Diyarbakır'da 6 Şubat’ın ardından gerçekler ve tehlikeler
6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye tarihine “asrın felaketi” olarak geçti. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük sarsıntı, 11 ilde yıkıma neden oldu ve 53 binden fazla insan hayatını kaybetti. Bu felakette 14 milyon insan doğrudan etkilendi, binlerce bina çöktü, şehirler enkaza döndü.
Deprem, Diyarbakır’ı da ciddi şekilde sarstı. Kentte resmi rakamlara göre 409 kişi hayatını kaybetti, 912 kişi yaralandı. 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Diyarbakır olmasa da, yaşanan yıkım şehirdeki binaların depreme karşı ne kadar dayanıksız olduğunu gözler önüne serdi.
Depremin ardından Diyarbakır’da yüzlerce bina ağır hasar aldı ve bazıları tamamen yıkıldı. Bağlar, Yenişehir ve Kayapınar ilçelerinde çok katlı apartmanlar çökerken, tarihi Sur bölgesinde de ciddi hasarlar meydana geldi. Kentte toplam 7 bin 665 konut ve 255 köy evi yıkıldı veya oturulamaz hale geldi.
Bilim insanları yıllardır Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve yeni büyük depremlerin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. 6 Şubat depremlerinden önce de uyarılar yapılmıştı, ancak yeterince önlem alınmadı. Bugün hâlâ uzmanlar, özellikle Diyarbakır ve çevresi için uyarılar yapmaya devam ediyor. Prof. Dr. Naci Görür, Diyarbakır’ın merkezinde değil, 50-150 kilometre kuzeyinde büyük bir depremin olacağını belirtiyor. Ona göre asıl tehdit, Doğu Anadolu Fayı değil, Bitlis-Zagros Fay Hattı. Bu fay hareketlendiğinde Diyarbakır’ın ciddi şekilde zarar görebileceği öngörülüyor.
Bu durum sadece Diyarbakır için değil, tüm Türkiye için büyük bir sorun teşkil ediyor. Türkiye’de asıl sorunumuz deprem değil, depreme hazırlıksız olmamız. Binalar dayanıksız, şehirler plansız, insanlar eğitimsiz. Depremi önleyemeyiz ama yıkımı engelleyebiliriz.
Peki, Diyarbakır depreme hazır mı? 6 Şubat’ta ağır hasar alan Diyarbakır’ın bugüne kadar aldığı önlemler yeterli mi? Şehirde riskli binalar güçlendirildi mi, yapı denetimleri artırıldı mı, halk bilinçlendirildi mi? Yoksa bir sonraki büyük depremde daha büyük bir yıkımla mı karşılaşacağız?
Diyarbakır'da yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları yetersiz. Çoğu bina, 1999 deprem yönetmeliğine bile uygun değil. Şehrin en büyük sorunlarından biri de hızla büyüyen kaçak yapılaşma ve denetimsiz binalar. Özellikle Bağlar gibi eski ve yoğun nüfuslu bölgelerde binlerce insan riskli binalarda yaşamaya devam ediyor. Yeni yapıların bir kısmı depreme dayanıklı olarak inşa edilse de, şehir genelinde denetimsizlik büyük bir sorun.
Diyarbakır’ın depreme hazır hale gelmesi için acil olarak şu adımlar atılmalıdır:
- Riskli binalar tespit edilmeli ve güçlendirme çalışmaları yapılmalı. Hasarlı ve eski binalar ya yenilenmeli ya da sağlam hale getirilmelidir.
- Şehir planlaması deprem gerçeğine uygun olarak yeniden düzenlenmeli. Acil toplanma alanları belirlenmeli, yeşil alanlar artırılmalıdır.
- Halk bilinçlendirilmeli. Deprem tatbikatları yaygınlaştırılmalı, çocuklara ve yetişkinlere deprem anında nasıl hareket etmeleri gerektiği öğretilmelidir.
- Devlet, belediyeler ve halk iş birliği yapmalı. Sadece merkezi yönetimden beklemek yeterli değildir. Yerel yönetimler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar ortak hareket etmelidir.
6 Şubat depremleri, Diyarbakır’a da büyük zarar verdi ve yeni büyük depremler kaçınılmaz. Ancak bu kez farklı olmalı. Artık sadece enkaz kaldırmak yetmez. Yeni yıkımları önlemek için gerçekten kalıcı adımlar atılmalı. Çünkü deprem unutulmaz ama önlem alınmazsa tekrarlanır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.