Deprem kapımızda: Diyarbakır hazır mı?
Türkiye bir deprem ülkesi. Bu gerçeği her büyük felaketten sonra bir kez daha hatırlıyoruz ama ne yazık ki hızla unutuyoruz. 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, büyük acılara sebep oldu ve ülkemize çok ağır bir bedel ödetti. Bilim insanları, yıllardır bu tür depremlerin yaşanacağını söylüyordu. Ancak önlem almak yerine felaketin ardından enkaz kaldırmaya alıştık. Şimdi yeni bir uyarı var: Diyarbakır ve çevresi için büyük bir deprem kaçınılmaz!
Bilim konuşuyor, biz dinliyor muyuz?
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür’ün geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da yaptığı açıklamalar, tehlikenin boyutlarını net bir şekilde ortaya koydu. Görür, Diyarbakır’ın içinde değil, 50 ila 150 kilometre kuzeyinde büyük bir depremin olacağını söyledi. Üstelik kesinlikle olacak, ama ne zaman olacağını bilemiyoruz.
Diyarbakır için asıl tehlike Doğu Anadolu Fayı değil, Bitlis-Zagros Fay Hattı. Bu fay hattı, kırıldığında şehre doğrudan büyük bir zarar verecek. Görür, geçmişte İzmir depremi sırasında Yunanistan’daki fay hattının bile nasıl etkili olduğunu hatırlatarak, Diyarbakır için de benzer bir senaryonun yaşanabileceğini vurguluyor.
Şimdi önemli soru şu: Diyarbakır ve çevresi bu depreme hazır mı?
Kaç bina ayakta kalır?
Diyarbakır, tarihi surları ve köklü geçmişiyle binlerce yıldır ayakta duran bir şehir. Ancak bugünün Diyarbakır’ı, modern zamanların beton yığınına dönüştü. Kentte ne kadar dayanıksız bina var, kaç bina yıkılma tehlikesi taşıyor, kaç kişi risk altında? Bu soruların net bir cevabı yok.
Şehirde halen yüzlerce eski ve denetimsiz bina var. Deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılar, olası bir sarsıntıda büyük felaketlere yol açabilir. 6 Şubat depremlerinde Diyarbakır’da bile 409 kişi hayatını kaybetti. Oysa kent, depremin merkez üssü bile değildi. Peki ya bu kez merkez üssüne daha yakın olursa?
Türkiye’de hep aynı döngü yaşanıyor: Bilim insanları uyarıyor, yetkililer göz ardı ediyor, deprem oluyor, ardından felaket görüntüleri, acı dolu haberler geliyor ve bir süre sonra her şey unutuluyor. Artık bu döngüyü kırmak zorundayız.
Diyarbakır’ın acilen deprem dirençli bir kent haline getirilmesi gerekiyor.
- Riskli binalar tespit edilmeli ve güçlendirilmesi sağlanmalı.
- Kent planlaması, fay hatları dikkate alınarak yapılmalı.
- Halk bilinçlendirilmeli, okullarda ve toplu alanlarda deprem tatbikatları artırılmalı.
- Acil toplanma alanları belirlenmeli ve duyurulmalı.
Depremden kaçamayız, ama onunla yaşamayı öğrenebiliriz. Japonya’da büyük depremler yaşanıyor ama binalar yıkılmıyor. Çünkü bilim ve akıl, siyaset üstü bir konu olarak ele alınıyor. Peki, biz ne zaman bilimin sesine kulak vereceğiz?
Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarıları bir kehanet değil, bilimsel gerçeklere dayalı bir öngörü. Deprem olacak! Ama Diyarbakır, bu gerçeğe hazır mı? Şimdi harekete geçmezsek, bir sonraki büyük felaketten sonra yine aynı soruyu soracağız: "Neden önlem almadık?"
Ancak iş işten geçmiş olacak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.