Türkiye’de ekonomik kriz ve yüksek enflasyon her geçen yıl vatandaşın alım gücünü biraz daha zayıflatıyor. 2025 yılı için belirlenen 22.104 TL’lik asgari ücret, artık 1 tam altın almaya bile yetmiyor. Güncel rakamlara göre, bir tam altının fiyatı 22.451 TL seviyesine yükseldi. Bu durum, asgari ücretin altın karşısında nasıl eridiğini ve geçmiş yıllara kıyasla çalışanların nasıl fakirleştiğini açıkça gözler önüne seriyor.

Geçmiş yıllara baktığımızda, asgari ücretin altın karşısında çok daha güçlü olduğunu görüyoruz. Örneğin:

2002 yılında asgari ücret 184 TL, tam altın ise 55 TL’ydi. Bir asgari ücretli maaşıyla 3,3 tam altın alabiliyordu.

2010 yılında asgari ücret 599 TL, tam altın 290 TL’ydi. Yani 2 tam altın alınabiliyordu.

2018’de asgari ücret 1.603 TL’ye yükselmiş, ancak altın fiyatları da artarak 1.250 TL seviyesine gelmişti. Bu durumda 1,2 tam altın alınabiliyordu.

2022’de asgari ücret 5.500 TL, tam altın ise 6.800 TL oldu. Artık bir asgari ücretli maaşıyla 1 tam altın bile alamıyordu.

2025 yılına geldiğimizde ise asgari ücret 22.104 TL’ye çıkarken, tam altın 22.451 TL oldu. Yani artık bir asgari ücretli, maaşıyla bir tam altın bile alamıyor.

Bu tablo, asgari ücretin yıllar içinde nasıl eridiğini ve Türkiye’de ekonomik dengesizliğin çalışanları nasıl zor duruma soktuğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Altın fiyatları neden bu kadar yükseldi?

Altın, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde güvenli bir yatırım aracı olarak görülüyor. Türkiye’de son yıllarda altın fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasının başlıca nedenleri şunlar:

1. Yüksek enflasyon: Türkiye’de enflasyon oranları dünya ortalamasının çok üzerinde. TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon bile %60’ın üzerindeyken, hissedilen enflasyon çok daha yüksek. Bu da yatırımcıları altına yöneltiyor.
2. Dolar kurundaki artış: Altın fiyatları büyük ölçüde dolar kuruna bağlı. Dolar yükseldikçe altın da değer kazanıyor.
3. Küresel belirsizlikler: Savaşlar, ekonomik krizler ve merkez bankalarının faiz kararları altın fiyatlarını etkiliyor. Türkiye gibi ekonomisi kırılgan ülkelerde bu etki daha sert hissediliyor.
4. Faiz politikaları: Türkiye’de faiz politikaları belirsiz olduğu için vatandaşlar parasını TL’de tutmak yerine altına yatırmayı tercih ediyor. Bu da altına olan talebi artırarak fiyatları yükseltiyor.

Asgari ücretli için hayat daha da zorlaşıyor

Bir dönem maaşıyla birkaç tam altın alabilen asgari ücretli, artık bir tam altına bile ulaşamıyor. Bu, yalnızca altın fiyatlarının yükselmesiyle ilgili değil, aynı zamanda asgari ücretin enflasyon karşısında değer kaybetmesiyle de doğrudan bağlantılı. Gıda, kira, enerji ve diğer temel ihtiyaçlarda fiyatlar sürekli yükselirken, maaşlardaki artışlar aynı hızla devam etmiyor.

Özellikle kira krizinin derinleştiği büyük şehirlerde asgari ücretin hayat pahalılığı karşısında tamamen yetersiz kaldığı açıkça görülüyor. Bugün Diyarbakır’da bile kiralar 30-35 bin TL’ye kadar çıkmış durumda. Yani asgari ücretli bir çalışanın maaşı, kira ödemeye bile yetmiyor.

Bugün asgari ücretin altın karşısında bu kadar değersiz hale gelmesi, yalnızca bireysel bir sorun değil, ülke ekonomisinin geldiği noktayı gösteren bir tablo. Eğer ekonomi yönetimi enflasyonu kontrol altına alamaz, döviz kurlarını stabil hale getiremez ve yatırımcı güvenini artıracak politikalar üretmezse, gelecek yıllarda durum daha da kötüleşebilir.

Örneğin, 2026'da asgari ücret artsa bile altın fiyatlarının daha hızlı yükselmesi halinde, maaş yine bir tam altını satın almaya yetmeyecek. Bugünkü gidişat değişmezse, bir süre sonra asgari ücret yalnızca yarım altına denk gelecek ve çalışan kesimin alım gücü tamamen yok olacak.

Sonuç olarak, asgari ücretlinin aldığı maaş, artık temel ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmezken, yatırım yapabilmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Eskiden tasarruf yapabilen, maaşıyla altın alarak birikim yapabilen insanlar, bugün ay sonunu getirebilmek için mücadele ediyor. Bu gidişatı değiştirmek için ekonomi yönetiminin kalıcı ve yapısal çözümler üretmesi şart. Aksi halde, altın fiyatları yükselmeye devam ederken asgari ücretlinin alım gücü daha da düşecek ve ekonomik eşitsizlik derinleşecektir.