Enver Yılmaz

Enver Yılmaz

Diyarbakır'ın su kaynakları çığlık atıyor

Diyarbakır'ın su kaynakları çığlık atıyor

Küresel iklim değişikliği ve insan kaynaklı hatalar, Diyarbakır'ın eşsiz doğal güzelliklerini ve barındırdığı canlı türlerini tehdit ediyor. Özellikle Dicle Nehri ve çevresindeki sulak alanlarda yaşayan tatlı su kaplumbağaları, bilinçsiz su tüketimi ve habitat tahribatı nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Diyarbakır, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda Dicle Nehri'nin bereketli kollarıyla şekillenen doğal yaşamıyla da önemli bir şehir. Ancak son yıllarda artan küresel ısınma, azalan yağışlar ve belki de en önemlisi, bilinçsizce yapılan tarımsal sulama, bu ekosistemi derinden sarsıyor. Uzmanlar, özellikle çizgili kaplumbağa (Mauremys caspica), benekli kaplumbağa (Emys orbicularis) ve Fırat ile Dicle nehirlerinin simgesi haline gelmiş Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus) gibi türlerin geleceğinden endişe duyuyor.

Dicle Üniversitesi (DÜ) Veteriner Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi ve Dicle Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Alaeddin Kaya, tatlı su kaplumbağalarının yaşam döngüsü için göl, gölet ve nehir sistemlerinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Türkiye'de bulunan üç tatlı su kaplumbağası türünden benekli su kaplumbağasının durumunun çok daha kritik olduğunu belirten Kaya, bu türün temiz sulara bağımlılığının altını çiziyor. Habitatlarının çok daha hassas olduğunu ifade eden Kaya, "Maalesef yaşam alanlarının tahribatından dolayı bunlar tehlikede. Benekli kaplumbağa için tehlike çanları çoktan çalıyor." sözleriyle durumun ciddiyetini belirtiyor. Suların çekilmesi, atık suların göllere karışması gibi faktörlerin habitatı bozduğunu ve göllerdeki yaşam alanlarının kaybolduğunu ekliyor.

Prof. Dr. Kaya, çizgili su kaplumbağalarının biraz daha dirençli olduğunu ancak onların da bir su kaynağına, habitata ihtiyaç duyduğunu dile getiriyor. Bu türlerin "sucul" ekosistemde bulunduğuna işaret eden Kaya, su kaynaklarının kesilmesi veya tarımda bilinçsizce salma sulamada kullanılmasının çizgili su kaplumbağalarını da aynı tehlikeyle karşı karşıya bıraktığını kaydediyor.

Prof. Dr. Kaya'nın belirttiği gibi, Fırat kaplumbağaları ise mevcut koşulların yanı sıra kum ocaklarının yuvalarını tahrip etmesiyle de ek bir tehdit altında. "Tatlı su ekosistemlerine gelen zararlardan dolayı benekli su kaplumbağası, çizgili su kaplumbağası ve Fırat kaplumbağası tehlike altında. Maalesef hocalarımızın kaynaklarında belirttiği lokasyonlarda artık bulunmuyorlar. Hatta o lokasyonlara gittiğinizde bazı yerlerde o su kaynakları bile artık yok." sözleriyle, türlerin yayılış alanlarındaki dramatik daralmaya dikkat çekiyor. "Sadece hayvanı korumak yetmiyor. Bizim kaplumbağaları yaşadığı yerle birlikte korumamız gerekiyor," diyerek, ekosistemin bütüncül bir yaklaşımla korunması gerektiğinin önemini dile getiriyor. Aşırı sıcaklar ve buharlaşma nedeniyle göllerin ya da göletlerin kurumasıyla bu türlerin göç yolu bulamadığını ve sıcaktan telef olduğunu da ekliyor.

Uzmanlar, su kaynaklarının bilinçsizce tüketilmemesi, bunların denetlenmesi ve daha modern sulama tekniklerinin benimsenmesi gerektiğini ısrarla belirtiyor. Aksi takdirde, Diyarbakır'ın sulak alanları, sadece kaplumbağalar için değil, tüm ekosistem için geri dönülmez kayıplara sahne olabilir. Bu türlerin yok oluşu, sadece doğa için değil, gelecek nesiller için de büyük bir kayıp anlamına geliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Enver Yılmaz Arşivi