından takdirle karşılanır ve ona kendi Dengbeji olması için teklifte bulunur. Evdal, Paşanın mal mülk tekliflerine karşı mütevazı davranarak tüm ısrarlara rağmen diğer köylüler gibi aynı kalmak koşuluyla teklifi kabul eder. Böylelikle Paşanın ölümüne kadar onun yanında Dengbejlik yapmayı sürdürür.
Evdal, Paşa tarafından gördüğü değer karşısında “Ey Emir” isimli ünlü kılamını söyler.
Osmanlı, Kozan seferi için Paşa dan fermanla destek ister. Paşa sefere yanında Evdal’i de alır. Evdal orada da boş durmaz ve “Way Xozane” isimli meşhur destanı söyler.( 50 bin Türkmen in sürüldüğü bu Osmanlı Türkmen mücadelesi seferinde Evdal, ünlü Türkmen Ozan Dadaloğlu’yla tesadüfen tanıştığı söylenir) Kozan yolunda Dersim’den geçerken aldığı güzel izlenimlerin etkisiyle en sevdiğim eserim dediği” Dersim” isimli kılamı da o dönemde dile getirir. Ayrıca yine o dönemde çok ünlü olan İran Kürt Aşiret Reislerinden Tarxané Qelenyé nin Şex Silé ismli Dengbejiyle yedi gün süren kıran kırana atışmayı da kazanır. Bu kapışmada dile getirilen “Şex Silé u Evdalé Zeyniké” isimli stran da tarihsel öneme sahiptir.
Evdal, Paşa nın sefer döneminde vefat etmesinden dolayı çok üzülür ve meşhur “Paşao” kılamını söyler. Köyüne dönen Evdal, tüm beylerin tekliflerine rağmen inzivaya çekilir. Fakat kılamda bulunmaya devam eder.
Evdal, köyünde yaşlı ve fakir biri olarak eşi Ayşé ve iki oğlu ile yaşam sürdürür. Tabi evlatlık edindiği ve kör olduğu süre içinde kendisine yoldaşlık yapan Temo ve yaralı olarak bulduğu turna yı tedavi etmesinden sonra bu ikisi onun için hayata tutunma sebebi olur. Bu arada o dönemde gerçek bir hikaye olan Ermeni bir hekim ile Kürt kızının acıklı aşkını anlatan meşhur” Hekimo” stranı bu gerçek hikayenin ürünü olarak ortaya çıkar.( Acemler ile Türkler arasındaki savaşta bir köyde kimsesiz kalan bebeği alır ve çok sevdiği birinin adını verdiği kişidir Temo)
Evdal, Temo sekiz yaşındayken kör olur. Bu sıkıntılı dönemde Temo onun eli, ayağı olur. Bir yandan yoksulluk diğer yandan körlük onun o ünlü stranının esin kaynağı olur.”Te kaliyé, te koriyé, mirin çétire ji feqiriyé”(Ah yaşlılık, ah körlük, ölüm daha iyidir fakirlikten) En sıkıntılı olduğu bu dönemde en bilinen kılam ve stranları ortaya çıkmıştır.
Evdal, İran' lı bir hekim tarafından tedavi edilerek gözlerine tekrar kavuşur. Evdal o dönemde özellikle Osmanlı ile Kürt Mirleri arasındaki mücadeleleri kılam ve stranlarına yansıtırken Kürt aşiretlerinden Osmanlı’nın yanında hareket edenleri sözleriyle eleştirir.
Evdal, ömrünün son dönemlerinde her ne kadar yoksul bir yaşam sürdürmüş olsa dahi erdemli biri olmaktan vaçgeçmemiştir.113 yıl yaşayan Dengbej, üzerine çok şey yazıldı çizildi. Yaşar Kemal' in benim fikir babam dediği, Mehmed Uzun’un adına” “Evdal’ ın Bir Günü” adlı bir roman yazdığı ve Dengbejlerin Piri ünvanlıyla kültürümüzün yapı taşlarından olmuş Evdalé Zeyniké, dengbejlik alanın en büyük ilham kaynaklarındandır.