Bilal YAVUZ

Bilal YAVUZ

Diyarbakır hikayeleri: Nesliyar-Birinci bölüm

Diyarbakır hikayeleri: Nesliyar-Birinci bölüm

Neslişah atları besliyordu.

Yorgun ve durgun... Hüzünden çarpan kalbini hissediyordu sırtında...

Yüzü solmuştu. Hayalleri çalınmıştı.

Çok sevdiği çiçeklerle, yıldızlarla konuşmayı bırakmıştı.

Arkadaşlarıydı onlar ama muhabbete mecali yoktu.

Kan davasında bütün ailesini soykırıma uğratmışlardı.

Allah onu kurtarmıştı.

Sadece kendisi ölü taklidi yaparak yaşama tutunmuştu.

Sonra ise adını değiştirip Karacadağ bölgesinde bir çiftliğe yerleştirilmişti.

Amed ise sürekli gizlice dışarıda onu seyrederdi. Hüznü kendine çekerdi.

Amed çiftlik ağasının büyük oğluydu. Kibir, hor görme, cahillik yoktu, beyefendi bir gençti.

Çok çekingendi. Kuşları, böcekleri incitmek istemezdi.

Bu hüzün bu sevda sessizce tam 20 yıl devam etti.

Açılamadığı her sene bağrında bir kandil yandı. Tam 20 kandil içinde...

Yaşları kırka dayanmıştı. Amed niye yalnız kimse nedenini bilmiyordu.

Neslişahın matemi, güvensizliği, hevessizliği, yorgunluğuysa tam 20 yıl sürdü.

Hırçınlığı, asiliği, yabanlığı tam 20 yıl sonra eriyebildi, yumuşayabildi.

Bazen bir an bir ömre bedeldir. Geri getiremezsin o anı. Ve hapsolursun bir ömür o güne...

Neslişah atıyla Dicle'ye indi. Sene 1849... Amed artık açılmalıydı.

Ömür geçiyordu. Bu dünyadan Neslişahsız göçmek istemiyordu.

Öyle incitmeden, yük olmadan, rahatsız etmeden yaşadı ki Amed, dezavantajı belli etmemek olmuştu kendini, Neslişah hiç uyanamamıştı.

Amed kağıda yazdırdığı hislerini cam şişeye koyup nehre bıraktı.

Neslişah'ın önüne kuş gibi akıp geldi şişe. Açtı. Okudu zira o zamanlar okuma yazma oranı yüzde doksandı.

Köylüler hep eğitimliydi. Medreseler her yerdeydi.

Meslekler çocukluktan öğrenilmişti.

Hem eğitimle hem zanaatle donatılmıştı insanlar...

Bugünün embesil düzeneğinde yetiştirilen cehalet o zaman yoktu.

O zamanlar kadına, çocuğa, yaşlıya şiddet, hırsızlık, arsızlık yok denecek kadar azdı.

Çünkü İslam ile eğitilmişti halklar...

Doğru bir eğitim sistemiyle eğitilmişlerdi, bilinçliydiler, cezalarsa ağırdı, gerçek cezaydı.

Neslişah okuyunca kalbinde bir mum yandı.

Bir ümit yeşerdi tam 25 yıl sonra...

Bu ümit çok uzaklardan geçen bir yıldız gibi tanıdık ama yabancı...

Neslişah hemen civara bakmaya koyuldu atıyla.

Amed ise çoktan Kırklardağına çekilmiş tepeden izliyordu Neslişahı...

Açılmasına açılmıştı ama yüzleşecek cesareti henüz yoktu.

Öyledir. Arslanlar sırtlanları devirir ama ceylanlara av olur buralarda...

Günler geçti. Aylar geçti.

Neslişah giderek güzelleşiyor, yüzünde güneşler açıyordu.

Gülüşüne bahar gelmişti. Umut böyledir.

Yorgun kuru bir kütüğü bir toprağa umutla dikersin bir bakarsın nasibi varsa çınara dönüşmüş.

Umutlar buralarda tükenmezdi...

Amed ise soluyordu. Endişeler, stresler saçlarını beyazlatmıştı.

Neslişahı kaybetme ihtimali kabusuydu.

Neslişah ile Amed... Bir adım atılsa oysa belki 20 yıl önce diyeceksin.

O işler öyle değildi işte...

Zamanından önce atılan adım çöptür.

Ve nasibin ancak gelir sana asla unutma...

Amed ilk defa yatağa hasta düştü. 20 yıl içinde ailesini kaybetmişti.

Sadece Neslişah ve işçileri vardı çiftlikte...

Neslişaha verildi bakım görevi. Amed komaya gitmişti.

Doktor her şey olabilir diyordu. Çiftliği hüzün sarmıştı.

Neslişah başından ayrılmıyordu. Ve olacak olan elbet olur.

Amed Neslişahı sayıklıyordu. Nesliyar aşkın Amed olduğunu anladı. Gözyaşları alnındaki soğuk terlere karıştı Amedimizin...

Konuşamıyor ama hissediyordu. Niceler nice kuğuları üzüp kırıp yıpratırken rahatça, Amed bakmaya kıyamazdı leyline...

Bazen en çok hak edenler en çetin imtihanlardan geçebilir, zira yaşamak dünyadan ibaret değildir.

Neslişah sarıldı Amedine... Dualar etti her gece... Umuda saçlarını bağlarcasına.

Bir tohum karanlığın en koyu anında aralarında çiçeğe durmuştu.

Bir çiçek bir bahçeyi doğurmak üzereydi. O sancılı günlerde...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bilal YAVUZ Arşivi