Elbet yeşerecek sevgi çiçekleri
Ve elbet dinecek anaların gözyaşları, en onulmaz denen yaralar iyileşecek ve yeniden öğreneceğiz kucaklaşmayı. Daha sıkı sarılacağız birbirimize; yüzyıllardan beri beraber yaşadığımız şu cennet vatanımızda, daha bir kararlılık ve inançla kenetlenecek ellerimiz. Bunu başaracağımıza olan inancımız sonsuzdur.
Öylesine hassas günlerden geçiyoruz ki; bu süreci baltalamaya çalışanları tarih asla affetmeyecektir.
Her türlü farklılıklara rağmen ortak bir paydada buluşmak, etnik ve dinsel ayrımcılığı ret etmekle başlar, Demokrasiyi özümsemekle devam eder.
Demokrasi, sadece hak ve özgürlükler rejimi değildir.
Demokrasi, adalettir.
Demokrasi, iradeye özellikle de Milli İrade’ye saygıdır.
Kısaca Demokrasi; uygar bir yaşama açılan kapıdır.
O kapıdan geçebilenler sadece Demokrasiye yürekten bağlı olanlardır. Kapının ardında BARIŞ VAR!
BARIŞA GİDEN YOL YOKTUR, BARIŞIN KENDİSİ BİR YOLDUR DERLER
Zorlu bir yoldayız.
Fakat zor yollar kendiliklerinden açılmazlar.
Yol ne kadar uzun ve zorlu olursa olsun; büyük ve kararlı bir irade ve cesur insanlar sayesinde bu yollar kısalacak ve tüm zorluklar, tüm engeller aşılacaktır.
Çok şükür, o irade ve o cesur insanlar yolumuzu aydınlatıyorlar.
Şunu bilmeliyiz ki;
“BİZ BİR” OLAMAZSAK, YOK OLACAĞIZ.
Şu kadim topraklarda kimlerin gözü yok ki!
Herkes her şeyi biliyorsa, birbirimize kenetlenmek için neyi bekliyoruz?
47 YILDIR süre gelen acılarımız, gözyaşlarımız dinsin artık.
“İNCİNSEN DE İNCİTME” diyen Mevlana’mızın
“YARADILANI SEV, YARADANDAN ÖTÜRÜ” diyen Yunus’umuzun
“DAĞLAR, İNSANLAR VE HATTA ÖLÜM BİLE YORULDUYSA; ŞİMDİ EN GÜZEL ŞİİR BARIŞTIR” diyen Yaşar Kemal’imizin yetiştiği bu kadim topraklarda, sevgi çiçekleri elbette ki açacak.
ŞUNU HERKES BİLSİN Kİ:
BARIŞ;
AKŞAM OLUNCA İŞİNDEN EVE DÖNEN BABANIN GURURU,
BİR ÇOCUĞUN GÖZLERİNDEKİ MUTLULUK
VE BİR ANNENİN GÜLÜMSEYİŞİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR!
Barışa açılan kapı, sevgiden geçer.
Sevgi; her derdin devası, kışların baharıdır.
Önce birbirimizi sevecek, sonra da saygı duyacağız.
Yüzyıllardır beraberce aynı havayı soluduğumuz aynı tarihin çocukları olarak şu kadim topraklara bir borcumuz varsa o da “birlik ve beraberliğimizi en sağlam temeller üzerine” inşa etmektir. Tam da sırası gelmişken, YILMAZ GÜNEY’in şu dizeleriyle sizlere veda etmek isterim:
Kavgayı,
bir yaprağın üzerine yazmak isterdim.
Sonbahar gelsin yaprak dökülsün diye...
Öfkeyi,
bir bulutun üzerine yazmak isterdim.
Yağmur yağsın bulut yok olsun diye...
Nefreti,
karların üzerine yazmak isterdim.
Güneş açsın karlar erisin diye...
...Ve dostluğu ve sevgiyi,
yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim.
Onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın diye...
Yakında tekrar birlikte olmak umuduyla, hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.