Bu başlığı 1996 yılında Mehmed Pamak tarafından yazılan, "Kürd sorunu ve Müslumanlar " adlı kitaptan esinlenerek yazdım.

Konuya girmeden evvel, Mehmed Pamak’ı tanımakta fayda var. 1950 Çanakkale Ezine doğumlu olan Pamak, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde başladığı eğitimini, Erzurum İşletme Fakültesinde tamamlamıştır. Ülkü ocaklarında yetişmiş, maliye bakanlığında görev yapmış, 19M1’de Danışma Meclisi üyeliği yapmıştır. Başta Ortadoğu ve Hergün gazeteleri olmak üzere, birçok gazete ve dergilerde, makaleler yazmıştır. Türkeş ve Erbakan’ın teşvikiyle, bugün adı MHP olan, muhafazakar partiyi kurmuştur.

Pamak yaşadığı bu döneme ‘cahilliye dönemimdir’ der. (Bakınız adı geçen eser.)

Konuya gelecek olursak:

04 Haziran 2023’te yazdığım makalede, Türkiye sosyolojisi üzerine, bazı tespitlerde bulunarak, Türk ve Kürd halklarının, benzer bir sosyoloji üzerine oturduğunu, “Kürd Meselesinin" bu sosyoloji üzerinden, çözülebileceğini, yazmıştım. Pamak kitabında, Kuran’ı referans alarak, bir çok ayete atıfta bulunmaktadır. Ben bu ayetlerden , RUM/22 ve HUCURAT 13/üzerinde duracağım.

Rum/22

“Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır."

Hucurat/13

“Ey insanlar! Bakın biz sizi, bir erkekten ve bir kadından yarattık. Sizi birbirinizi tanıyasınız diye, milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında şerefli ve itibarlı olanınız, yaşantısını, yolunu, yordamını Allah'ın kitabıyla bulmaya çalışanlarınızdır. Çünkü Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır." Ayetlerden şu kısa yorumu yapmak mümkün “bütün insanlar eşit olup, üstünlük sadece hayırda yarışanlarındır.” Yani kim insanlara, doğaya, canlılara yardım ederse o hayırlı insandır. Pamak ayrıca kitabında, adalet hukuk ve eşitlik ile ilgili başka ayetleri de kitabında yazmıştır.

“Kürd meselesi” basta olmak üzere, Türkiye’nin bütün meselelerini, çözme kabiliyetinin, milliyetçi muhafazakar sosyolojide olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Cumhuriyeti kuranlar, bir çok toplum kesimlerine dar bir gömlek giydirdiler ve bize "ALTI OK” u hediye ettiler. Altı okta, adalet yok, hukuk yok, eşitlik yok. Yani devletin "AYNASINA" bakan vatandaşların büyük bir kısmı kendilerini görememektedir. Bu sosyolojinin temsilcileri başta Erdoğan olmak üzere, diğer siyasi parti liderlerinden beklentimiz, 84 milyon vatandaşımızın, “Devlet Aynasında” kendilerini görebilecekleri, adalet merkezli bir sistemi beraber inşa edelim. Bu inşayı yapabilirsek 1921 Anayasası, Misak-ı Milli ve Lozan’ı tartışabilme imkanımız doğar. Sözlerimi Ziya Paşa’nın bir şiiriyle bitirmek istiyorum.

“İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez

Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez”