Bu düzen değişecek bu sözler gazeteci Abdurrahman Gök'e ait. Abdurrahman Gök kamuoyunun yakından tanıdığı bir gazeteci.

Özellikle 21 Mart 2017 Diyarbakır Newrozu'nda belden yukarısı çıplak haldeyken polis kurşunuyla vurulan Kemal Kurkut'u fotoğraflayan gazeteci. 23 Nisan'da Diyarbakır merkezli operasyonda aralarında gazeteci, hukukçu, sanatçı ve birçok siyasetçi ile birlikte gözaltına alındı ve tutuklandı.

Gözaltına alınan ve tutuklanan siyasetçilerin hepsi seçim organizasyonlarında görev yapan, kamuoyunun yakında tanıdığı ve seçim kampanyası yürüten, ifadeye çağrıldıklarında gidip ifade verecek kişiler. Ama Süleyman Soylu'nun talimatı ile gözaltına alındıkları ve çalışmaları illegalize etmek istedikleri için gece yarısı operasyonu ile alındılar.

Hukukçular, zaten her gün takip ettikleri davalarla alakalı her gün adliyede ve aynı zamanda seçim güvenliği sürecinde baronun görevlendirdiği kişiler. Sanatçılar, her hafta Amed şehir tiyatrosu oyuncuları, oynadıkları oyunlarla halkın gönlünde taht kuran kişiler. Abdurrahman Gök ise yaptığı haberlerle, hukuk devletinde olsaydı ödüle layık görülürdü.

Ama ona ödül olarak tutuklama uygun görüldü. Onun yanı sıra ifadeleri alınan hukukçu ve siyasetçilerde tutuklandı.

Hukukçuların tutuklandığı bir ülkede savunma hakkı nasıl yapılır?

Bunun düzmece olduğu apaçık ortada olan siyasi operasyonunun hepsi bir açık tanığın, itirafçı beyanları doğrultusunda yapılıyor.

Seçimlere 19 gün kala yapılan operasyonların,seçimlere dönük olduğu bir kere aşikardır.

14 Mayıs seçimlerine giderken Ak Parti'nin iktidarda kalmak için her yola başvurduğu açıktır. Bazı basın yayın organlarında yer alan haberlerde; İmralı ile görüştüğü ve sonuç alamayınca, siyasi operasyona baş vurduğu açıktır.

Bunların tümü seçimlerde yapılacak hukuksuzluğun habercisi olarak görülüyor.

Ama ülkenin hukuktan sorumlu adelet bakanı Urfa'da yaptığı konuşmada 14 Mayıs'ta şampanya patlatanların ve alnını seccadeye koyup şükür edenlerin arasında yapılacağını söylüyor. Bir adalet bakanı düşünün ki ülkesinde onlarca gazeteci, hukukçu, sanatçı ve siyasetçi gözaltına alınıyor,tutuklanıyor,

O ise seçimlerin kimler arasında geçeceği ile meşgul.

Dönüp kendisine,ben ülkenin hukuk sistemini dünyanın 111. sıralamasına nasıl getirdim demiyor sayın Bekir Bozdağ.

Ama bu sefer kedilerin trafoya girmeside sizi kurtaramayacak bunu bilesiniz. Çünkü kendisi kedilerin trafoya girdiği ilden aday. Onun içindir ki 14 Mayıs'ta isteyeni şampanya patlatacak isteyeni seccadeye kafasını koyup şükür namazı kılacakların birlikte yaşadığı bir ülkede yaşamak zorunda kalacaksınız. Beceriksiz bir adalet bakanı olarak anılacaksınız sayın Bekir Bozdağ. 14 Mayıs haramilerin saltanatının yıkıldığı gün olacaktır.15 Mayıs sabahı işçinin, emekçinin, özgürlüğün, adeletin ve hukukun devletinde birlikte yaşadığımız bir ülkede yaşamak zorunda kalacaksınız.

Sevgili Abdurrahman Gök'ün söylediği gibi "iktidar yenilecek, hiç merak etmeyin bu düzen değişecek" gidecek. yaşasın özgür basın