Değişim şart
Başta şu tespitlerimizi yapalım, Kürt siyasetini eleştirmek hem kolay hem de beraberinde zorlukları olan bir yapı. Bunca baskıya ve sindirmeye karşı direnen yapıyı eleştirirken vicdanlı davranmalıyız.
14 Mayıs milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimini Kürt hareketi açısından değerlendirdiğimizde, yapılan eksilerden kaynaklı istenilen başarıyı elde edilmediği anlaşılıyor onun için, değişimin şart olduğu gerçeği açığa çıkıyor.
Demokratik siyasetin, kendi içinde bir değişime ve yeni söyleme ihtiyaç duyduğu kesin. Söylediklerimiz paradigma değişimi değildir. HDP'de fikriyatı, halkların kardeşliği temelinde oluşmuş, gelişmiş, değişim ve dönüşümün doğru anlaşılıp uygulanmasıyla ortaya çıkmıştır. Salt kişiler üzerinde bir değişim ve değerlendirme istenilen verimi elde ettirmez. Parti içi demokrasi kanallarını sonuna kadar açık tutmak gerekiyor. Eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını iyi işletilmesi gerekiyor.
HDP, Yeşil Sol, DTK ve DBP eşbaşkanları ve eş sözcüler düzeyinde yapılan toplantılar sonucu yapılan açıklamalarda geniş ve kapsamlı halk toplantılarının sonucunda, genel durumu değerlendireceklerini kamuoyuna duyurdular. Burada yaşanan eksiklik,salt toplantılarla doğru bir sonuça götürmez yeniden oluşturacak örgütsel yapıları kendine göre adam kayırma ile değil paradigma esaslı oluşturmak gerekiyor. Yoksa salt birilerinin istifasıyla, yeni gelecek olanların başarı elde edeceği sonucunu doğurmaz. Her toplantı sonrası demokrasi söylemini kullanan yapıların, demokratik siyasetin her alanında bunu içselleştirmesi gerekiyor. İlçe, il belediye başkanlığı, meclis üyesi, milletvekili seçiminde ve genel merkez yönetimini oluştururken demokratik kanalları sonuna kadar açık tutmak ve liyakat sahibi şahsiyetleri seçmeniz gerekiyor. Bunlar yapılmadığı sürece taşların, yerine oturması zor görünüyor. . Ama doğru ve demokratik örgütleme tarzı ile bu yapılanlar boşa çıkartılabilir. Bunların yanı sıra Bu seçimde ortaya çıkan sonuca bakılırsa, Kürt demokratik siyasetine karşı devletin bütün aygıtlarıyla, Kürt demokratik hareketini oyun kurucu pozisyonunun dışına itme ve mecliste istenilen çoğunluğu elde ettirmemekti. Kısmen de olsa başarı elde ettikleri görülüyor. Son iki yıldan fazla Öcalan'ın Kürt sorununa ilişkin yeterince söylemlerin vurgulanmamasının bunda etkisi büyüktür. Çünkü HDP kitlesi üzerinde ciddi etki yaratığı herkesin bildiği bir gerçeklik. HDP'nin seçim stratejisini Erdoğan'ın gidişi ve Kılıçdaroğlu'nun gelişi üzerine kurmak, halkta kabul görmedi. Ama bu ters yüz edilmeyecek sonucunu doğurmaz. Çünkü Kürt demokratik siyasetinin dayandığı tek dayanak olan Halk kitleleri, bu güne kadar bu türden çok operasyonu boşa çıkaran bir ideolojiye sahiptir. İlkeleri olan bu yapının seçimde takındığı tavır, Kürdistan'da parti örgütlemelerini bile kuramayan CHP'nin Amed gibi bir yerden milletvekili çıkarmasının iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü devleti yöneten anlayışın, Kürt bölgesinde seküler Kürt seçmenden AKP'ye oy vermeyin CHP'ye, İslami duyguları yüksek Kürtlerin ise HÜDA-PAR gibi partileri etrafında toplayıp demokratik siyaseti kısmen de olsa boşa çıkarmaya oynuyor. Bunların çok kapsamlı değerlendirilip gelecek süreçte örgütsel yapıları bunların bilinciyle hazırlamak gerektiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.