Enver Yılmaz

Enver Yılmaz

Diyarbakır'da barınma krizi

Diyarbakır'da barınma krizi

Bir yanda 22 bin liralık asgari ücret, diğer yanda 60 bin liraya dayanan kiralar… Bu denklem, ne yazık ki Diyarbakır'da nüfusun neredeyse yarısını oluşturan asgari ücretliler için çözümsüz bir kâbusa dönüşmüş durumda. Kentte her geçen gün derinleşen konut krizi, sadece barınma sorununu değil, aynı zamanda şehrin geleceğini de tehdit ediyor.

Türkiye genelinde kira artış oranları düşüş eğilimindeyken, Diyarbakır bu tablonun dışında kalıyor. TÜİK verilerine göre, kira zam oranı Temmuz ayında yüzde 43,23. Bugün kentte ortalama bir 3 odalı evin kirası 17 ila 30 bin TL arasında değişirken, 5 odalı evler 65 bin TL'ye kadar çıkabiliyor. Bu astronomik fiyatlar, halkın alım gücünü tamamen aşmış durumda.

Peki, bu krizin arkasında ne yatıyor? Tüm Emlak Danışmanları Birliği Diyarbakır İl Başkanı Mahmut Arslan'ın belirttiği gibi, sorunun temelinde arz-talep dengesizliği var. Diyarbakır'da resmi rakamlara göre 35-40 bin civarında konut açığı bulunuyor. Bu açık, mevcut konutların değerini yapay bir şekilde artırarak kiraları da yukarı çekiyor.

Ancak sorun sadece konut sayısının azlığı değil. Orta gelir grubuna hitap eden uygun fiyatlı konut üretimi neredeyse durmuş durumda. TOKİ'nin çalışmaları tek başına bu devasa sorunu çözmeye yetmiyor. Belediyeler ve özel sektör de harekete geçmedikçe, bu açığın kapanması mümkün görünmüyor.

Bu krizin bir diğer önemli nedeni ise ne yazık ki insani bir zafiyetten kaynaklanıyor: fırsatçılık. Mahmut Arslan'ın da söylediği gibi, daire sayısı az olunca ev sahipleri kiracılara karşı "acımasızca" davranabiliyor. Bu durumu maalesef, deprem zamanında da yaşamıştık. Toplum olarak birbirimize kenetlenmemiz gereken o günlerde bile fırsatçılık yapanlar olmuştu. Bugün de aynı ahlaki çöküntüyle karşı karşıyayız. Ev sahiplerinin, kiracıların zor durumunu kendi çıkarları için kullanması, bu krizi daha da derinleştiriyor.

Sonuç olarak, Diyarbakır'da yaşanan bu barınma krizi, sadece bir kira problemi değil. Bu, bir şehrin planlama ve yönetim sorunudur. Yetkililerin konut açığını kapatmak için acil ve kapsamlı adımlar atması, aynı zamanda halkın da bu fırsatçılığa prim vermemesi gerekiyor. Aksi halde, asgari ücretliler için hayat, bu şehrin sokaklarında her geçen gün daha da zorlaşacak. Barınma hakkı, her vatandaş için temel bir haktır ve bu hak güvence altına alınmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Enver Yılmaz Arşivi