Yeni Ortadoğu’da Kürt-Türk ilişkisi ve yeni süreç
Ortalık toz duman, neredeyse günlük değişimler oluyor, herkes günübirlik açıklamalar yapıyor, yeni bir tutum geliştiriyor. Hepimiz bu olup bitenlere bildiklerimizle, duyduklarımızla anlam vermeye çalışıyoruz. Ne söylenenler ve gösterilenler tutarlı, ne de analizler. Fakat tüm bu toz duman içinde herkesin söylediği tek ortak bir şey var: Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor! Sanırım bu ortak tespitten hareket edersek doğruya yakın bir analiz yapma şansı bulabiliriz. "Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor" cümlesi en başta dizayn eden bir öznenin varlığına işaret ediyor. Evet, Ortadoğu üst emperyal güçlerle bölgesel emperyal güçler arasındaki uzlaşmazlıkların bir yeni denge üzerine kurulması hedefiyle yeniden dizayn ediliyor. Aslında 1. Dünya savaşı ile soğuk savaş döneminden kalan sorun ve güçler yeniden dizayn ediliyor. Çünkü bunlar yeni yüzyılın Ortadoğu’sunu geliştirmede engel teşkil ediyorlar. Bunun startı 7 Ekim Hamas saldırısı ile verildi, HTŞ'nin Suriye operasyonu ile devam ediyor.
Görünen o ki büyük devletler (ABD, İngiltere, Rusya) büyük fotoğrafta büyük oranda anlaşmış durumda. İsrail'in güvenliği ekseninde Suriye'nin yeniden kurulması, Rojava ve Kürtler'in durumu, yeni enerji ve ticaret yollarının güvenliği, İran'ın geleceği, Filistin konusu, Türkiye - PKK ilişkileri gibi önemli başlıklar içeriyor bu yeni ajanda. Yeni enerji ve ticaret yollarının güvenliği için istikrarsızlık ve çatışma üreten konuların çözülmesi gerekiyor. Konu İsrail, Türkiye ve İran'ın güvenlik meselelerinin de dahil olduğu oldukça karmaşık, çok aktörlü bir gündemi kapsıyor. Batı bu çok yönlü sürecin ana gücü olduğu gibi, hegemonya kurma kapasitesine sahip tek güçtür de aynı zamanda. Bölgesel ve yerel güçler, devletler de güç ve kudrete sahiptir elbette fakat hegemonya kurabilecek ekonomik, askeri, politik ve kamu anlayışına sahip değiller.
İçinde Kürtlerin de olduğu İsrail -Türkiye uzlaşması eksenli bir bölgesel pakt ile yeni Ortadoğu fotoğrafının oluşacağını söylemek bir film senaryosu olmayacaktır. Bir yıldır Filistin, Lübnan, İran ve Suriye'de olan gelişmeler dikkatle izlendiğinde bu yeni resmin gölgesi görülecektir. Yani ABD ve İngiltere tarafından desteklenen içinde Kürtlerin de olduğu İsrail -Türkiye denklemi bölgeye yerleşiyor. İşte bu denklemin orta yerinde Türkiye - PKK ilişkisi duruyor. Bu ilişki bir çatışmasızlık zeminine çekilmedikçe taşlar yerine oturmayacaktır. Bahçeli'nin Öcalan ile başlayan yeni süreç tam da bu denklemin bir başka ayağıdır. Büyük fotoğrafın şekillenmesi için Türkiye - PKK meselesine bir çözüm bulunmak zorunda.
