Yazın kavurucu sıcağında, Diyarbakır ve çevresindeki insanlar serinlemek için kendilerini doğanın kucağına bırakıyor. Kimileri Çermik’teki Şeyhandede Şelalesi'ne, kimileri Dicle'deki Kelekçi'ye, kimileri de Eğil'deki Yatır köyünün eşsiz nehir kıyılarına gidiyor. Bu yerler, adeta birer saklı cennet gibi. Ancak ne yazık ki, bu cennetlerin güzelliği, piknik yapanların arkalarında bıraktığı çöpler yüzünden büyük bir tehdit altında.

Piknik keyfi yapan vatandaşlar, arkalarında tonlarca plastik, naylon ve yiyecek atığı bırakıyor. Bölge sakinleri ve köylüler, Dicle Nehri'nin berrak suyunun ve yemyeşil kıyılarının bu sorundan dolayı her geçen gün daha da kirlendiğini söylüyor. En çok üzücü olanı ise, hayvanların bu atıkları yiyerek hastalanması. Köylüler, "Ziyafet yapıyorlar ama doğaya ihanet ediyorlar. Attıkları atıkları hayvanlarımız yiyor, doğa mahvoluyor" diyerek isyan ediyor. Nehir boyunca yaklaşık 3 kilometrelik bir alan, adeta bir çöplüğe dönmüş durumda.

Bu durum, sadece bir temizlik sorunu değil; aynı zamanda doğaya vefa, çevreye saygı sorunu. İnsanlar, saatlerce huzur buldukları, serinledikleri ve keyifli vakit geçirdikleri bu güzel yerleri, en temel sorumlulukları olan çöplerini toplama zahmetine girmeden terk ediyorlar. Bu, doğaya karşı gösterilen büyük bir saygısızlık. Yıllarca süren doğal oluşumlar, bir günlük piknik keyfi için kirletiliyor.

Unutmamalıyız ki, doğa bize ait değil, gelecek nesillerden bize emanettir. Dicle Nehri ve kıyısındaki bu güzellikler, bizim hoyratça harcayabileceğimiz bir kaynak değil. Her bir piknikçinin yanına aldığı çöpleri geri götürmesi, bu cennetlerin temiz kalması için en basit ama en etkili adımdır.

Yetkililer de bu konuda daha fazla adım atmalı. Piknik alanlarına çöp kutuları yerleştirilmeli, uyarıcı levhalar asılmalı ve denetimler artırılmalıdır. Ama asıl çözüm, her bir bireyin çevre bilincini yükseltmesidir. Keyif yaptığımız bir yeri kirletmek, aslında kendi evimizi kirletmekten farksızdır.

Diyarbakır'ın saklı cennetleri, bizim korumamızla yaşayabilir. Onu kirletmek, en başta kendimize ve gelecek nesillere ihanettir. Doğa, bize fısıldadığı güzelliklerle bize bir şans veriyor. O şansı çöplerimizle heba etmeyelim.