Arslan ÖZDEMİR

Arslan ÖZDEMİR

Diyarbakır’ın eğitim çelişkisi: İmkansızlıklardan dünya üniversitelerine

Diyarbakır’ın eğitim çelişkisi: İmkansızlıklardan dünya üniversitelerine

Arslan Özdemir

"İmkânsızlıkların gölgesinde büyüyen bir başarı, umudun en parlak ışığıdır."

Diyarbakır’ın eğitim manzarası, iki zıt kutbun aynı çerçevede yer aldığı bir tabloyu andırıyor. Bir yanda okuduğunu anlayamayan öğrenciler, temel eğitimde bile büyük zorluklar çekerken, diğer yanda Harvard, Stanford veya Oxford gibi dünyanın en prestijli üniversitelerine kabul edilen az sayıda genç, şehrin eğitim potansiyeline dair umut verici bir resim çiziyor. Bu çelişki, Diyarbakır’da eğitimin sosyolojik, ekonomik ve politik bir analizini gerektiriyor.

Diyarbakır, Türkiye’nin sosyoekonomik olarak en dezavantajlı bölgelerinden biri olarak, eğitimde ciddi eşitsizliklerle karşı karşıya. Özellikle kırsal bölgelerde eğitime erişim sınırlı, okullarda öğretmen açığı fazla ve kaynaklar yetersiz. Ayrıca öğrencilerin büyük bir kısmı Türkçe dil bariyeri nedeniyle dersleri anlamakta zorluk çekiyor; çünkü ana dilleri Kürtçe olan çocuklar, eğitim hayatlarına bu dilde başlama fırsatından mahrum bırakılıyor. Bu durum, öğrencilerin okuma-anlama becerilerini olumsuz etkiliyor ve eğitimden kopmalarına neden olabiliyor.

Diyarbakırlı Damla Zerya Aslan Oxford Üniversitesinden tam burslu kabul aldı. Damla Zerya Aslan’ın Oxford Üniversitesi’ne kabul edilmesi, Diyarbakır’ın eğitim potansiyelini ve gençlerin imkânsızlıklar içindeki azmini ortaya koyan ilham verici bir başarı hikayesidir. Zorluklarla dolu bir eğitim sistemi içinde, ailesinin ve kendi kararlılığının desteğiyle bu büyük başarıya ulaşan Aslan, sadece bireysel bir zafer değil, aynı zamanda bölgedeki gençlere güçlü bir umut ışığı olmuştur. Bu hikâye, doğru fırsatlar sunulduğunda Diyarbakır gibi dezavantajlı bölgelerde bile dünya çapında yeteneklerin yetişebileceğini gözler önüne seriyor.

Damla Zerya Aslan, Beyza Kaya, Efe Sakarya, Adanur Nas, Gülbin Atlı, Gül Karen Aça, Avjin Aktop gibi gençler, azimleri, ailelerinin desteği ve bireysel çabalarıyla Harvard, Stanford, Oxford, New York gibi seçkin üniversitelere kabul ediliyor. Bu durum, Diyarbakır’daki eğitim sisteminin her şeye rağmen başarılı bireyler yetiştirme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. Ancak bu başarı hikayeleri, sistematik bir reform olmadan yaygın bir başarıya dönüşemiyor.

Diyarbakır’da eğitimde yaşanan bu uçurum, birkaç temel faktörle açıklanabilir:

Yoksulluk, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin en temel nedenlerinden biri. Birçok öğrenci, ailelerinin maddi yetersizlikleri nedeniyle eğitim materyallerine ve ders dışı desteklere ulaşamıyor.

Ana dilde eğitimin eksikliği, çocukların eğitimdeki performansını doğrudan etkiliyor. Türkçe bilmeyen öğrenciler, öğrenme sürecinde geri kalıyor ve bu durum onların özgüvenlerini zedeliyor.

Merkeziyetçi eğitim politikaları, bölgenin sosyo-kültürel ihtiyaçlarını göz ardı ediyor. Müfredatın yerel koşullara uygun olmaması, öğrencilerin derslere ilgisini azaltıyor.

Diyarbakır, yıllarca süren çatışmalar ve zorunlu göçlerin etkisi altında kaldı. Bu durum, öğrencilerde travma ve odaklanma sorunlarına yol açtı.

Ne Yapılabilir?

Bu çelişkili tabloyu düzeltmek için birkaç adım atılabilir:

Diyarbakır’ın sosyo-kültürel ihtiyaçlarına uygun bir eğitim modeli geliştirilmeli. Ana dilde eğitimin önü açılmalı ve müfredat bölgenin gerçeklerine göre şekillendirilmeli.

Eğitim kaynakları eşit şekilde dağıtılmalı ve kırsal alanlara daha fazla yatırım yapılmalı.

Travmatik geçmişe sahip öğrenciler için psikososyal destek programları hayata geçirilmeli.

Damla Zerya Aslan, Beyza Kaya, Efe Sakarya, Adanur Nas, Gülbin Atlı, Gül Karen Aça, Avjin Aktop gibi başarılı öğrencilerin hikayeleri, gençlere ilham kaynağı olmalı. Bu başarılar, Diyarbakır’ın eğitime dair umutlarını diri tutabilir.

Diyarbakır, eğitimin çelişkilerle dolu olduğu bir şehir. Ancak bu çelişkiler, doğru politikalar ve toplumsal dayanışma ile çözülebilir. Damla Zerya Aslan gibi öğrencilerin başarı hikayeleri, Diyarbakır’daki potansiyelin bir göstergesi. Bu potansiyeli daha geniş kitlelere yaymak için sistematik bir reform şart. Diyarbakır’ın eğitimi, yalnızca bireysel başarılarla değil, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir dönüşümle hak ettiği yere gelebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arslan ÖZDEMİR Arşivi