Aslında büyük resim okunduğunda bu yeni sürecin kimin süreci olduğu ve neyi içerdiği de görülebilir. Bu ne tek başına AKP - MHP ittifakının, ne tek başına Öcalan'ın ne de tek başına Türk devlet aklının sürecidir. Bu yeni süreç küresel bir aklın öngördüğü ve 1. Dünya savaşı ile soğuk savaş döneminden kalan sorun, yapı ve politikaların çözülmesi sürecidir. Elbette öngörüldüğü gibi gitmeyebilir, çeşitli bozgunlara da uğrayabilir. Fakat öngörülen budur. Bu bakımdan evet, bu süreç Türkiye'deki Kürt sorununun çözüm süreci değildir. Türk devletinin, Öcalan'ın ve heyetin satır araları dikkatli okunduğunda bu anlaşılacaktır. PKK ile Türkiye arasındaki şiddet meselesini devreden çıkarmak, bunun üzerinden yeni Suriye'yi kurmak öncelikli hedef gibi görünüyor. Türkiye'deki Kürt sorununun demokratik çözümü ise zamana yayılacaktır. Dolayısıyla Öcalan'dan gelecek çağrının bu yönlü olacağı öngörülebilir.
Peki silahları bırakmak için Türkiye ve PKK hazır mı, bu yönlü bir altyapı hazırlığı var mı? Hayır. Silahlar nereye bırakılacak, bırakıldıktan sonra yeniden entegrasyon nasıl olacak, bırakılacak silahları kimler teslim alacak, nerede toplanacak? Bunun için herhangi bir hukuki, idari, yasal bir hazırlık var mı? Hayır. Demek ki silahların bırakılmayacağını devlet de Öcalan da zaten varsayıyor ve kabul ediyor. O halde silah bırakma fırtınası niye koparılıyor ve bu durumda ne olacak? Demek ki başka bir seçenek devreye girecek. Yani PKK'nin silahlarıyla birlikte dönüşmesi. Yani 2000 yıllarının başında düşünülen, planlanan fakat gerçekleşmeyen şey. Yani örgütün yapısını değiştirerek ve belki başka güçlerle birleşerek varlığını başka türlü devam ettirme seçeneği. Dolayısıyla Öcalan'dan gelecek çağrı ve devamında ortaya koyacağı yol haritası bu kapsamda olacaktır yüksek ihtimalle. Yani PKK'nin Öcalan üzerinden bitirilmesi değil, dönüştürülmesi. Gerek Öcalan gerekse Kandil'den gelen "bu sürecin sağlıklı yürümesi için Öcalan'ın koşullarının uygun hale getirilmesi" ısrarı da buna işaret ediyor. Koşulları değişen Öcalan hem örgütün dönüşüm sürecinin hem de Türkiye'deki Kürt sorununun çözüm aşamalarında baş aktör olacaktır böylece.
Aynı zamanda Rojava ve PYD - YPG de bu yönlü bir dönüşüm yaşayarak Suriye'nin devlet inşası sürecinde asıl aktör olmaya başlayacaktır. Buna paralel olarak HTŞ- Colani eliyle de önce cihatçılar büyük çatışmalar olmaksızın silahsızlandırılacak ( Batı'nın Şam'ı Colani'ye teslim etmesinin sebebi de budur), ardından HTŞ devre dışı bırakılıp tasfiye edilecektir.
Türkiye ve AKP bu yüzden bu kadar agresif ve saldırgandır. Bu süreci engelleyemiyor ve yeni Ortadoğu denkleminde İsrail ile birlikte yer almak için de kabul etmek zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Bu yüzden süreci red etmiyor görüntüsü çizerken, diğer taraftan da Türkiye ve Suriye'de sürecin ilerlememesi için de elinden geleni yapıyor. Bu bakımdan süreç hem çatışma hem müzakerenin aynı anda yürüyeceği bir zeminde olacaktır. Peki bu sürecin görünen resmi muhatabı olan AKP ve MHP ne elde edecektir bu işin sonunda? "PKK'yi de YPG'yi de biz bitirdik, terör meselesini biz çözdük" diyerek önümüzdeki seçimlerde oylarını arttırıp yeniden iktidar olmak. Bu yüzden ilerleyen zamanlarda bunun oya dönüşmediğini görürlerse bu süreçten çekilme potansiyelleri de vardır. Ayrıca bu söylemin onu yeniden iktidar yapmaya yetip yetmeyeceğini şimdiden kestirmek zor.
Peki Türkiye'deki Kürt siyasi hareketi ve kurumları bu yeni sürece hazırlar mı? Bu da kendi başına ayrı bir yazı konusudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.