Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

Bir kenti sevmek, onu kirletmemekle başlar

Bir kenti sevmek, onu kirletmemekle başlar

“Bir şehir, süpürüldüğü kadar değil, kirletilmediği kadar güzeldir.”

Diyarbakır… Binlerce yıllık tarihine tanıklık etmiş, taşında, suyunda, havasında bir medeniyetin izini taşıyan bu kadim kent…

Ancak bugün, ne yazık ki bazı parklarımızda gördüğümüz manzara bu güzelliğe gölge düşürüyor.

Geçtiğimiz günlerde Kayapınar Medya Mahallesi’nde, Hz. Ali Camisi’nin hemen yanında bulunan Çınar Parkı gece saatlerinde saldırıya uğradı.

Oturma alanları yakıldı, banklar ateşe verildi, çöpler yerlere saçıldı.

Bir zamanlar çocuk kahkahalarının yankılandığı bir park, sabaha kadar süren bir duyarsızlığın izlerini taşıyarak güne uyandı.

Oysa mesele sadece bir park değil.

Mesele, kent bilinci dediğimiz o büyük sorumluluğun her geçen gün biraz daha silinmesidir.

Çünkü Diyarbakır’da parklar kirli değil “kirletiliyor”.

Temizlik görevlileri sabah akşam emek veriyor, süpürüyor, topluyor, temizliyor…

Ama aynı akşam o temizliğin emeği, birkaç dakikada çöplerle, izmaritlerle, pet şişelerle, yakılmış banklarla yok ediliyor.

Üstelik uyardığınızda verilen yanıt çoğu zaman aynı:

“Belediyenin görevi değil mi, temizlesinler!”

Hayır… Kentleri sadece belediyeler temizlemez.

Kentleri insanlar temiz tutar.

Belediye süpürür, ama kent bilinci olmayan bir toplum kirletmeye devam ederse, o süpürge hiçbir zaman yeterli olmaz.

Bir kenti sevmek; sadece onun türküsünü söylemek, sokaklarında gezmek, fotoğraflarını paylaşmak değildir.

Bir kenti sevmek, yerine çöp atmamak, bankları, çiçekleri, oyun alanlarını korumak, “burası benim kentim” diyebilme cesaretine sahip olmaktır.

Diyarbakır, bizim evimizdir.

Evimizin salonuna çöp atmıyorsak, parkına da atmamalıyız.

Kentin sokakları, meydanları, parkları hepimizin ortak yaşam alanıdır.

Ortak yaşam ise ortak sorumluluk ister.

Eğer bu kadim şehri gerçekten seviyorsak, onu “temizletmeye” değil, “temiz tutmaya” çalışmalıyız.

Çünkü temizlik sadece çevreyle ilgili değil, vicdanla ilgilidir.

Vicdanını temiz tutan insan, kentini de kirletmez.

Unutmayalım:

Bir şehir, temizlendiği kadar değil, kirletilmediği kadar güzeldir.

Diyarbakır’ı hak ettiği gibi, güzel, temiz ve saygılı bir şehir olarak görmek istiyorsak, önce davranışlarımızı değiştirmeliyiz.

Çünkü bir kenti temiz tutmak, o kenti sevmekle başlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi