Kenevir yasa(k/l)sa Kürdün torbacılık yapabilme ihtimali
AMİDA HABER- Küresel endüstriyel kenevir talebinin 2021’de 4 milyar dolarlık piyasa değerine sahip olduğu hesaplandı ve 2030’a kadar 17 milyar dolara ulaşması bekleniyor
(https://m.youtube.com/watch?v=QUS32MlDt8Y). Tıbbi ve eğlence amaçlı, yasal, THC açısından zengin esrar da dahil edilirse piyasa değerinin 2030 yılına kadar 176 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.
Türkiye’de 1 milyar dolarlık pazar oluşturmak için devlet eliyle sanayi tipi kenevir ekimine 2016’da başlandı ancak izin verilen 19 kent (Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak) arasında bölge ili olarak sadece Malatya bulunuyor (https://sputniknews.com.tr/amp/20190123/kenevir-uretildigi-lice-yasal-izin-yok-1037243262.html).
Tıbbi kenevire ve Tarımsal İyileştirme Yasaları kapsamına alınan endüstriyel kenevire bölgede de yasal üretim olanağı sağlanabilir ancak bu yapılmıyor (https://www.tigrishaber.com/dierg-direktoru-yagandan-kenevir-icin-oneri-kontrollu-ekime-izin-verilebilir-79028h.htm). Örneğin, Liceli kenevir yetiştiricilerinin bilgi birikimi ve deneyimi diğer yasal ekim alanlarına da yansıyabilecekken, bu mucizevi ve karlı bitki kimi Kürdün bileğine kelepçe oldu.
Lice ve Yüksekova narkotik suçlarda olumsuz ve yerleşik bir şöhrete sahip. Sembolik olarak adı öne çıkan Lice ve bölgenin diğer yerlerinde on yıllardır kenevir yetiştiriliyor, yine on yıllardır esrar-Kürd ilişkisinin kriminal boyutu sık sık haber konusu oluyor.
Bölgemizde kenevir ekimine, bakımına, toplanmasına, işlenmesine, dağıtım ağı kurulmasına, dağıtılmasına, pazar oluşturulmasına dahil olan geniş bir suçlu kesim olmalı! Üretim ve dağıtımda sorun yaşamıyorsanız, uyuşturucuya erişim de kolay demektir. Öyleyse, uyuşturucu satıcıları da bağımlılığı ilkokul çağından başlatmayı deneyebilir! Hatta, Diyarbakır’a gelen yabancılar birilerinin kendilerine yaklaşıp esrar ve diğer uyuşturucuları satma çabalarına rastladıklarını öne sürer.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu yıl yayımladığı Türkiye Uyuşturucu Raporu’na göre (https://www.narkotik.pol.tr/kurumlar/narkotik.pol.tr/TUB%C4%B0M/Ulusal%20Yay%C4%B1nlar/Turkiye-Uyusturucu-Raporu-2022.pdf), PKK yılda 500 milyon dolarlık uyuşturucu geliri elde ediyor. Rapora göre, 1980-2021 arasında PKK’nin 350.850 kg esrarı ve 5.452 kg eroini polis ve askeri operasyonlar ile ele geçmiş. Ayrıca, yine rapora göre merkez Lice olmak üzere, bölgede PKK’nin 400.899.259 kök kenevir bitkisi yakalanmış. 2022 yaz aylarında ise bölgede yine milyonlarca kök kenevir ele geçirilmiş. Örneğin, İçişleri Bakanlığı 21 Haziran 2022 tarihinde 4200 polis ile Diyarbakır merkezli 11 kentte uyuşturucu satıcılarına yönelik projeli operasyon yapmıştı (https://www.aa.com.tr/tr/gundem/bakan-soylu-diyarbakir-merkezli-10-ilde-uyusturucu-saticilarina-yonelik-operasyon-baslatildigini-acikladi/2618577).
2019 yılında 3120, 2020’de 4166 ve 2021’de 4975 kişi kök kenevir şüphelisi olarak kayıtlara geçmiş. 2021 yılında kök kenevir yakalamalarının yaklaşık %87,2’si, Diyarbakır (%61,1) ve Bingöl (%26,1) illerinde gerçekleştirilmiş.
Lice, 1.083 km2’lik yüzölçümü ile Türkiye’nin (783.562 km2) yaklaşık 723.5’te biri. Yasadışı kenevir yetiştirilen alanın toplam alanın 723.5 ya da 500’de biri olması önemli değil. Bölgede her bir il, ilçe giriş ve çıkışlarında aktif güvenlik kontrol noktaları bulunuyor ve dahası il, ilçe içinde de kontroller sıklıkla yapılıyor. Yakalanan uyuşturucu miktarı açıklanıyor ancak yakalanmayan miktar hakkında kimse yorumda bulunamıyor.
Resmi açıklamalara göre bölgede PKK’li sayısı azalmış (https://www.aa.com.tr/tr/gundem/icisleri-bakani-soylu-turkiyede-100e-yakin-terorist-kaldi-/2657367). Öyleyse, bu kadar keneviri kim yetiştirmekte, taşımakta, dağıtmakta ve satmaktadır? PKK’nin çiftçileri, dağıtımcıları ve satıcıları yani ‘narkotik PKK milisleri’ mi var! Eğer böyleyse geniş, nüfuzlu, becerikli ve öğrenen bir ağ olmalı!
Bölgemizdeki meslek odaları, uyuşturucudan ceza alanların yakınları, STK’lar, aktivistler, her bir siyasi partinin tüm il ve ilçelerdeki temsilcileri de uyuşturucu üretim ve ticaretinin bölgeye her açıdan maliyetini tartışmaya başlayabilir. Nasıl azaltılacağı üzerine yapılan öneriler tartışılabilir, farklı öneriler ortaya konabilir.
Sanayileşmenin ve istihdamın zayıf olduğu, yasal asgari ücret ve sigortalılık politikalarının pek uygulanmadığı bölgemizde iş bulamayan ya da bulduğu kimi işte ağır sömürü koşullarında çalışan bireylerin bir kısmı hayatını sürdürmek için ya mevsimlik işçilik yapıyor ya da tatil yörelerinde sezonluk çalışıyor. Sonuçta sadece birkaç aylık asgari ücreti biriktirmiş olarak bölgeye dönüyor. Bir kısım Kürd ise geçmişte edindiği sınır kaçakçılığı deneyimi ve ilişkilerini günümüzde ağırlıklı olarak uyuşturucu ve sigara kaçakçılığına dönüştürmüş olabilir.
‘Çocuğunuz ticarete yatkın değilse okutun!’ sözü Antep’te bir zamanlar sık kullanılırmış. Şimdi bölge için şunu kullanabiliriz: ‘İyi ek gelir ya da bir çırpıda yüksek gelir istiyorsan uyuşturucu işi ayarla!’ Yetiştiren, dağıtan Kürd olunca bir başka Kürdün de haliyle bu sektöre kafa yorması, bulaşması, emek harcaması ihtimali ve pratiği artıyor. Uyuşturucu ürettiği, taşıdığı, sattığı için yakalanan ve ceza alanın sadece kendisi yıkıma uğramıyor, ailesi için de yıkım oluyor.
Rapora dönecek olursak, Emniyet güçleri Lice ve diğer alanlarda kenevir yetiştirilmesini, dağıtılmasını ve ulaşılabilinen her yerde satılmasını önlemek için 1980’den beri hala başarı peşindedir.
Emniyet güçlerinin bu gayretini Malkaralılar, Fethiyeliler, Kamanlılar ya da bölge dışında herhangi bir il, ilçe, köy ya da mahalleli fark ederse; onlar da hızla uyuşturucu yetiştirme, dağıtma, satma ve kullanma hakkında bilgi ve deneyim edinmek isteyebilir. Lice ve Yüksekova’nın dünya çapındaki narkotik imajının benzerinin örneğin Kızılay, Konak ya da Sarıyer için de oluşmasını elbette istemeyiz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.