Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

Diyarbakır’a göç edenler umduklarını buldu mu?

Diyarbakır’a göç edenler umduklarını buldu mu?

"Diyarbakır, sadece taşın ve toprağın değil; hasretin, umudun ve direncin de şehridir."

Göç, yalnızca mekânsal bir hareketlilik değil, aynı zamanda bireylerin ve toplulukların sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarında önemli değişimlere yol açan bir olgudur. Diyarbakır, tarih boyunca çeşitli göç hareketlerine tanıklık etmiş, özellikle son yıllarda hem göç veren hem de göç alan bir şehir olarak karşımıza çıkmaktadır. 2022 yılı verilerine göre Diyarbakır’dan 59 bin 751 kişi göç ederken, 45 bin 963 kişi şehre yerleşmiştir. Bu demografik hareketlilik, ekonomik, kültürel ve sosyal faktörlerin etkisiyle şekillenmektedir. Ancak, şehre gelen bireylerin umduklarını bulup bulamadıkları sorusu, göçün dinamikleri ve bireysel beklentiler bağlamında ele alınması gereken çok katmanlı bir konudur.

Göç hareketlerinde en belirleyici faktörlerden biri ekonomik koşullardır. Diyarbakır’a taşınan bireylerin önemli bir kısmı, büyükşehirlerde yükselen yaşam maliyetlerinden kaçarak, daha uygun ekonomik şartlarda hayatlarını sürdürebilecekleri bir alan arayışı içerisindedir. Ancak şehrin ekonomik yapısı, sanayi ve büyük ölçekli üretim tesislerinin sınırlı olması nedeniyle, geniş çaplı istihdam olanakları sunmamaktadır. Diyarbakır’ın iş gücü piyasası büyük ölçüde tarım, inşaat, hizmet sektörü ve kamu istihdamına dayanmaktadır.

Özellikle büyükşehirlerden gelen nitelikli iş gücü için iş bulma süreci zorlu olabilir. Özel sektörün yeterince gelişmemiş olması, yerel piyasanın kapasitesinin sınırlılığı ve kamu sektöründeki yoğun istihdam talebi, yeni gelenlerin beklentilerini karşılamakta yetersiz kalabilmektedir. Küçük ölçekli ticaret ve esnaflık yapan bireyler için ise rekabetin yoğun olduğu, alım gücünün düşük kaldığı bir ekonomik ortamda iş yapmak zorlayıcıdır. Bu bağlamda, ekonomik beklentilerle Diyarbakır’a göç edenlerin önemli bir kısmının umduklarını bulamadığı, hatta bir süre sonra tekrar göç etme eğilimi gösterdiği söylenebilir.

Diyarbakır, tarihsel olarak güçlü toplumsal bağların ve dayanışmacı ilişkilerin sürdüğü bir kenttir. Geleneksel değerlere dayalı sosyal yapının baskın olması, yeni gelenlerin entegrasyon sürecinde hem avantaj hem de dezavantaj yaratabilir.

Özellikle aile bağları nedeniyle şehre gelenler, mevcut sosyal ağlarına tutunarak daha kolay bir uyum süreci geçirebilmektedirler. Ancak Diyarbakır’a dışarıdan gelen bireyler için kültürel adaptasyon süreci her zaman sorunsuz ilerlemeyebilir. Şehir, son yıllarda modernleşme dinamikleri ile geleneksel yapıyı bir arada barındıran bir kimlik kazanmıştır. Kimi göçmenler için bu çeşitlilik fırsatlar sunarken, bazı bireyler için kültürel normlarla çatışmaya sebep olabilmektedir. Daha seküler ve bireyci yaşam tarzına sahip bireyler için sosyal çevre oluşturmak zorlaşabilir.

Bununla birlikte, toplumsal aidiyetin güçlü olduğu Diyarbakır’da, akrabalık ve hemşehrilik ilişkileri, sosyal destek mekanizmaları açısından önemli bir rol oynamaktadır. Kentin dayanışmacı yapısı, özellikle yerel bağları olan bireyler için süreci kolaylaştırıcı bir unsur olabilmektedir.

Eğitim, Diyarbakır’a göç eden aileler için en önemli motivasyonlardan biridir. Şehirde özel okul sayısının artması ve eğitim altyapısında gözle görülür gelişmeler yaşanması, özellikle orta sınıf aileler için cazip bir unsur olmuştur. Ancak devlet okullarındaki eğitim kalitesinde yaşanan eşitsizlikler, öğretmen açığı ve müfredatla ilgili sorunlar, eğitim alanında ideal bir ortam sunma konusunda yetersizlikler barındırmaktadır.

Özellikle anadili Kürtçe olan çocuklar için Türkçe eğitim sistemine uyum sağlamak, ciddi pedagojik sorunları beraberinde getirmektedir. Bu durum, eğitimde başarısızlık, motivasyon kaybı ve okul terkleri gibi sonuçlara yol açabilmektedir. Dolayısıyla eğitim, göç eden aileler için önemli bir faktör olsa da, dil bariyeri ve eğitimdeki yapısal eksiklikler, beklentilerin tam olarak karşılanmasını zorlaştırmaktadır.

Üniversite eğitimi açısından ise Diyarbakır, bazı bölümler dışında sınırlı seçenekler sunmaktadır. Bu nedenle, yükseköğrenim görmek isteyen gençlerin başka şehirlere göç etme eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir.

Göç Hareketliliği Sürecek mi?

Diyarbakır’a göç edenlerin beklentilerini ne ölçüde karşıladığı, bireylerin sosyo-ekonomik statüleri, geldikleri bölgenin koşulları ve adaptasyon süreçleri gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık göstermektedir.

Ekonomik sebeplerle gelenler için şehir, yeterli iş fırsatlarını sunamadığından, hayal kırıklığı yaratabilmekte ve yeniden göç etmeye sebep olabilmektedir.

Ailevi ve kültürel aidiyet duygusuyla gelenler için ise Diyarbakır, güçlü sosyal dayanışma ağları sayesinde daha yaşanabilir bir ortam sunmaktadır.

Eğitim için gelenler, özellikle çocuklarının geleceğini şekillendirmek amacıyla bu kararı alsalar da, devlet okullarındaki eksiklikler ve dil bariyeri, beklentilerin tam olarak karşılanmasını engelleyebilmektedir.

Diyarbakır’a göç eden bireylerin umduklarını bulup bulamadıkları, bireysel beklentiler ve şehrin sunduğu olanaklar arasındaki dengeye bağlıdır. Ekonomik ve eğitimsel sorunlar çözüme kavuşmadıkça, göç hareketliliği devam edecek ve bazı bireyler Diyarbakır’da kalıcı olamayarak yeniden göç etme eğilimi gösterecektir.

Kaynaklar:

TÜİK 2022 Göç Verileri

Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Raporları

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi