Amedspor salt bir takım değildir
Futbol bazen bir oyundan çok daha fazlasıdır. Bazı takımlar sadece maç kazanmaz, aynı zamanda bir hikâye, bir kimlik ve bir direnişi taşır. Amed spor da bu anlamda, sahada top koşturan on bir kişiden ibaret değildir; Diyarbakır’ın kalbinde doğmuş bir kimliğin, bir halkın sesidir.
Dünyada bunun bir örneği var: Atletico Bilbao. İspanya’nın Bask bölgesinin takımı olan Bilbao, 1912’den beri sadece kendi bölgesinden yetişen oyuncularla oynuyor. Ne petrol sermayesi var ne milyarlık transferler. Onların gücü kimliklerinden geliyor. Bu kural, paranın değil, aidiyetin bir değer olduğunu hatırlatıyor. Bugün Avrupa’nın en köklü kulüplerinden biri olarak hâlâ bu felsefeyle varlığını sürdürüyor. Atletico Bilbao’nun hikâyesi bize şunu söylüyor: Bir takım sadece kupalarla değil, değerleriyle de büyük olur. Kulüp yıllardır borçlanmadan, kendi gençlerinden bir gelecek kurarak ayakta kalıyor. Futbolcularına sadece pas atmayı değil, Bask kültürünü, dayanışmayı, ait olmayı öğretiyor.
Atletico Bilbao Futbol takımını hikayesini detaylı incelediğimizde;
Atletico Bilbao dünya futbolundaki en kendine özgü kurumlardan biridir ve hikâyesi “sadece futbol” değildir. Kimlik, toplumsal hafıza, politik tarih ve kültürel direnişin iç içe geçtiği bir yapıdır. Dünyada eşi az görülen “Bask Oyuncu Politikası” vardır. A Bilbao yalnızca Bask Bölgesi’nde doğmuş ya da futbol eğitimi almış futbolcuları transfer eder. Ancak Aile kökeni Bask olan ama başka şehir veya ülkede yaşayan çocuklar da takip edilir. Yani %100 kültürel sınırlama — coğrafi sınırlamadan bile daha keskindir.
San Mamés stadı Avrupa’nın en sembolik statlarından biridir. (eski versiyonu “The Cathedral” diye bilinir). Kimliğine baktığımızda, resmî olarak “apolitik” olduğunu söyler; fiiliyatta Bask ulusal kimliğinin kültürel taşıyıcısı olduğunu bütün dünya bilir. Bugün “modern dünyada globalleşmeye direnen son yerli model” olarak akademilerde incelenir.
1971 yılında kurmuş olduğu Futbol Akademisi Bugün Avrupa’nın Ajax ve La Masia ile birlikte en seçkin 3 akademisinden biri kabul edilir. Bütçesinin %15–18’i her sezon yalnızca altyapıya ayrılır. (Çünkü oyuncu satın alma yerine, her şeyi kendin üretmek zorundasın.) Akademide hedef sadece “futbolcu yetiştirmek” değil, “yarın A takım formasına aidiyetle sarılacak karakterler yaratmaktır. A. Bilbao nun altyapı stratejisi modern futbolda “hayatta kalmak” için kurulmuş tam bir ulusal akademi yapılanmasıdır. Atletico Bilbao futbol tarihinin büyük kulüplerinden biri değil— benzersiz kulübüdür. Modern futbol kapitalizmine karşı kolektif hafıza, yerel onur ve sadakatle rekabet eden ve yaşayan bir kültür mirasıdır. A.Bilbao’nun modeli özellikle modern futbolda kimlik, yerellik ve sürdürülebilirlik ekseninde örnek gösteriliyor. Athletic Bilbao’nun hikâyesi, modern futbolda hâlâ “para değil insan hafızasıyla ayakta duran son büyük yapı” olabilmesidir. A.Bilbao futbol şirketi olarak değil — kültürel bir yapı olarak yaşıyor.
A.Bilbao ile diğer kulüpleri karşılaştırdığımızda aşağıdaki sonuç karşımıza çıkıyor. A. Bilbao nun kuruluşundan bugüne kadar popüler futbol sistemine karşı direnişi devam etmektedir.
Popüler Futbol Düzeni Atletico Bilbao
Parayla başarı Kimlikle başarı
Global marka oyuncular Yerli gençlik akademisi
Petrol sermayesi Sosyal-kültürel sermaye
Marka kulüp Halk kulübü
Atletico Bilbao nun bu modeli sürdürülebilir bir model midir? Diye incelediğimizde karşımıza mucize gibi bir ekosistem çıkıyor.
• Kurulduğundan beri borçlanmaya gitmeyen tek büyük kulüp.
• Kulübün başkanı üyeler tarafından seçiliyor.
• Finansal popülizm yapılmıyor.
• Yönetim altyapıdan her 4–5 yılda bir iyi futbolcular çıkarmayı model sonsuza dek sürebilmesi için ilke edinmişler. Bunu başaramadıklarında, takımın 7-8 yıl geriye gideceğini biliyorlar ona göre önlem alıyorlar.
• A. Bilbao’nun altyapı yatırımı dünyadaki en sistematik ve amaca odaklı modellerden biridir. çünkü “sadece Bask oyuncularla oynama” kuralı sebebiyle altyapı onlar için lüks değil, hayatta kalma stratejisidir.
Peki, Amedspor neden böyle olmasın?
Amedspor’un kuruluş felsefesi zaten bu ruha yakındı. Amedspor’un sahadaki varlığı, Kürt kimliğinin, yerel kültürün, toplumsal aidiyetin bir ifadesidir. Bu yüzden Amedspor’un misyonu, skor tabelasında değil; tribünlerde, gençlerin gözlerinde, halkın kalbinde yaşar.
Amed Spor bir Atletico Bilbao olabilir mi? Bu soruya net bir cevap vermek gerekirse cevap kocaman bir evet tir. Amed Sporun kuruluş felsefesi Atletico Bilbao nun felsefesinden alınmıştır. Amed Spor un ülke ve dünya futbolundaki amacının para kazanmaya, şampiyonluklar kazanmaya odaklı bir kulüp olmadığını öncelikle, yönetimdeki bireylerce topluma anlatılmalıdır. Amed sporun kimlik üretmeye ve korumaya odaklı bir kültürel varlık olduğu sürekli dile getirilmelidir.
Amed spor, modern futbolun kurulu olduğu “Sermaye yatır → yıldız transfer et → global marka ol → daha çok sermaye çek.” Denklemi ile ilgilenmediğini,
Amed sporun “Önce kimliği koru → kimlik üzerine bütün futbol modelini inşa et → başarı gelirse gelir, gelmezse de kimlik kaybedilmesin.” Denklemi olduğu vurgulanmalıdır. Amed Sporun Varoluş nedenin, rekabet, şampiyonluk olmadığı, varoluş nedenin Kürt kimliğini yaşatmak olduğu unutulmamalıdır. Ve öncelik sırasının kimlik –topluluk- başarı olduğu, futbol kulübü gibi görünen bir kültür kurumu olduğu vurgulanmalıdır.
Sonuç olarak;
Amedspor, Athletic Bilbao ruhunu Diyarbakır’da somut bir modele dönüştürebilir. Bu Başarılı bir altyapı disiplini, topluluk bağlılığı ve sabır ile mümkün olacaktır. Amedspor, Diyarbakır’da “A. Bilbao ruhu”nu temsil etme potansiyeline sahip toplumsal bir sembol kulüp. Amedspor, bölgede ve dünyada Kürt kimliğinin sembolü haline gelmiş bir kulüp. Taraftarları kulüple sadece sportif başarı için değil, toplumsal aidiyet ve kültürel temsil için bağ kuruyor. A. Bilbao örneğine benzer şekilde, kimlik ve topluluk odaklı bir yaklaşımı var; sadece futbol oynamıyor, bir anlamda “hafıza taşıyor”.
Elbette yazdıklarım kolay bir yol değil. Modern futbol, sermayenin kurallarına sıkışmış durumda. Ama Amedspor’un farkı da tam burada yatmalı: Onlar para için değil, kimlik için oynamalı. Bu da Amed Sporu hem kırılgan hem de çok güçlü yapacaktır. Çünkü bir kulübün gerçek gücü, sattığı forma sayısında değil, temsil ettiği anlamdadır.
Amed spor kimliği korumazsa kulüp anlamını kaybeder.
Bunun kapitalist futbol endüstrisinde mümkün olmadığını söyleyenleri duyar gibiyim. Ancak yazdıklarımın strateji belgesi, yol haritası ve mevzuatın engel olmadığını da yazabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.